VI.

985 64 46
                                    

İçime oturan öküzle birlikte (ki bahsi geçen öküz Hilmi Cem İntepe değildi) bir süre daha o gereksiz ortamda varlığımı sürdürmüş, sonra ise bulduğum ilk fırsatta, ki bu fırsatta "Annem merak eder. Ben artık kalkayım"olmuştu, kafeden çıkmayı başarmıştım. Bahanem ne kadar siktiri boktan olsa da beni o sikik ortamdan uzaklaştırmaya yetmişti.Ve çocuklarını merak eden annelere olan saygım bir kat daha artmıştı.

Gelelim konumuza ; Hilmi Cem İntepe.

Hilmi Cem İntepe literatürde üç harfle tanımlanabiliyordu mesela.

Göt.

Evet kendisi göt herifin tekiydi. Siktiri boktan tavırları da, ünvanını hakettiğini kanıtlıyordu.

Hoşlandığı bir kız olduğu halde sikik oyununa beni dahil etmesi, Ve götlükte zirve yapıp İlya geldiğinde sikik oyununu durdurmasına girmiyorum bile.

İlya Dilan, tanıdığım ve saygı duyuduğum nadir kadınlardandı.Onu çocukluktan beri tanıyordum.Hanım hanımcık. Zeki. Kaliteli. Aynı zamanda neşeli ve kibar. Aşık atabileceğim birisi değildi yani. Ve zaten onunla karşı karşıya da gelmek istemezdim. Çünkü o böyle birisi değildi. Dilan bizden 4 yaş büyüktü. Bir mankendi aynı zamanda gıda mühendisliği okuyordu. Her şeyiyle mükemmel olan bir kızdan bahsediyorum.

Gece boyunca surat astığımı farkeden tek kişiydi mesela. Kibarca beni muhabbete dahil etmek için bir kaç soru sormuş verdiğim suratsız cevapları bile zarifçe gülümseyerek dinlemişti. Tepkim ona değildi hiç bir şekilde ama o da nasibini almıştı.

Fakat fazla sinirlenmiştim işte, dakikalar önce elini bir saniye üzerimden çekmeyen çocuk Dilan gelince vebalıymışım gibi diğer koltuğa geçmişti. Boktan yüzünü bir saniye bile bana çevirmemişti mesela ve Dilan'ın yüzüne hipnotize olmuş gibi odaklanmasıda tuzu biberi olmuştu sinirimin.

O geceyi düşündüğüm de ki üzerinden neredeyse 2 koca gün geçmişti, hala kuduruyordum. Sorun bu oyunun fazla saçma olmasıydı. Sözde bir iddia vardı ortada. Ve bunun salak arkadaşları benim tehdit edilerek bu saçmalığa dahil olduğumu bilmiyorlardı. Fakat benim o salakla sevgili olduğum zaman diliminde, masaya bir kız oturuyordu ve benim sözde sevgilim, benden uzaklaşıp o kızın ağzına düşüyordu ve onlar benim bir boku çakmayacağımı mı düşünüyorlardı? O kadar salakça bir oyundu ki her yerden zekasızlık fışkırıyordu.

Sinirle elimdeki kitabın kapağını sertçe kapadım. "Birileri fazla sinirli, kim kızdırdı benim Ceylanı mı?"

İşte gelmişti orangutan kılıklı.

Derin bir nefes vererek ofladım.
"Abi sen bir siktirip gitsene. Bak zeka seviyesi magmada ki arkadaşların iki bank öte de, hadi bak bakalım Alp orada mı?"

Hilmi "Ne oldu yine sana heyheylerin üzerinde?" dediğinde çoktan yanıma kurulmuştu paşa hazretleri.

"Hilmi abi bak ciddi soruyorum. Şerefsizlik siz de genetik mi? Yoksa konjenital bir anomali falan mı?" diye sorduğum da dişlerini sıkmaya başlamıştı.

"Hoşgeldin gerçek orosbu çocuğu Hilmi Cem İntepe" dememek için kendimi zor tutuyordum.

"Noluyor lan? Ne bu afra tafra? Kız gibi laf sokma çabaları falan? Tamam gaysin de yine de fazla abartmıyor musun?" dediğinde sinir katsayım Burj Khalifa yakınlarındaydı.

"Bak sayın orosbu evladı bunu sana ilk ve son kez açıklayacağım. Evet ben bir gay'im fakat düşündüğünün aksine pasif değilim. Ve kız gibi laf sokmam. Sadece kurduğum cümleleri algılamak için senin IQ seviyen yetersiz kalır. Yani diyorum ki aktif bir gay olarak seni evire çevire sikerim, eşekten düşmüş karpuza dönersin."

Fazla ironik belki ama canım karpuz çekmişti. Ve ben yine gereksiz detaylara takılıyordum.Senin de ebeni sikeyim dikkat dağınıklığı.

Hilmi Cem İntepe ise avını parçalamayı bekleyen aslan edasıyla üzerime eğilmişti. Ve ateş saçan yeşil gözlerini yüzüme dikmişti. Bunun dilimize tercümesi ise 'her an yumruğumu çenenle ayrılmaz bir bütün haline getirebilirim" demekti.

Derin derin nefesler alıp bir kaç saniye bekledi ve ürpetici bir sakinlikle "Eğer bana hemen o sikik aklından gerçekte neler geçirip, bu siktiri boktan cümlelerin altında yatan asıl gereksiz konuyu açıklamazsan, ne o sikik oyun umrumda olur, ne de yiyeceğin dayağın üzerimdeki yaptırımı.Yemin ederim ki seni kimse elimden alamaz." dediğinde sağ eli lacoste tişörtümün yakasını sıkıca kavramıştı.

Asıl meselenin olduğunu düşünebilmesi, düşündüğümden zeki olduğunu gösteriyordu. Ve hala çeneme yumruk yememiş olmam da iradesinin gücünü.

"Bak pek sevgili amına koduğum. Diyorum ki,gerizekalı arkadaşların, senin bir kız gördüğünde çenen asfalta yapışırken, benimle hala sevgili olduğunu düşünebilecek kadar aptallar mı? Veya benim katarakt olduğumu filan mı düşünüyorlar? Bir oyun tutturmuşsun gidiyor ama her yerinden bir saçmalık akıyor.Sinirlenmemin nedeni de şu benim sizin gibi aptallık abidelerinin yanında ne işim var."

Hilmi Cem son iki dakikadır yaptığı gibi derin bir nefes daha çekti ciğerlerine ve
"Bak Ceylan, oyun benim oyunum senin figüranlığın konusuna değinmeyeceğim fakat haddini bileceksin. Ki zaten İlya'ya karşı duyduğum hisleri hepsi biliyor. Seninle oyun oynadığımı da biliyorlar. Seni de bana aşık sanıyorlar. İlya ve senin aranda kıyaslanamayacak kadar kalite farkı var. Yani İlya varken seninle muhattap olmayacağımı da bildikleri için senin aksine kimse, senin durumu çakabileceğini düşünmedi.Onlara göre bana aşıksın ve benim başkasına karşı duygularım olsa da bunu tolere edebilecek kadar beni kaybetmekten korkuyorsun. Şimdi o sikik düşüncelerini kafandan sil ve adam akıllı davran.Girdiğin salakça tripler seni olduğundan daha aptal ve zavallı gösteriyor." diyerek yakamı bıraktı.

Bense dakikalardır onun yaptığını yapıp derin bir nefes çektim ciğerlerime.

O kızı seviyordu.

Belki de saplantı haline getirmişti.

Ve kaybetmekten o kadar çok korkuyordu ki ödü bokuna karışıyordu.

Oyunu başlattıkları günde İlya dendiğinde deliye dönmüştü zaten.

Taşlar yerine oturuyor Hilmi Cem İntepe'nin zaafları gün yüzüne çıkıyordu.

Bana da bir Murat Ceylan Wish olarak, Hilmi Cem İntepe'nin zaaflarını götünde patlatmak kalıyordu.

Şerefsiz Cem İntepe'nin gözlerinin en derinlerine diktim bakışlarımı, gerilere atmaya çalıştığı hırs ve katıksız öfke yerini koruyordu kuşkusuz yeşillerde. Biraz da kin vardı hani kime olduğu bilinmez, cesaretse tüm her şeyden önce karşılardı sizi bu cümbüşte.

Doğruya doğru, Hilmi Cem İntepe cesaretli bir adamdı.Her şeyi,herkese rağmen yapabileceği deli cesareti onu, o yapandı.

Bense pek cesur olmamıştım şu yaşıma kadar.Planlıydım mesela, aklım ve kalbim aynı anda hükmederdi bedenime. Sınırlarımı bilirdim. Çizgileri de aşmayı sevmezdim. Aptal ve saçma şeylerden uzak durur. Yasaklara boyun eğerdim, Hilmi Cem İntepe'ye kadar. Fakat artık cesur olmak istiyordum. Gemileri yakmak, yapılmayacakları yapmak, bir şeylere karşı çıkmak. Anarşist olmanın nesi kötüydü? Ya da aklına eseni yapmanın? Korkmadan,durulmadan ateşe atlamak neden her zaman korkunç gelmişti mesela?

Tekrar bir nefes daha çektim sevgili akciğerlerime ve Hilmi Cem İntepe'yi öptüm.



Not : Guys...  Wish Bey sizce de bu aralar fazla fazla değil mi? Düşünceleriniz önemli, bilginize. ☺️☺️

Sevilmek için Sevmedim // Hilmur Where stories live. Discover now