XV.

1.1K 58 34
                                    

Hayatta bazen olmak istemediğiniz ortamlarda bulunursunuz.

Mesela içici değilsinizdir fakat bulunduğunuz mekanda herkes alkol kullanıyordur. Ağzı leş gibi kokan, ne dediği gram anlaşılmayan, kusmaktan ciğeri solmuş insanlarla aynı konumda olmak, bu sizi rahatsız eder. Ve oradan uzaklaşmak istersiniz.

Ya da astımınız vardır ama itin biri yüzünüze üfleyerek sigara içer. Bu da o ortamdan kaçma isteği doğurur çoğu zaman. Ya da yumruğunuzu o dangalağın burnuna çakmak, bilemedim.

Veyahut olmak istemediğiniz bir gökdelenin tepesinde, yanınızda ki zır deli insanlar aşağıya atlama planları yaparken, siz evrenden "Ben bu ebesini siktiğimin insanlarını niye çekiyorum?" sorusunun cevabını, vahiy yoluyla beklersiniz.

Velhasıl kelam bazen istemediğiniz yerde olursunuz. Şu an benim olduğum gibi.

Karşımda Hilmi Cem Sinirli İntepe. Onun yanında sohbetine doyum olmayan ama benim bir buçuk iskender yemişim gibi bu muhabbetlere tıka basa tok olduğumu bilmeden, anlattıkça anlatan Alp. Ve hemen sağımda oturan, Mert.

Daha doğrusu dibimde.

Ve ben bir an önce buradan siktir olup gitmenin planlarını yapıyorum.

"Melis'te taş gibi hatun değil mi ama? Murat... Hiç sesin soluğun çıkmıyor. Hayırdır?" diyerek muhabbete beni dahil etmeye çalışan Alp'e içinden söverken, dışımdan "Aynen güzel kız." demekle yetindim.

"Aynen abi ama gel de bunu Hilmi'ye anlat. İlya diyor başka bir şey demiyor."

"Haklı ama İlya güzel kız." dediğim de Hilmi şaşkın gözlerle bana bakıyordu ki "Sen ondan daha güzelsin." diyerek ortalığa bombayı bırakan Mert, tüm gözleri üzerine çekti.

Sonra da umursamaz tavırlarla omuzlarını silkip "Ne? Yüzün bir çok kızdan daha güzel ve bu listeye İlya'da dahil." dedi gerçekten normal bir şeyden bahsedermiş gibi.

Adam beni kızlarla kıyaslıyordu.

"İlya'yı salakça muhabbetlerinize dahil etmeyin." diyen Hilmi Cem sinir katsayımı yükseltirken sessiz kalmakla yetindim.

Hala it gibi İlya'ya aşıktı.

"Murat?" diye bana hitap eden Mert'e kafamı çevirip, onu yanıtladım.

"Mert?"

"Düşündün mü?"

"Neyi?"

"Neyi olacak basket takımına girmeyi. Koçla konuştum. O da biliyor senin oyununu daha önce sorduğunda kabul etmemişsin.Git bir konuş gönlü varsa yolla yanıma dedi."

"Hmmm o işi diyorsun, yok ya ben düşünmüyorum şu an, dersler yoğun bir de yeni single çalışması var, klip filan zaten fazla yoğunum."

"Tamam o zaman ama söz isterim."

"Ne sözü?" dedik Hilmi Cem'le aynı anda.

Mert gülüp "Klip tamamlanınca ilk ben izleyeceğim." dedi.

Hilmi Cem öksürmeye başlayınca ben söze girdim. "İyi de ben bile klip tamamlandıktan günler sonra izliyorum. Yani ilk izleyen olman biraz zor Mert."

"Yanlış anladın. ilk izleyen olmaktan kastım, senin ilk izlettirdiğin kişi olmaktı."

Tam ağzımı açıp "Olur, farketmez." diyecektim ki "İşte o iş olmaz bilader, Murat'ın bana sözü var" diyerek lafımı başlamadan bölen Hilmi Cem sinirle Mert'e bakıyordu.

Sevilmek için Sevmedim // Hilmur Where stories live. Discover now