◇Eighteen◇

120 15 1
                                    

Suga gülümsedi ve Chimchim'in karnesini elinde çevirdi. Neredeyse hepsi yüksek olan notların arasında matematik sırıtıyordu.

-Demek Park Jimin ha.

Chimchim utandı ve gerçek adını duymasıyla sendeledi. İsmi Suga'nın ağzında kutsal bir şeye dönüşmüştü ve bu çok hoşuna gitmişti.

-Evet Park Jimin. Matematiği berbat olan Jimin.

-İsmin çok güzelmiş. Eminim her söylenişinde mutlu oluyorsundur.

Chimchim sözlerde bir ima olup olmadığını anlamaya çalıştı ama sonra vazgeçti. Suga onu kırmazdı asla.

-Bana bundan sonra Jimin mi diyeceksin?

Suga irkildi. Jimin'i tanımıyordu ki o. Jimin de kimdi? Tek bildiği Chimchim'di. Tek sevdiği de oydu.

-Dememi mi istersin?

-Bilmem ki. Aslında benim için fark etmez. Nasıl istersen.

Jimin sormayacaktı Suga'nın adını. O da söylemezdi zaten. Kaç kere bahsetmişti adından ne kadar nefret ettiğini. O yüzden bunu ona yapamazdı.

-Senin karnen nerede Suga?

-Attım çöpe.

-Uf gerçekten umursamıyorsun ha.

Suga güldü. Karışındaki küçük ne kadar sevimliydi böyle. Hayran kalmıştı okulu bu kadar takmamasına.

-Seni umursadığım kadar değil.

Jimin'di gülümseyen bu sefer. Park Jimin.

Bazen görebiliyordu Suga, karşındaki kişinin içindeki son Chimchim kalıntılarını. O kadar seyrektiler ki Suga çok korkuyordu. İleride evlenmek istediği kişinin başka birine dönüşmesinden çok korkuyordu.

*

Yoongi elindeki küçük kadehi havaya doğru kaldırdı ve Kook'a doğru baktı. O da gülümseyince tokuşturdular. Joohyun ve Jimin ise bulundukları ortamın havasından biraz rahatsız olmuş bir biçimde oturuyorlardı.

-Ee Jimin, kız arkadaşın var mı?

Jimin hâlâ Joohyun'un ojeli tırnaklarına bakıyordu. Annesinin ojesiyle aynı renkti.

-Hayır yok.

-O zaman hoşlandığın biri var .

Jimin'in kızarmasıyla Joohyun cevabını almıştı.

-Tanıyor muyum?

Jimin, Joohyun'un zekasından korkmuştu. Sanki küçük bir ipucu bile Yoongi'yi bulmasına yeterdi.

-Şey evet.

Ama yalan da söylemek istemezdi Jimin.

Joohyun heyecanla gülümsedi. Nedense aşırı mutlu görünüyordu.

-Yardım edebilirim.

-Pek sanmıyorum. Onun aklı çok başka yerlerde.

-Demek fena birisinden bahsediyoruz.

Jimin konu değişsin istiyordu hemen. Joohyun ürkütücü bir hale bürünmüştü.

Yoongi yanlarına gelip oturduğunda Joohyun başını yasladı onun omzuna. Yoongi de itiraz etmeyip içmeye devam etmişti. Tam tescilli bir pislikti. Jimin dudaklarını büzüp Yoongi'ye baktığında gülümsedi Yoongi.

The Guardian Angel • YoonminWhere stories live. Discover now