⚜18⚜

23.2K 2K 769
                                    

Bu bölüm fake değil 😄

Taehyung diğerlerinin yiyişini izlerken ara ara çubuğuna minicik parçalar alıp uzun uzun çiğniyordu. Yoongi ve Jungkook kendilerini etraftan izole edip konuşurken bir yandan da ağızlarını dolduruyor olsalar da Jimin hala yumuşamış değildi. Hatta Yoongi'yi bu kadar çabuk pes ettiği için bir güzel haşlayacaktı.

"Senin bir şey yemen lazım Taehyung." Jimin'in uyarısıyla Jungkook başını yemekten kaldırıp Taehyung'a baktı, gerçekten de yediği şeyler on gramı geçmezdi.

"Jimin, iştahım yok..."

Jimin kaşlarını çatıp arkasını döndü. "Ajusshi, yosun çorbası alabilir miyiz?"

"Jimin, hiç sevm-"

"Sinirimi senden çıkarttırma bana..." Jimin önüne dönüp içeceğini aldı. "Hoseok yine seni sordu bana, biraz kötüydü, anlarsın ya ayrıldılar..."

"A-ayrılmış mı?" Taehyung biraz dikleşip soran bakışlarını ona çevirdi. Jungkook iyice çatmıştı kaşlarını.

"İkinci bir Vita varsa başkaları da vardır eminim, neden bu sefer Hoseok'a açılmıyorsun?"

Jungkook masanın üstünden Jimin'e atlayınca Yoongi panikle geriye çekip yerine düşürdü onu. Bu sırada Taehyung da Jimin'i koruma moduna geçmişti.

"Gururuna yediremedin demek, ben de Taehyung'un mutsuz olmasını gururuma yediremiyorum" gelen çorbayı önüne alıp adama teşekkür etti Jimin. Ardından kaseyi Taehyung'un önüne itti. "Hepsini bitir, olur mu?"

Yoongi iç çekip Jimin'i izlemeye başladı. Taehyung'un annesi gibi davranıyordu çoğu zaman. İçindeki baba olma hissinin nasıl baskın olduğunu fark etti.

"Sen de yemedin, Jimin-ah. Dün akşamdan beri" Yoongi çubuklarını tabağa vurarak işaret etmişti.

Jimin başını iki yana sallayıp çorbayı soğutmaya devam etti. Yoongi masada biraz onun yanına kayıp çubuklarını tabağa uzattı ve Jimin'e yedirdi.

Jungkook pür dikkat üçünü izliyordu, üçünün de karakteri ve auraları bambaşkaydı, bu kadar iyi anlaşmayı nasıl beceriyorlardı? Kendi aurası Taehyung'a benzer olsa da kavga etmeden bir saat geçiremiyordu ikisi.

Taehyung'un zorla yemeye çalıştığı çorba bittiğinde Jungkook hesabı isteyip saate baktı. Taehyung bu sırada cüzdanının nerede olduğunu düşünüyordu.

Yoongi ve Jimin cüzdanlarını aldı, Jimin Yoongi'nin bile bir şey ısmarlamasından nefret ederdi. İkisi de kendileri ve Taehyung için ortaya para bırakınca Jungkook sormak için başını kaldırdı.

"Biz sevmeyiz böyle şeyleri. Özellikle de senin yabancı olduğunu düşünürsek..." Jimin Taehyung'un kalkmasıma yardım ederken mırıldandı. Taehyung sırıtıp Jimin'in saçlarını karıştırmıştı.

"Ciddi durunca çok çirkin oluyorsun Chim."

"Bu bacakla seni ortada bırakmamı ister misin Tae?"

Jungkook da ortaya parasını ve bahşişi bırakıp kalktı ve Taehyung'a baktı. "Onlarla mı gidiyorsun?" Bu sırada cebinden Taehyung'un cüzdanını çıkarıp ona uzatmıştı.

"Onlara borcum var, gösteriye gidemedim zaten... En azından sinemaya götürmeliyim" Taehyung onu çağırıp çağırmamakta kararsız kaldı.

"Anlıyorum..." Restorandan dışarı bakıp tekrar Taehyung'a döndü. "İyi eğlenceler"

Taehyung başıyla onaylayıp ona arkasını döndü ve üçü restorandan ayrıldılar. Jungkook çıkmak için onların uzaklaşmasını bekledi, kendisinden pek hoşlanmadıklarını bariz belli ediyorlardı.

❁❁❁❁❁

Namjoon saate bakıp masada ritim tutmaya devam etti. Min hiç bu kadar gecikmemişti, gidip gitmemekte kararsız kalmıştı Namjoon. Jin'in ziyaret saatini kaçırmak istemiyordu.

Namjoon sürekli denk geldiği garsonu yanına çağırıp biraz para bıraktı ve Min gelirse onunla ilgilenmesini tembihledi.

Trafik bugün her zamankinden de karmaşık duruyordu. Hastaneye giderken araçların arasından zıplayarak geçti ilk kez.

Koridorda Jin'in annesini görememişti. Jin'e uğramadan önce kafeteryaya gidip göz gezdirmeyi düşündü.

Merdivenleri inip ellerini cebine soktu ve bakına bakına kapıya yürüdü. Acil servis karman çorman duruyordu. Belki de bu günkü trafiğin nedeni kaza olmasıydı.

Üstün körü etrafa bakıp otomatik kapıdan çıkacakken yavaşça yanına döndü Namjoon. Sedyeden sarkan kırmızıya bulanmış eli görünce içindeki kötü hislerin üstün gelmemesini diledi.

Geriye doğru biraz adımlayıp gözlerini elin sahibine doğru çıkarmış ve tanıdık yüzü zar zor seçebilmişti.

"Min!" Sedyenin yanına koşup hızla yere çökmüş ve küçük eli avuçlarının arasına almıştı. "Min, duyuyor musun beni? Min?" Tek elini çekip yanağına koydu ve tekrar seslendi. "Min?"

"İzninizle" Namjoon doktorun sesiyle olduğu yerden doğrulup elini çekmişti.

"Durumu iyi mi?" Namjoon yutkunarak sormuştu. Kadının cevap vermemesi en büyük cevaptı belki de.

Just-a-psiho-girl umarım sınavın iyi geçmiştir, sabah sabah kötü hissettim reklam yaptığım için.
hidoi_hana seni de sabah sabah hayal kırıklığına uğrattığım için af diliyorum.
mokitamin selinay1707 glbyzaykl sizi çılgın gececiler...

Brave Words, Braver Deeds ║Vkook&Yoonmin&NamjinWhere stories live. Discover now