38. Bölüm

534 44 0
                                    

Açelya'dan

Kahvaltımı ettikten sonra odama çıktım ve üzerimi değiştirip saçlarımı taradım.

(Çanta yok

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Çanta yok.)

İşim bittiğinde yatağımı toplayıp telefonumu aldım ve aşağı indim. Bugün Deniz'le beraber gezecektik. Daha doğrusu o beni gezdirecekti.

Aşağı indiğimde Ayaz'ın tek omuzlu çantasını taktığını gördüm.

Ben
"Okula mı?"

Ayaz
"Evet. Size Deniz abiyle iyi eğlenceler. Keşke bende gelsem ama önemli derslerim var."

Ben
"Başka zamanda beraber gezeriz. Sana iyi dersler."

Ayaz
"Sağol. Hadi çıktım ben."

Ona el salladığım sırada gülümseyip aynı şekilde el salladı ve evden çıktı.

Bende salona geçip annemin biraz uzağına oturdum ve annemin dizlerine yattım. Bunu yapmayı özlemiştim.

Annem
"İyi misin kuzum?"

Ben
"İyiyim anne."

Annem saçlarımı okşamaya başladığında aklıma Suga gelmişti. Bende onun saçlarını okşuyordum. Şuan nasıl hissettiğini anlamıştım. Bu cidden rahatlatıcı ve güzel bir histi.

Biraz sonra kapı çaldığında annemin dizlerinden kalkıp kapıya doğru yürüdüm. Kilidi açtıktan sonra kapıyıda açtım.

Ben
"Hoşgeldiniz."

Teyzem
"Hoşbulduk."

Teyzem içeri geçerken Deniz kapıda dikiliyordu.

Teyzem
"Size iyi eğlenceler."

Teyzeme gülümseyip evden çıktım ve kapıyı örttüm.

Deniz
"Selam."

Ben
"Selam."

Deniz
"Nereye gidelim kuzi?"

Ben
"Çok fazla insan olmayan heryere."

Deniz
"O zaman çok fazla insan olan yerlere gidiyoruz. Anlaşıldı."

Ben
"Çok gıcıksın."

Deniz
"Biliyorum yakışıklıyım."

Göz devirip önden yürümeye başladım. Deniz'de gülüp yanıma geldi ve kolunu omzuma attı.

Bende ona gülerek karşılık verdiğimde aklıma Suga gelmişti. Onunla da böyleydik. Yüzümde bir gülümseme oluşmuştu. Şuan nasıldı acaba? Umarım iyisindir Suga. Umarım beni unutmuşsundur Min Yoongi.

Yoongi'den/5 Gün Sonra

Onu unutamıyordum. İyi değildim. Hemde hiç. Bizimkiler evime geliyordu ama benim bu halimi görüp geri dönüyorlardı. Onlarında bir sıkıntısı vardı. Bunu hissediyordum.

Telefonumun çalmasıyla heyecanla elime aldım. Aklımdan geçen tek düşünce ve tek dilek "Umarım Açelya arıyordur." du. Ama onun yerine Jungkook'un aradığını görmüştüm. Bekletmeden açıp telefonu kulağıma götürdüm.

Ben
"Efendim Kook."

Kook
"Ah hyung nerdesin? Bizim parka gelsene. Sana çok önemli birşey söylemem gerek."

Ben
"Tamam Kook geliyorum."

Telefonu kapatıp pantolonumun cebine attım ve kenardaki ceketimi alıp evden çıktım.

Hızlı adımlarla parka yürürken aklımda birkez daha Açelya vardı. Neden beni terketti ki? Neden gitti? Veya neden gitmeden önce bana birşey söylemedi? Belkide başka birşey olmuştu.

Düşüncelerimden ayrılıp park kapısından içeri girdim ve bizimkilerin yanına gidip oturdum.
Hepside çimenliğe oturmuş beni bekliyordu.

Ben
"Ne oldu Kook?"

Kook
"Hyung sana ne oldu?"

Ben
"Birşey olmadı Kook."

Kook
"Yine aynı şey!! Yine oluyo işte görmüyor musunuz?!! Yine ayrılıyoruz!! Zaten birini kaybettim. Sizi de kaybedemem."

Biranda ağlamaya ve bağırmaya başlamasıyla hepimizin bakışları ona dönmüştü. Onun ağlamasına dayanamıyordum.
Sanırım onlara Açelya'dan bahsedecektim.

Ben
"Bir kız var. Sizinle karşılaşmadan önce tanışmıştık. Aslında ilk başta evimin önünde çarpıştık. Daha sonra nerde olursa olsun karşıma çıkmaya başladı. Günler geçti, haftalar geçti. Bir bakmışım en iyi arkadaşım olmuş. O hayatıma girdiğinden beri içkiyi ve sigarayı biraz bırakmıştım. Hep benim için uğraşıyordu. Ama daha sonra sizinle karşılaştım ve o bana hiçbir şey demeden gitti. Şuan nerde olduğuna dair hiçbir fikrim yok."

Herkes susmuş ve pür dikkat beni dinlemişti.

Ben
"Durmadan evime gelirdi. Şimdi o olmayınca evde garip bir sessizlik var ve ben bunu kaldıramıyorum."

Onlara baktığımda Jimin ve Jhope birbirine bakıyordu. Diğerleri sadece yere bakıyordu.

Ben
"Siz ikiniz niye öyle bakıyorsunuz?"

Jimin
"Çünkü aynı şey bizede oldu."

Hepimiz
"Ne?!"

Jhope
"Evet oldu. İki kız vardı. İlk başta bizimle ders alıyorlardı ama daha sonra çok yakın arkadaş olduk. Ama sizinle karşılaştıktan sonra onlarda kayboldu."

Jimin'de aynı şekilde Jhope'u onayladığında bu sefer Jungkook konuşmuştu.

Jungkook
"Bendede aynısı oldu. Hastaneye yeni gelen bir kızdı. İlk başta sadece oda arkadaşıydık ama daha sonra beraber bahçede gezmeye başladık. O günden sonra çok yakın arkadaş olmuştuk. Ama sizinle karşılaşınca o gitti. Hiçbir şey demedi."

Namjoon
"Hepimizin hayatına bir kız girmiş. Ve hepside aynı anda bıraktılar bizi. Birbiri ile bağlantılı olma ihtimalleri yüzde kaç?"

Jungkook
"Bilmiyorum ama bir kız görmüştüm. Kaldığım hastaneye gelmişti. Gitar çalıyordu. Hemde Begin'i çalıyordu. İşin tuhaf kısmı ise gitarının akort kısmında yukarıdan aşağıya "Y.K" yazan bir çakmak vardı."

Çakmak mı?

Ben
"Çakmak beyaz mıydı?"

Beni onayladığında kalbimde bir ağrı oluşmuştu.

Tae
"Ne oldu hyung?"

Ben
"O çakmak benimdi. Açelya yani yanımda olan kız sigara içmemem için böyle birşey yapmıştı."

Jin hyung
"Bu demek oluyor ki..."

Namjoon
"Kızların birbiri ile bağlantısı var."

Ben
"O zaman hepside herşeyi en başından beri biliyordu. Yani Açelya Jungkook'un kaldığı hastaneyi zaten biliyordu. Gelmişte zaten."

Jungkook
"Hyung şu kızın fotoğrafı yok mu?"

Var mıydı?
Vardı.

Hemen telefonumu çıkarıp galeriye girdim ve Açelya'nın bir fotoğrafını açıp Kook'a gösterdim.

Kook
"Bu o kız! Gitar çalan kız!"

Yazar'dan

Herşey yavaş yavaş çözülüyordu. Ama bu çözülen şeyler, üyelerin kızlara nefretle bakacağı şeylerdi. Hiçbiri de bilmiyordu. Onların aslında birer Koruyucu Melek olup onları koruması gerektiklerini. Hiçbiri de bilmiyordu. Bu 7 kıza büyük haksızlık yaptıklarını.

Doğru herşey yavaş yavaş çözülüyordu. Ama yeni olaylar onların peşlerini bırakmayacaktı.

Koruyucu Melekler¹ || Min YoongiWhere stories live. Discover now