♤Seventeen♤

129 15 0
                                    

Suga, Chimchim'in kanayan dizlerini özenle temizledi ve sarmaya başladı.

Bir yandan pandalı yara bandını da sargının üzerine koyarken -gerek olmadığı halde Chimchim istemişti- bir yandan da karşısındakinin sulu gözleriyle içi acıdı.

-Daha iyi misin?

Chimchim küçük eliyle gözlerinde biriken yaşları sildi ve başını hızlıca evet anlamında salladı.

İki gün önce annesini oje sürerken görmüştü. Kırmızı parlak renk o kadar göz alıcıydı ki aklı orada kalmıştı. Kendisi de denemek istemişti. Chimchim göz alıcı şeyleri hep çok sevmişti ama bu oje onun canının yanmasına sebep olmuştu.

Ojeyi sürerken biyolojik cinsiyetinin buna "uygun" olmadığını bilmiyordu. Elinde kırmızı ojeleri gören herkes onunla alay etmiş ve zarar vermişlerdi.

Suga geç kalmanın acısıyla öptü Chimchim'in ellerini. Oje soyulmuş ve araları kanla dolmuştu.

-Eğer daha rahat hissedersen ben de sürerim Chimchim.

Chimchim aynı şeylerin Suga'nın da başına gelmesinden korkarak başını hayır anlamında salladı bu sefer.

-Daha sürmeyeceğim. Hem erkeklerin oje sürmesi kötü bir şey.

Suga çöktüğü yerden kalktı ve Chimchim'in yanına oturdu. Bir elini avcuna alırken konuştu.

-Kötü olan şey birkaç salağın sırf diğerleri kendi hoşlandıkları şeyleri yaptığı için onlara zarar vermesidir.

Chimchim tahriş olmuş tırnaklarına baktı. Herkesin beğenerek baktığı küçük, tombul ve bakımlı elleri yara bere içindeydi.

-Belki de insanlara uyum sağlamalıyız.

Suga zamanla değişen Chimchim'e bakıyordu artık. Kendi doğal karakterinden sıyrılıp insanların olmasını istedikleri kişi olan Chimchim'e. Yeni zamanın Jimin'ine.

*

Jungkook, acılı ramenini 3 dakika 34 saniyede bitirince Taehyung ile yaptıkları yarışı kazanmış oldu. Her ikisinin de ağzından kırmızı sıvı akarken birbirlerine bakıp gülmeye başladılar.

-Çok seksi görünüyor olmalıyım he Tae?

Taehyung çubuklarını kasenin içine bıraktı ve ağzını sildi.

-Hemde nasıl seksi görünüyorsun. Acılı olmasaydı ben kazanırdım.

Kook alaycı bir ifadeyle gülümsedi. Ağzından hala kırmızı sos akıyordu

-Ya tabi ne demezsin.

Yaklaşık iki saat önce Yoongi'nin evinden çıkmışlardı. Kapıda sekiz tane kilit vardı malum. Bu yüzden arka bahçeden açılan kapıyı zorlayıp girmişlerdi. Bu Taehyung'un ilk gelişiydi Yoongi'nin beşinci(?) evine. Ev o kadar dağınıktı ki merdivenin yerini bulamamışlardı ilk başta. Daha sonra Kook kendi pislik radarlarını çalıştırıp bulmuştu. Üst katta 5 tane oda vardı. Hepsi kilitliydi ve açılması çok zordu. Açmaktan vazgeçtikten sonra alt katlarda dolanmışlardı ve büyük beyin resmini görmüştü Taehyung. İşte o zaman hatırlamamaya çalıştığı gerçek tekrar vurmuştu yüzüne: Telekinezi.

Jungkook duvarlardaki yazılarla uğraşırken Taehyung da mutfağa gitmişti. Buzdolabının üzerine magnetle tutturulmuş eski bir fotoğraf vardı.

İki tane küçük çocuk... Tahminen beş - altı yaşlarındaydılar. Fotoğraf daha önce ıslanmış olduğu için renkler biraz solmuştu ama Taehyung kısa boylu çocukta aşina olduğu bir şey fark etmişti: Büyük , pembe ve dolgun dudaklar...

The Guardian Angel • YoonminWhere stories live. Discover now