18. Bölüm

584 49 4
                                    

Ah yine buraya geldim. Sanırım bu Oliks isteyince oluyordu. Neyse.
Ah Oliks nerde acaba?

Etrafım bu sefer aydınlıktı. Nerde ki?

Oliks
"Burdayım."

Oliks'in sesini duymamla ona döndüm. Elleri cebinde duruyordu.

Ben
"Birşey mi oldu?"

Oliks
"Evet bir sorun var."

Ben
"Nedir?"

Oliks
"Sorun Jungkook'un çalınan dosyası."

Ben
"Ne olmuş Jungkook'un dosyasına?"

Oliks
"Onu şimdi bulmamalısınız."

Ben
"Neden?"

Kaşlarım çatılmıştı. Neden öyle dedi ki şimdi?

Oliks
"Eğer o dosya bulunursa Jungkook ve Suga ilk buluşan üyeler olucak. Bu da senin görevinin erken bitmesi anlamına gelir."

Ben
"Bunda ne sorun var anlamadım."

Oliks
"Bak siz bir takımsınız. Takım olduğunuz için hepinizin görevinin aynı anda bitmesi gerek. Bütün üyelerin iyileşip, aynı anda karşılaşmaları gerek."

Ben
"İyi ama bunu Suga'ya nasıl söyleyeceğim? O Jungkook'u hemen bulmak istiyor."

Oliks
"İlk başta çalınan dosyanın bununla bir alakası olduğunu düşünmüştüm. Ama yok. Sende bundan yararlanabilirsin."

Ben
"İyi ama yine de bu doğru birşey değil."

Oliks
"Biliyorum. Ama başka seçeneğimiz yok Açelya. Eğer diğerinden önce görevini tamamlarsan Suga'yı zamanında bırakmamış olursun."

Ben
"Nasıl yani?"

Oliks
"Eğer sen görevini erken bitirip Suga'yı bırakırsan, Rüya'da aynı şekilde Jungkook'u bırakmak zorunda kalır. Yani anlayacağın Suga ve Jungkook'ta tekrar eski hallerine dönecekler."

Ben
"Eğer eski hallerine dönerlerse tekrar aynı şeyler yaşanır."

Oliks
"Bu da sana ve Rüya' ya tekrar görev verilmesi demektir."

Ben
"Olamaz."

Oliks
"Bu yüzden Suga'yı bu işten vazgeçirmeye çalış. Veya onu oyala. Birkaç ay daha oyala. Sana bu konuda yardım edicem."

Ben
"Nasıl yardım edeceksin?"

Oliks
"Bilmiyorum. Ama yapıcam birşeyler. Sen endişelenme."

Ben
"Peki."

Başımın üzerindeki ağırlıkla gözlerimi açtım. Yine aynı yerimde oturuyordum. Kafamı yavaşça çektiğimde Suga'nın da uyuduğunu gördüm.

Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Sanırım gitsek iyi olurdu. Zaten aklımda hala Oliks'in dedikleri vardı. Ah herneyse.
Suga'ya dönüp yavaşça dürtmeye başladım.
İrkilerek uyandığında sırıttım. Şuan oldukça komik duruyordu.

Suga
"Birşey mi oldu?"

Ben
"Hayır. Ama artık gitmemiz gerek."

Beni onaylayıp ayağı kalktı. Bende kalkıp gözlerimi ovaladım. Hala uykum vardı.

Suga
"Hadi gidelim. Çok uykum var."

Ben
"Benimde."

Eve doğru yürümeye başladığımız da etrafta bir kötü ruh hissetmiştim. Aniden durduğumda Suga'nın bakışları bana dönmüştü.

Suga
"Bir sorun mu var?"

Ben
"Yo hayır. Hadi gidelim."

Biryandan da etrafa bakıyordum. Dikkat çeken birşeyler yoktu. Daha dikkatli baktığımda ileride bana sırıtarak bakan çocuğu gördüm. Hemen bişeyler yapmam lazımdı. Ama yanımda Suga vardı.

Çocuk hızlı adımlarla bana gelirken Suga'yı öne doğru ittim. Tam o sırada çocuğun sert bir rüzgarla ortadan kaybolmasıyla rahat bir nefes aldım. Ama bunu ben yapmamıştım ki.
O zaman kim yaptı? Biranda sert bir rüzgarın esmesiyle yapan kişiyi anlamıştım. Oliks.

Suga
"Hey neden beni ittin? Az kalsın düşüyordum."

Ona dönüp sırıttım.

Ben
"Sadece şaka. Hadi gidelim."

Omuz silkip yürümeye devam ettiğinde bende onunla beraber yürümeye başladım.

Biran o kötü ruhun Suga'ya birşey yapacağını sanmıştım. Gerçi Suga'ya birşey yapmasa da bu sefer de güçlerim ortaya çıkacaktı. Ucuz kurtuldum yani.

Telefonumun bildirim sesini duyduğumda cebimden çıkardım.

Yaren'den bir mesaj vardı.

Gönderen:Yaren
Hemen eve gelmen gerek. Büyü okulundan hocalar gelmiş. Bizi sınava alacaklarını söylüyorlar.

Bir bu eksikti zaten. Sanırım şu sınav işini merak ediyorsunuz. Anlatıyım. Bildiğiniz gibi biz Özel Güçler okuluna gitmemiştik. Aslında hiçbir Koruyucu Melek gitmemişti. Okul yerine güçlerini kullanacak vakit geldiğinde bizim gibi belirli hocalardan eğitim alırlar. Ama gücünüzü her ne kadar çok iyi kullanırsanız kullanın yine de bu sınava girmek zorundasınız. Buda böyle salak birşey işte.

Ah peki ben şimdi Suga'nın yanından nasıl ayrılıcam?

Telefonumu kapatıp cebime yerleştirdim. Ardından bakışlarımı Suga'ya sabitledim.

Suga
"Niye öyle bakıyorsun?"

Ben
"Hiç. Sadece birşey düşünüyordum."

En iyisini önce eve gidelim. Ben oradan arabamla giderim. Hem daha hızlı giderim.

Suga
"Ne düşünüyordun?"

Ben
"Biryere gitmem gerektiğini hatırladım sadece."

Suga
"Neden gitmiyorsun peki?"

Ben
"Gidersem arabamı nasıl alıcam?"

Suga
"Doğru. Herneyse. Nereye gideceksin?"

Ben
"Sır."

Suga
"Sır mı?"

Ben
"Evet."

Suga
"İyi o zaman."

Gülüp biraz daha adımlarımı hızlandırdım. Uykum vardı ve benim tek hayalim eve gidip uyumaktı. Hayır yani durdunuz durdunuz şimdi mi sınav yapacağınız tuttu?
Herneyse.

~~~~~~~~~~~~~~

Suga'yla eve geldiğimiz de cebimden anahtarımı çıkarıp Suga'ya döndüm.

Ben
"Ben gidiyorum. Kendime dikkat et. Açsan yemek yemeyi unutma. Dolapta hazır yemek olması gerekiyordu. Onlardan ye. Tamam mı?"

Suga
"Tamam. Hadi git artık."

İşaret parmağım ve orta parmağımı gözlerime sabitleyip gözüm üzerinde işareti yaptım.
Ardından gülüp arabama bindim ve hızla eve sürmeye başladım.

~~~~~~~~~~~~~~

Eve geldiğimde arabamı park edip aşağı indim.
Evin bahçesinden içeri girip arka bahçeye doğru yürümeye başladım.

Arka bahçeye geldiğim de Binwoo'da buradaydı. Kızlara baktığımda onlarda bana bakıyordu.

Sanırım Binwoo'yu gözetlemek için iyi bir zamandı.

Koruyucu Melekler¹ || Min YoongiWhere stories live. Discover now