15. Bölüm

614 46 2
                                    

Arkamda biri vardı. Ama kötü ruh olup olmadığını bilemiyordum.

Biraz sonra hislerim daha da kuvvetleşince bunun bir kötü ruh olduğunu anladım. Hemen arkama dönüp etrafa baktım. İlerde gördüğüm siyah dumanla kaşlarım çatılmıştı.

Siyah duman yavaşça bana doğru gelip önümde durduğunda kafamı biraz sağ tarafa eğip merakla bakmaya başladım.

Aniden karşımda insana dönüşmesiyle biraz geriledim. Karşımdaki çocuk yüzündeki piçimsi gülüşüyle bana bakmaya başlamıştı.

Çocuk
"Selam Koruyucu Melek. Ya da dur. Oliks'in Rüzgarına sahip kişi mi demeliydim?"

Birşey demeyip sessiz kaldığımda üzerime doğru yürümesiyle önümde bir mavi kalkan oluşturdum. Artık kalkanımı oluştururken ellerime ihtiyaç duymuyordum. Gözlerimle bile yapabiliyordum.

Çocuk
"Birileri güçlerini mi geliştirmiş ne? Ama bunlar bana işlemez. Başka birşey dene."

Yine sessiz kaldığımda sinirlenmişe benziyordu.
Ani bir hareketle üzerime hava elementini kullanmasıyla biraz geriledim. Ah cidden mi? Oliks'in rüzgarına karşı hava elementi mi yani?
Hayır kendisi de biliyor. Oliks'in rüzgarının normal kontrol edilen bir havadan daha güçlü olduğunu. Herneyse.

Çocuk
"Sen Oliks'in rüzgarına sahip olabilirsin. Ancak benimde hava elementim var."

Yüksek rüzgar gücümü sağ elime yönlendirip hızla ona doğru ittim. Saniyesinde kilometrelerce öteye uçarken elimi aşağıya indirdim. Aptal.
Hız gücünü kullanarak yanıma geldiğinde gözlerimi ona diktim.

Hayır yani o kadar işimin arasında bu mudur yani?

Tam saldırıya geçeceğim sırada hissettiğim şeyle olduğum yerde durdum. O anda yanıma bayan Darbus'un gelmesiyle ona döndüm. Karşısında bir kötü ruh vardı ve şuan onunla güzel bir şekilde ilgileniyordu.

Bu işte başka birşey vardı. Hislerim hala devam ediyordu. Kitabın varlığını hissediyordum ancak farklı birşey vardı.
Hızla rüzgar gücümün en yüksek seviyesini kullanıp karşımdaki kötü ruhu çok uzağa gönderdim. Ardından hızla okula girip bayan Darbus'un odasına çıktım. Yanlış hatırlamıyorsam en üst kattaydı.

En üst kattaki odaya girdiğimde gördüğüm kötü ruhla kaşlarım çatıldı. Bu farklı bir kötü ruhtu. Gözlerim elindeki büyü kitabına takıldığında hemen üzerine doğru yürüdüm. Bu aptal, büyü kitabını almaya gelmişti. Pislik hırsız.
Tam kaçaçağı sırada önüne geçip özel rüzgar kasırgasını yaptım ve kötü ruhu içine aldım. Dakikalar sonra boğularak öldüğünde onu orda bırakıp kitabı elime aldım.

Nihayet buldum seni.

Kitabı geri gizli kasaya koyup aşağı bayan Darbus'un yanına gittim. Kötü ruhları halletmişti. Belimdeki şişeyi alıp kötü ruhları içine aldım. Ardından bayan Darbus'a döndüm.

Bayan Darbus
"Ah! Teşekkürler Açelya. Bu arada kitabı kurtardın mı?"

Ben
"Evet bayan Darbus. Gizli kasada duruyor."

Bayan Darbus
"Peki teşekkürler. Sen ne için gelmiştin?"

Ben
"Ben aslında büyü kitabının burda olduğunu bilmiyordum. Birşeyi araştırmak için kitaba ihtiyacım vardı. Burda olduğunu düşünerek gelmiştim."

Bayan Darbus
"Ah peki tatlım. Kitabı alabilirsin. Bir Koruyucu Melekten zarar geleceğini pek düşünmüyorum."

Gülerek söylediği şeyle bende gülmüştüm.

Ben
"Teşekkürler bayan Darbus."

Saygıyla eğilip okula girdim ve kitabın olduğu odaya çıktım. Gizli kasadan kitabı alıp odadan çıktım. Okuldan çıkarken bayan Darbus'a selam verip arabama bindim. Buna evde bakacaktım.

Ama en önemli detay. Kötü ruhların büyü kitabıyla ne alakası vardı?

Bildiğim kadarıyla büyü kitabına sadece büyüler değil geçmişten bugüne kadar olan bütün kurallar, yapılması gerekenler veya da özel güçlerin özellikleri yer alıyordu. Bu yüzden çok kutsal bir kitaptı. Ama bu kitapta her ne kadar önemli büyüler olsada önemli kurallar da vardı.

Ancak kötü ruhların bu kitapla hiçbir şekilde alakası yoktu. Onların kendi büyüleri vardı, veya kendi kuralları. Hatta kendi kitapları bile vardı.

Bu kitap sadece özel güçlere sahip kişileri bilgilendirebilirdi. Kötü ruhlarla da alakalı şeyler vardı ancak bunların çoğu onları gördüğümüzde neler yapacağımızla alakalıydı. Dolayısıyla kötü ruhların bu kitabı alması için bir sebep yoktu.

Hem ayrıca bu kitaptaki büyüleri onlar hiçbir şekilde yapamazdı. Dediğim gibi onların kendi büyüleri, kendi kuralları, dolayısıyla kendi kitapları vardı.

Ama niçin kitabı almak istediler ki?

Ah cidden çıldırıcam. Bütün gün arşivdeydim ve gözlerim çıkıp, başım ağrıyana kadar dosyalara baktım. Dolayısıyla uykum vardı. Tamam belki arşivi ben istemiş olabilirim ama böyle olacağını nerden bilebilirim ki? Hayır bide zaten uykum vardı, birde şu kötü ruh şeysiyle ilgileniyorum.

O zaman önce bir sakin olup eve gidelim. Zaten Seul'e giriş yapmıştım. Biraz sonra eve varırdım. Eve gittikten sonrada bir kendime geleyim, ardından bütün sorulara cevap bulacaktım.

~~~~~~~~~~~~~~

Eve geldiğimde saat 3:58'di. Ve benim çok uykum vardı. Ama dayanmalıyım. Önce odama çıkıp güzel bir duş aldım. Daha sonra üzerimi giyinip saçlarımı kuruttum ve dağınık topuz yaptım.

 Daha sonra üzerimi giyinip saçlarımı kuruttum ve dağınık topuz yaptım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Elimede Laptop ve telefonumu alıp toplantı odasına indim. Karnımın guruldamasıyla elimdekileri masanın başına bırakıp mutfağa gittim. Kendime hızlıca bir mısır gevreği ve kahve yapıp toplantı odasına geri döndüm.

Gevreğimden bir kaşık alıp büyü kitabını açtım. Ardından yavaş yavaş sayfaları çevirip incelemeye başladım.  E burda bişey yok ki. Ah Oliks Ah! Neden rüyama gelmişken cevabı da söyleyip gitmezsin ki?

Koruyucu Melekler¹ || Min YoongiWhere stories live. Discover now