V.

1K 64 67
                                    

Hilmi Cem İntepe katıksız bir orosbu çocuğuydu.

Ve hiçbir şey olmamış gibi davranabilme oscarının yegane ve en büyük adayıydı.

Adını dahi bilmediğim, ufak ve şık bir kafe de oyun arkadaşlarımızla birlikte 'ben hiçbir hatırlamıyorumculuk' oynarken varmıştım bu kanıya.

Hilmi Cem İntepe sağ kolunu omzuma atmış ve arkadaşlarıyla basketbol hakkında konuşurken bende yanıbaşında oturmuş elimdeki buzlu portakal suyunu içip sessizce onları dinliyordum. Tabi arada da Ediz'in bana attığı lanetli bakışlara aynı sertlikle karşılık vermekle meşguldüm. Sanırım birileri oyun sever diğer arkadaşları kadar çabuk unutamıyordu olanları.

"Abi iyi de benim peder izin vermez ki yurtdışına, zaten sınava da çalışmıyorum diye darlıyor." dediğinde Serkay, bunlar muhabbeti baya sardırmış diye düşündüm.

Bulunduğumuz kafenin denize bakan cephesinde bahçe de oturuyorduk ve hava hafiften esiyordu. Hilmi'nin omzuma attığı kolu işe yarıyordu ki ben karşımda ellerini kollarına sürtüp kendini ısıtmaya çalışan Alp'e nazaran soğuğu hissetmiyordum.

"Benim de bu sene hiç sınav havam yok beyler be, sınav öncesi kaçsak ya bi yerlere" diyen Melik uzun bir zamandan sonra ilk kez konuşmuştu.

Hilmi "Bana farketmez, ayarlayın takılırız" dedi ve omzumdaki elini koluma doğru aşağı yukarı sürtüp kafasını bana çevirip "Üşüdün mü?" diye sordu. Kafamı iki yana sallayıp "Pek değil." dediğimde beni biraz daha kendine çekip gülümsedi.

Yahu bu çocuğun kafasına saksı düşmemiş resmen Babil asma bahçeleri top yekün inmişti. Yoksa o kavgadan sonra bu seviye, Justin Bieber'ın benim insta canlı yayınıma katılıp 'çok seksisin adamım' yazması kadar ironik olurdu.

Okulda pek muhattap olmamıştı benimle basit konuşmalar yapmış ama o günden tek kelime etmemişti. Çıkışta da 'bizle takıl bu akşam' deyip beni buraya getirmişti.

Okula kıyasla burada gerçekten sevgilisiymişim gibi ilgiliydi benimle, anlam veremiyordum.

Alp "Eee Murat senin müzik çalışmaları nasıl gidiyor?" diye sorduğunda "İyi, istediğim ve beklediğim gibi güzel bir reaksiyon aldı albüm, Hatta 'Which Way' parçam iTunes'ta worldwide 'da 2. sıraya kadar yükseldi. " diyerek onu yanıtladığım da Melik "Ohaaa ciddi mi?" diye sordu.

Kafa mı sakladığımda Hilmi "Bilmiyordum" dedi. Bense sadece yüzüne bakıp omuz silktim. Bu normaldi. Çünkü Hilmi'yle çocukluktan beri tanışıyor olsakta o benimle ilgili olan şeylerle pek ilgilenmezdi. Ben ise onun aksine hayatımın 4 yılını, onu severek ve yakın kadraja alarak geçirmiştim. Tabi sonra olmayacağını anlayıp içimdeki ondan, uzaklaşmayı seçtim. Tam 3 yıldır Hilmi Cem İntepe'den soyutlanmışken kader bizi bu noktaya nasıl getirdi hala sorguluyordum aslında.

Alp "Durun durun, YouTube'da Murat'ın klibini buldum." deyip heyecanla telefonu masada herkesin görebileceği bir yere koydu.Bu çocuk fazla enerjik, fazla samimiydi.

Yeni Nesil klibimi açmıştı Alp. Zaten başka bir şarkıya da henüz klip çekmemiştik. Ama yakınlarda yeni klip için kolları çoktan sıvamıştım. Yeni nesil'in soundu Türkiye'de alışılmışın dışındaydı. Klipse tek kelimeyle seksi. Klibime çekilen reaksiyon videolarıda bunun bir nevi kanıtıydı. Yeni nesil benim dönüm noktam olmuştu. Başarmışlık hissini en doruklarda hissettirişiyse de, pastanın üstündeki çikolata sosu. Bu yüzden Yeni Nesil'e minnettardım.

Hilmi şaşkın gözlerini telefondan bana çevirince 'ne?' anlamında göz kırptım. O ise gözlerini tekrar telefona çevirdiğinde Serkay "Seks tanrısı mısın mübarek?" diyerek olumlu bir eleştiri de bulundu. Bu yorumu beni gülümsetmişti.

Alp "Siktir " derken Hilmi asla beklemediğim bir şey yapıp boştaki elini bacağıma koydu. Baldırımın iç tarafını biçimli elleriyle sıkınca aldığım derin nefes , akciğerlerime yetmemişti. Karnıma giren eş zamanlı kırampla gözlerim Hilmi'ye döndü. Ne yapıyordu bu dangalak? Hilmi hala büyük bir zevkle klibimi izliyor, ne yaptığının farkında değilken de, eli bacağımı okşuyordu, tabi kalp krizi geçirme ihtimalimden habersiz.

Yüzüm eminim kıpkırmızı olmuştu . İçten içe yanıyordum. Hilmi'nin omzumdaki ve bacağımdaki uzuvları bünyeme fazla gelmişti.

Bir kaç saniye sonra da klip bitti. Melik "Gay olsam, şu dakika seninle evlenir ve seni bir eve hapseder, kimseye göstermezdim." tarzında absürt ama egomu okşayan bir yorum yaptığında ben "İyi ki gay değilmişsin o zaman." derken Hilmi benimle aynı anda " Yavaş gel." demişti. Ve şuan delici gözlerle Melik'e bakmayı sürdürüyordu.

Ve söylemeden edemeyeceğim eli hala bacağımdaydı ve tüm vücuduma yüksek voltajda bir akım vermekten geri durmuyordu. Tabi Hilmi hala o elden habersiz.

"Bence bok gibiydi, yani Murat gibiydi. Tam da kendine uygun klip çekmiş" diyen Ediz'e sadece güldüm. Ve o daha çok sinirlenip "Orosbu çocuğu"dedi. Bense yine güldüm.

Serkay sessizce bir şeyler söyleyip Ediz'i sakinleştirirken, söylemeden yine edemeyeceğim Hilmi'nin eli halen bacağımdaydı. Ve kalp atışlarım adeta beni bırak sen  kendini kurtar diyordu.

Alp masaya biraz daha yaklaştı ve yüzüme daha dikkatli bakıp " Murat hava göt donduruyor sen niye bu kadar kızardın abi?" dediğinde herkes yüzüme bakmıştı.

Hilmi " Bana bak bakayım." dediğinde yüzümü tedingirlikle ona çevirdim. "Niye bu kadar kızardın sen hasta mı olacaksın yoksa?" dediğinde yüzüme 'bilmem' tarzında bir mimik takındım fakat gözlerim bir kaç saliseliğine tüm irademi es geçip Hilmi'nin bacağımda ki eline indi.

Görmemiş olsun.

Görmemiş olsun.

Görmemiş olsun.

Diye içimden tekrar ederken Hilmi'nin gözleri de aşağıya indi ve bacağımdaki elini farkedip elini çekerken, bakışlarını tekrar bana çevirip yeşillerini kısarak gülümsedi.

Allah kahretsindi ki anlamıştı. Ve ben bir ton daha kırmızıya çalarken kafamı başka yöne çevirip şu sikik ve rezil dakikaların bitmesini bekledim.

Millet farklı bir konuya çoktan dalmışken Hilmi nefesini boynuma değdirip, kulağıma fısıldadı "Utanma". Ve vücudumu eş zamanlı bir titreme aldı. Allah'ım bana ne oluyordu? Vücudumun verdiği reaksiyonu o şerefsiz yine farkedip, nefesi hala boynuma değerken şevkle kıkırdadı.

Tam rezillikten ölmelik, kaliteli  saniyelerdi bunlar.

Vücudum hala yanıyordu ve karnıma giren kramp ise orayı kendine yuva edinmişti adeta.Bu gereksiz reaksiyonlar beni utancın nirvanasına ulaştırmaya yetmiş,yüzüm kıpkırmızıyken beynim allak bullaktı.

Ben hala bu saçma, duygu durum karmaşasından çıkamamışken Ediz'in sesi yankılandı masada. "Hilmi abi, İlya geliyor."

Ve olanlar oldu.

Hilmi saniyesinde omzumda ki kolunu indirip  benden uzaklaşırken, büyülü gözlerle karşıdan gelen afet-i devrana bakıyordu. Ben ise şaşkın ve afallamış gözlerle Hilmi Cem İntepe'ye.



-Küfür ediyor muyuz Bayburt? Hsjsjsjsjs 😂😂

Sevilmek için Sevmedim // Hilmur Where stories live. Discover now