Tatlı Bir Koku

135 16 38
                                    

Bu hikaye bana ait değil, izin alarak çeviriyorum. Hikayenin asıl yazarı: @TyjoSmolJishwaBean

tyler'ın gözünden

"Ayağa kalkmak ister misin, yoksa beni kesmeye devam mı edeceksin?"

Yanaklarım yanıyordu.

Önce gözlerimi kırparak ve ne olduğunu algılamaya çalışarak ona baktım. Daha sonra bakışlarımı yere çevirdim, bunun ne kadar da garipleşmeye başladığını fark ederek.

Espirili veya kinayeli bir şey söyle.

Ya da en azından birazcık normal bir şey...

Yutkundum ve en azından bir şey yapmak için ayağa kalkarak hemen hareket ettim.

Bunun benim için ne kadar garip olduğunu anlıyor musun bilmiyorum ama anlatmaya çalışayım:

Öncelikle dışarıdaydım; yatağımdan ve pencere pervazımdan oluşan konfor bölgemin çok dışarısındaydım.

Ardından, biriyle birlikteydim. Demek istediğim, ailemden olmayan biriyle...

Benim için utanmanın ihtimaline karşılık gelen biriyle... Ve diğer her şeye yaptığım gibi bunun da büyük olasılıkla içine etmiş olmam sahip olduğum tek dostumu kaybetmem anlamına geliyordu.

Mantıklı olmayan bir şekilde ellerim şimdiden terlemiş ve ağzım kurumuştu.

Gözleri yumuşakça bana baktı ve herhalde bunu, son bir dakikayı alt dudağımı garipçe ısırarak ve bunun ne kadar kötüye gideceğini düşünerek geçirdiğim için yapmıştı.

"Pardon.., bunu senin için rahatsız edici yapmak istememiştim." dedi çabucak ve sonra ceketi omuzlarıma yerleştirmek için yaklaştı. "İşte, donuyor olmalısın."

Gerildim ama gözlerim hâlâ yere kilitlenmiş bir şekilde ona izin verdim.

"Tyler...", dedi yavaşça ve bunu duymaya hazırdım.

Tipik öğüdü. Ya da en azından bazı cümleleri...

Örneğin: Sakin olsana. Böyle olmayı bırak. Hadi ama, gerçekten o kadar da kötü değil.

"Ihm... Bunu senin açından daha kolay h-hale getirmek için bi' şey yapabilir miyim bilmiyorum.. Demek istediğim, korkmana gerek yok. – Ah kahretsin.. Böyle şeylerde çok kötüyüm, biliyorum.. Sadece sakinleşmeni istiyorum, bunun zor olduğunu biliyorum ama- Yani senin şey yapmanı da istemiyorum, anlatabiliyor muyum? Ayrıca yapamam dediğini de anlıyorum ve kesinlikle bunu kabul ediyorum. Sadece yapabilmeni istiyorum, senin için. Ah Tanrım, çok fazla konuşuyorum."

Ayağıyla toprağı rahatsızca tekmeleyip alakasız alakasız zırvalarken etrafına bakındı ve boynunu kaşıdı.

Konuşmasını bitirirken ona kocaman gözlerle baktım.

Az bile olsa rahat hissetmemi sağlayabilen ilk ve tek insan olmayı başarabilmişti.

Çünkü bana yalnız olmadığımı göstermişti. O da gergindi. Ve ben onun gergin olmasını istemiyordum, benim yüzümden böyle hissetmesine gerek yoktu ki bu da beni tam olarak onun pozisyonuna getiriyordu.

Gülümsedim.

"Endişelenme" diyebildim.

Kıkırdadı.

Ay ışığının altında gözlerinin benimkinden açık bir kahverengi olduğunu fark ettim. Sanki yeşil de vardı içlerinde. Çok güzeldiler.

jøshler |-/ sømetimes quiet is viølent [Türkçe Çeviri]Where stories live. Discover now