⚜5⚜

30.2K 2.7K 1.7K
                                    

14 Şubat...

Taehyung ellerini çenesinin altına koyup sınıftaki aşk kokan itirafları izlemeye koyulmuştu. Sınıfın Taehyung hariç en dışlanan tipleri bile birileriyle fingirdeşirken kendisini insan yerine koyması fazlasıyla zorlaşıyordu.

Jungkook içeri girince tek elini çenesinin altında bırakıp diğerini masaya koymuştu Taehyung. Delta, kendisine uzatılan hediyeleri görmemezlikten gelip yerine ilerlerken Taehyung bazen onun kadar umursamaz olabilmeyi istedi.

Jungkook çantasını her zamanki gibi kendi sırasından Taehyung'un tarafına taşacak şekilde atıp yerine yayıldı ve kollarını birleştirerek etrafı izledi.

Taehyung iç çekip kimseyi görmemek adına masanın üzerine bıraktığı kollarına başını koymuş ve cam tarafına dönmüştü. Jungkook'un etrafı inceleyen bakışları üstünde durdu.

"Kimse hediye almadı mı sana?"

Taehyung başını iyice sokuşturduktan sonra mırıldandı. "Ölümcül hastayım, ondan yanaşmıyorlar"

Jungkook başını sağ eline yaslayıp tek elini çantasına daldırdı ve kırmızı çikolata paketini eline alıp süzdü. Babası İtalya'dan göndermişti ve bugün bunu yemeyi gerçekten istiyordu.

Kendi kendine göz devirip kolunu uzattı ve paketi onun yüzünün dönük olduğu tarafa bıraktı.

Taehyung başını yavaşça kaldırıp kaşlarını çatmıştı. "Dalga mı geçiyorsun benimle?"

"Neden, sana çikolata almak geldi içimden" Jungkook herkesin duyacağı şekilde bağırınca Taehyung kıpkırmızı kesildi. Herkes onlara dönmüştü ve Taehyung'un eli ayağı birbirine dolanmıştı.

En sonunda panikle yüzünü kollarına geri gömdü. Jungkook, onun kızarmasını fazlasıyla sevimli bulmuştu. Bunun beraberinde Namjoon'un garip bakışlarını dikkate almayarak derse döndü.

Taehyung, Jimin'in dürtmesiyle uyanmıştı. Arkadaşı yan sıradan gözlerini devirerek uyku mahmuru yüzüne su sıçratınca, Taehyung mecburi bir uyanışa kurban gitmişti.

"Yoongi'ye sırnaşsana benim yanıma geleceğine. Mis gibi uyuyordum..."

"Woah! Dedikodu değilmiş, gerçekten o çocuk sana hediye vermiş ha?" Jimin hemencecik Taehyung'un kolunun altında kalan paketi çektirip inceledi. "Likörlü çikolataya bayılırım. Bana versene"

Taehyung paketi huysuzca ondan alıp çantasına tıktı. "Geri vereceğim. Dokunma bile"

"Geri mi vereceksin? Senin parlak zekan, uyurken ağzından akan salyaya karışıyor Taeh!"

"Yoongi ne almış?" Taehyung sabırla konuyu çevirmeye uğraştı.

"Bana yemek hazırlamış, sana haber vermeye geldim. Üç saat içinde benden haber almazsan ambulansı aramalısın" gülüşüp birbirlerine bakındılar. "Keşke Hoseok'un sana bir şey aldığını da görebilseydi bu gözler"

"Neden durup dururken lafını açtın şimdi?" Taehyung onun alnına vurmak üzere elini kaldırdığında kapı açılmış, Jungkook poşetle içeri girmişti.

Jimin'in bakışları ikisi arasında mekik dokurken, Taehyung hayır anlamında başını salladı. Yine hayal dünyasında geziyordu kısa olan.

"Ben gideyim... Malum..."

"Seni... Aish!" Taehyung homurdanırken Jimin arkadaşının dağılmış saçlarını özenle düzeltti ve kulağına eğildi.

"Omega olmasan da hastalıklardan korunmak için prezerva...-"

"Ortamda başkası varken fısır fısır konuşmak saygısızlık" Jungkook yanlarında bitip Jimin'i itekleyerek yerine geçti ve dik dik ona baktı. Jimin derin bir nefes alıp arkadaşına gülümsedikten sonra sınıftan ayrıldı.

Jimin kapıdan çıkınca önündeki paketi açtı Jungkook.

Taehyung onu çözümlemeye çalışıyordu. Acaba Vita olduğunu mu anlamıştı? Bu yüzden miydi nazik davranışları?

"Neden bakıyorsun? Benim sandviçim." Jungkook ona hafifçe sırtını dönünce Taehyung çocuksu hareketine gülüp çantasındaki pakete kısa bir bakış attı.

Sanırım geri vermeyeceğim, üzgünüm...

❁❁❁❁❁

Jin sırasındaki tepeleme dolu hediye yığınına bakarken elinin tersiyle yanağını yokladı. 14 Şubat'ta bu kadar şey alınca kendisini biraz baskı altında hissediyordu. O, bunları ona getiren kimseye hediye hazırlamamıştı.

Bunları yurda nasıl sokacağını da pek bilmiyordu. Tekrardan bir kavga çıkar diye içinde oluşan korku geri adım artırıyordu ona.

Son sınıfların dersleri öğleden önceye yığılmıştı ve herkes çoktan sınıftan çıkmıştı. Bu hediyeleri kime vereceğine emin olamıyordu. En iyisi çöpe atmaktı belki de.

"Fazla kârlısın bugün, öyle değil mi?" Namjoon kapıdan başını uzatıp ona baktığında Jin gülümsedi.

"Benim için birazını almak ister misin?"

"Daha güzel bir teklifim var" Namjoon onun sırasına ilerleyip masadaki atıştırmalara baktı. "Bunların hepsini alıp bana gidelim. Bir gecede hepsini yiyebileceğimize eminim"

"Süt de ısıtacak mısın?" Jin ellerini birleştirip yalvarır gibi sorunca Namjoon afalladı. Birkaç kadeh içki devirmeyi hayal etmişti. Ardından da belki...

"Evet, elbette ısıtacağım"

❁❁❁❁❁

Jimin çubuğuyla önündeki yemeği dürterken Yoongi bıkkınlıkla yirminci kez aynı cümleyi kurdu.

"Hepsini tattım. Güzeller Jimin"

"Buna dair gerçek şüphelerim var..."

Yoongi çubuklarını masaya vurarak bıraktı ve Jimin'i belinden tutup kucağına aldı. Jimin çırpınarak yerine geri dönmeye çalışıyordu ama Yoongi buna izin vermedi. Çubukları onun elinden kapıp yemeğe daldırdı ve onun ağzına uzattı.

"Yahh!" Jimin başını iki yana sallayıp gülerken Yoongi, kendini bebeğini beslemeye çalışan baba gibi hissediyordu.

Jimin mecburen ağzını aralamak zorunda kalınca Yoongi çubuğu tıkıp nihayet kaslarını gevşetti. Şimdi, Jimin'in tepkisini izliyordu.

Jimin iyice çiğnedikten sonra gözlerini şaşkınca araladı. "Yoongi... Bunlar güzel! Bu kadarını beklemiyordum"

"Güzel olduğunu söylemiştim ama, değil mi?"

Jimin çubuklarını onun elinden kapıp kızarmış balığa uzandı ve küçük bir parçanın tadına baktı. "Mmm!"

Yoongi gururlu bir gülümseme takınmıştı. Tek elini Jimin'in üst bacağına bırakıp başını koluna yasladı.

Jimin ona bakıp dilini dudaklarında gezdirince Yoongi nefessiz kalıp bir süre dondu. Kelimeleri zar zor peşpeşe koyabilmişti.

"Jimin... Sevgilim olur musun?"

 Sevgilim olur musun?"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Brave Words, Braver Deeds ║Vkook&Yoonmin&NamjinWhere stories live. Discover now