III.

1K 66 34
                                    

Sinir krizi, kişinin aşırı derecede sinirlenmesi ve gözü hiçbir şeyi görmeyecek kadar kendini kaybetmesi sonucunda oluşan durumdur. Sinir krizinin en temel nedeni kişinin aşırı derecede strese bağlı kalmasıdır. Sinir genellikle zararlı sonuçlara neden olan bir durumdur. Sinirlenen kişi o esnada hem kendisine hem de çevresine hiç istemediği zararlar verebilmektedir.

Evet evet,  şuan kesinlikle sinir krizi geçiyordum. Aksi takdirde Hilmi Cem İntepe'yi boğarak öldürme planlarımın başka  bir açıklamasının olduğunu düşünemiyorum.

Kendimi sakinleştirmeliydim. Yoksa elimden bir kaza çıkacaktı.

Yaşanan gereksiz ve itici dakikaların üzerinden henüz yarım saat bile geçmemişti ve benim telefonumun şarjı 20 küsür dakika içinde  gelen aramaları ve mesajları  kaldıramayıp, kapanmıştı. Keşke bende bir batarya olsam ve tükendiğim zaman,bir anda varlığımı sonlandırsam diye düşünmeden edemedim. Derin nefesler almaya devam edip avuç içlerimle gözlerimi ovuşturduktan sonra odak noktama elindeki telefona bakıp sırıtan bir Hilmi Cem İntepe dahil etmek istemezdim. Fakat olacak ve öleceğe çare yok derler, karşı gelemedim, ben de  boyun eğdim.

Karşımda hiçbir şey olmamış gibi elindeki telefonla oynaması beni hepten çıldırtırken, kafasını bir an telefondan kaldırıp bana bakmayı lütfetti paşamız. Gözlerime odaklanıp, hiçbir şey olmamış gibi gülümseyip  "Sakin ol." demesi,  dudaklarımdan "Erkek orospusu" kelimelerinin çıkmasına sebep oldu. Küfürün biz insanlara bahşedilen büyük bir nimet olduğunu düşünmeden edemedim.

Hilmi ise hala sakindi, elindeki telefona bir kaç kez daha dokundu ve yine gereksiz bir mıymıntılıkla telefonun ekranını kilitledi. Sonra ise oturduğu banktan ayağa kalkıp, her an ikinci bir sinir krizi geçirebilme ihtimalimi siklemeyip karşıma dikildi.

Yeşil gözleri tam olarak gözlerimin derinliklerine odaklanmışken "Yavaş ol." dedi. Ağzımdan "Hah" diye dökülen anlamsız sesten sonra derin bir nefes daha alıp devam ettim. "Sen gerçekten umursamaz, bencil bir pisliksin."

Kirpiklerini kırpıştırdı.

"Evet öyleyim, hatta düşündüğünden daha da pisliğim. Ve yerinde olsam daha fazlasına tanık olmamak için çenemi kapardım.  Ama şuan ki tavırların beni bir şeylere zorluyor, haberin olsun Ceylan." gözlerinde yavaştan ortaya çıkan öfke kırıntıları beni daha da alevlendirdi.

"Demek öyle bay daha fazlasına tanık olmamak için çenemi kapardım. Ama ne var biliyor musun? Ben tanıklık etmek istiyorum. Ve eklemeden edemeyeceğim. Yaşattığını, yaşatmaktan zevk duyacağım."  ve son cümlemden sonra Hilmi Cem İntepe'nin yeşil gözleri alevler içinde yanmaya başladı. Küçük çekik gözlerini iyice kıstı.

Ve buğulu sesiyle "Birileri sanki  fazla özgüvenli çıktı ha? Söyle bana Ceylan, baban gay olduğunu öğrendiğinde de bu küçük artistliklerin devam edecek mi? Yoksa ben salon erkeğiyim, efendilik kazanacak modun mu sahneyi devralacak. Bileyim ki ona göre kendimi hazırlayayım öyle değil mi? " dediğinde o an ki  sinirle dişlerimi sıkmaya başladım, yeşilleri kasılmış çenemdem  yumruk yaptığım elime kaydı ve sonra öfkeli bakışlarına tezat bir gülümseme peydah oldu yüzünde.

"Ooo Murat Ceylan Wish, sinirlenebiliyormuş. Fakat ben hala bir şeyleri kafamda oturtamadım be Ceylan. Okuldaki  sikimde değilsiniz hallerin mi  fake olan, yoksa yumruk yaptığın elin mi? Ama sanırım ben tercihimi karakterinden yana kullanacağım. " ve bardağı taşıracak olan son damla da geliyorum demeden başlattı yıkımı.

Sağ yumruğum Hilmi Cem İntepe'nin çenesiyle büyük bir buluşma gerçekleştirdi. Size demiştim, yaşanacak olan yaşanır.

O sağ eliyle çenesini ovuştururken ben gelecek hamle için kendimi çoktan hazırlamıştım.

Fakat Hilmi Cem İntepe beklentilerimi yine karşılamamayı seçmişti. Sonra da istediği olmuş gibi aşağı yukarı kafasını sallayıp sırıttı. Bu kez afallayan taraf ben olmuştum beklediğim reaksiyonun gerçekleşmemesi Hilmi'den her hangi bir dönüt almamak beni Hilmi'ye attığım yumruğun Hilmi'yi şaşırttığından daha çok şaşırttı.

"Bir gay'e  göre fazla iddialı bir yumruktu Ceylan. Fakat bir daha gerçekleşmemesini tavsiye ederim. Aksi takdirde bu gece ki kadar anlayışlı bir Hilmi Cem'le karşılaşmazsın.Bir oyuna başladık. Öncelikle bu oyun bitmeden benden kurtuluşun yok, bunu o güzel kafana sok. Eğer dersen ki ben oynamak istemiyorum. O zaman bende oyuncu değişikliğine gider babanı sahaya sürerim. Ve içimden bir his babanın senden daha iyi bir oyun arkadaşı olduğunu söylüyor. Beni içimdeki sesi dinlemeye mecbur bırakma.Ve unutma sevgili oyun arkadaşım, bu oyun bittiğinde seni canı yanan tarafta görmeyi  hiç istemiyorum." bu çocuk net erkek orosbusuydu. Literatürde başka bir anlamı olamazdı.

Hislerimden tiksinmiştim. Aklımda ki tek soru "Sen bu şerefsizin neyinden hoşlandın Allah'ın malıydı." İnsanın çocukluk aşkının karaktersiz bir it çıkması çocukluğuna karşı mahcup olmasını sağlıyordu. Onu severek geçirdiğim 4 yıl için kendimi sanırım affetmeyecektim. Gözlerinin içine kinle baktım. Ki Murat Ceylan Wish kinlenmezdi.

"Sokuk oyununda sana öyle bir oyun arkadaşı olacağım ki İntepe, bir daha sanırım oyun oynamak istemeyeceksin. Ve sana ufak bir tavsiye, bundan sonra oyun arkadaşlarını daha dikkatli seç. Aksi takdirde biz gay'lerin oyunları fazla girdili çıktılı olabiliyor. Güzel vücuduna zarar gelsin istemeyiz değil mi? Ve unutma sevgili oyun arkadaşım, bu oyun bittiğinde seni canı yanan tarafta görmeyi  ben de hiç istemiyorum." diyerek  kin dolu bakışlarımı yeşillerinde biraz daha gezdirip omuzunu patpatladıktan sonra yürümeye başladım.

Sanırım kılıçlar an itibariyle çekilmişti. Ve yıkım için çanlar çalmaya başlamıştı. Tek sorunumuz ise biz zırh giymeyi sevmeyen çocuklardık.

Sevilmek için Sevmedim // Hilmur Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin