O da Kimdi?

118 18 17
                                    

Bu hikaye bana ait değil, izin alarak çeviriyorum. Hikayenin asıl yazarı: @TyjoSmolJishwaBean

tyler'ın gözünden

Ertesi gün her zamanki gibi başlıyordu.

8'de kalkıp kahvaltı ettim, sonra annemle birlikte masaya oturdum.

Benim için okul buydu.

Benim ve başkaları için, sanırım.

Ne kadar yaygın olduğunu tam olarak bilmiyorum.

Biraz matematik çalışıyorduk ki zil çaldı.

"Sen bensiz devam et. Birazdan geri gelirim, canım"

Başımla onayladım ve odadan çıkarken onu izledim.

Dikkatimi notlarıma ve kağıdımdaki sayılara vermeye çalıştım.

Ama koridordaki boğuk sesleri duydukça işimi yapmak zorlaşıyordu.

Sohbetin uzun sürmesi çok geçmeden beni şaşırttı.

Saate baktım.

Öğleden sonra ikiydi.

Bu saatte postacı gelmezdi.

Belki bir komşu?

Dudağımı fark etmeden ısırdım ve konuşmaya daha çok dikkatimi verdim.

Kapının kapanma sesinden önce annemin "Belki başka bir zaman." dediğini duydum.

Annem içeri girerken ona baktım.

Benden bile şaşkın gözüküyordu.

"O da kimdi?" diye sordum merakla.

"Josh adında bir çocuk. Buraya yeni taşınmış gibi görünüyor. İçeri girip seni görmek istedi, tanıştığınızı iddia ederek."

Kalbim bir anlığına durdu.

Yutkundum.

"Şey..." diye başladım ve başladığım gibi de durdum.

"Tyler Robert Joseph, benim bilgim olmadan evden mi ayrıldın sen? Bunun tehlikeli olduğunu biliyorsun! Ve tek başına mı? Tyler, ne düşünüyordun sen? Geçen sefer ne olduğunu biliyorsun-"

"Evden dışarı çıkmadım." Sessizce onun lafını böldüm.

Annem bana öncekinden bile daha şaşkın bir bakış attı ve 'Bana yalan söyleme' dercesine kaşlarını kaldırdı.

"Onu pencerede gördüm. Biz... ııh... bir şekilde konuştuk. Daha adımı bile bilmiyor.", diye açıkladım çabucak.

Rahatlamış gözüküyordu.

"Ah...Şey... Sonunda yeni bir arkadaş edinmen güzel bir şey."

Yüzünde geniş bir gülümseme belirdi.

Acınası hissediyordum.

"Bilemiyorum..." Tahta masanın altına boş boş baktım.

"Sorun değil canım."

Elinin yavaşça saçımı okşadığını ve yumuşak bir öpücüğün alnıma konduğunu hissettim.

"Bugünlük işimiz bitti, git biraz dinlen." dedi usulca.

Başımı salladım ve merdivenlerden yukarı çıkmak için ayağa kalktım.

Günün geri kalanı sessizdi.

Bütün gün şarkılarım üzerinde çalıştım.

Bir sonraki gün yapacağım gibi.

Ve ondan sonraki gün.

Aslında bir sonraki hafta boyunca pencereyi görmezden geldim.

Kısacası ne yapacağımı bilmiyordum.

O benim birlikte takılabileceği normal bir çocuk olmamı beklemişti.

Sen kimsenin yanında olmak istemeyeceği garip bir pisliksin.

Evet. Ve bunu anladığında... gitmiş olacak.

Onu kaybetmemeye çalışırken kaybetmiştim.

O, bunu o kadar umursamazken ben bunun hakkında çok düşünmüştüm.

Belki artık ortaya çıkmadığımı bile fark etmemişti.

Bu düşünce başımı ağrıttı.

Dur artık.

Niye her şeyi bu kadar karmaşık hale getirmek zorundaydım ki?

jøshler |-/ sømetimes quiet is viølent [Türkçe Çeviri]Where stories live. Discover now