♤One♤

501 31 22
                                    

Soğuk,düz ve sıradan koridorlar...Herkesin överek bitiremediği, şatafatıyla ünlü ve koreli öğrencilerin sadece yüzde 1'lik dilimini ayıklayarak alan Incheon Lisesi'nin koridorları benim için sadece bir boşluktu...Ta ki 15 dakika sonraya kadar.

Tedirgin gözlerimi yavaşça sınıflarda gezdirmeye başladım.
Nakille geldiğimden ayrıca okula 1 hafta geç başlamamdan dolayı hiçbir haltını bilmedigim bu okul her açıdan bir zindandı. Eteklerini kalçalarına kadar çekmiş, yüzleri boyalı kızların yanından geçerken utanmaya başladım. Avucumun içinde, terden sırılsıklam olmuş kağıdı üzerime sildim...
Korkunç yazım, vücut sıvımla birleşince ortaya karışık bir 10-E çıkmıştı.

Karmaşık bir yapıyla düzenlenmiş bu okul. Öğrencilerin kendi sınıflarını ararken üst sınıflardan yardım alması ve kaynaşması için hazırlanmıştı.Ama ben konuşmaya cesaret edemezdim.

Gözlerim dolmaya başlarken omzumu sıcak ve güven veren bir el tuttu.

-Hey velet sınıfın hangisi?

Heyecanla arkama döndüğümde, umut gibi parlayan bir gülümsemeyle karşılaştım.

-Şey...10..10-E

Gözleri kısıldı ve benimle konuşmak için eğildiği mesafeden doğruldu.

-Ah orası eski sınıfım benim. Alınma da sınıf bok gibidir he. Duvarlara çizdiğimiz yaprak resimlerini bile badanayla zor kapattılar.

Zoraki gülümsedim ve beni götürmesini bekledim. O sırada onun arkadaşlarından biri aramıza girdi:

-Hobi ne kaytarıyorsun at suratlı! Daha yapacak işlerimiz var.

Adının "Hobi" olduğunu...takma adının "Hobi" olduğunu öğrendiğim çocuk daha garip bir ifade takındı:

-Üzgünüm daha sevgilime bakmam lazım. Beni ne çok özlemiştir.Benim özlediğim kadar değil tabi ki.

Arkadaşı gözlerini devirdi ve Hobi'yi yakasından tutup sürüklerken ben sap gibi kalmanın acısını yaşamaya başlamıştım.

-Ha çömez, bu arada sınıfın koridorun en sonunda!!!

Bu sefer memnuniyetle gülümsedim ve seker adımlarla ilerlemeye başladım.

Okulda bir disiplin olduğu belliydi. Her ne kadar öğrencileri gevşek gözükse de hepsi diken üzerinde gibiydiler. Eh tabi yaptığım genellemenin dışında kötü çocuk olarak takılanlar da vardır.

Koridorda ilerlerken yandaki aynalardan birine baktım. Kuru, siyah saçlarım darmadağındı, heyecandan dolayı uyuyamadığım göz altlarımdan belliydi.Ayrıca ağlamaya yeltendiğim için gözlerim kızarmıştı. Utançla başımı eğdim. Boşuna bana bebek demiyorlardı.Aslında şişko da diyorlardı da neyse.

Sınıfa geldiğimde yavaşça içeri göz attım. Bana hayatı ortaokuldaki gibi zindan edecek tipte biri yoktu...en azından şimdilik. Gözlerimi insanların üzerinden kaçırarak en arka sıraya doğru ilerlettiğimde fısıldamaları duyar gibiydim. Sıraya oturmamdan rahatsız bir halleri vardı sanki.Belki de sınıfa gelmemden rahatsızlardır.

Elimdeki kağıdı sıranın üzerine koyduğumda, üzerinin baştan sona karalamalarla dolu olduğunu fark ettim. Ayrıca rengi de diğerlerine nazaran daha koyuydu. Histerik olarak endişelenmeye başlamıştım. Buna rağmen sıraya oturdum ve sıranın üstündekileri okumaya başladım.'My, Canavar... Bir insana canavar diyecek ne yaşamıştı bunlar. 'Defol git ucube...' Dayanamayarak okumayı bıraktım ve başım önde zilin çalmasını beklemeye başladım.

Bakımlı olduğu kokusundan belli olan bir çift el gözlerimi kapatıp:

- Ben kimim ?

Şaşkınlığımdan:

The Guardian Angel • YoonminWhere stories live. Discover now