8.Bölüm

9.1K 653 36
                                    

Gecenin karanlığı son bulmuş güneş her yanı aydınlatırken Ömer arka koltukta uyuyan kıza göz ucuyla bakıp tekrar yola döndü.
Yaptığı deliliğe içkinin etkisi geçince kendide inanamıştı fakat kızı geri götürmekte içinden gelmedi.
Leyla'yı gördüğü ilk zamanı hatırlayıp gülümsedi.
Gülnihal'e tecavüz ettiğini düşündüğündeki kızın sinirli hali gözlerinin önüne gelince derin bir iç çekti.
Leyla'ya aşık değildi adam yıllar evvel sadece bir kadını Elvan'ı sevmişti.
Kızın o zamanlar bile Miran'a bakışını sarılışını kıskanıp öfke duyardı.
Bu nefreti karşısına Gülnihal çıkınca adam için fırsata dönmüştü.
Ömer ,Gülnihal'i, sevdiği kadını Miran'ın elinden aldığını düşünürken adamın Elvan ile evlenmesi her şeyin sonu olmuştu.

Yıllar sonra Miran'ın Elvan ile evlendiğini duymak küllendiğini düşündüğü aşkını hatırlatmıştı ,içindeki öfke ile en çok kendisine zarar vereceğini düşünmeden Gülnihal ile yoluna devam etmişti.
Ta ki Miran ve Elvan'ın mutlu olduğunu anladığı güne kadar süren bu zafer duygusu yerini acımasız bir yenilgiye bırakmış üstüne üstlük adam Gülnihal gibi çıkarcı bir kadının ağına düşmüştü. Ömer geçmişi Gülnihal'i düşününce derin bir iç çekti.
Amacı ava gitmekti ama kurnaz kadın onu avlamıştı.
Belki babası Cihat ağa olmasa Gülnihal amacına ulaşır adamı nikah masasına bile oturtmayı başarırdı.
Ömer yaşadığı pişmanlık ile Miran'a sıkılan kurşunların önüne geçmişti.
Elvan'ın ağlamasını üzülmesini istemediği için Miran'ın yaşamasını istemişti.
İntikamdan da ,Elvan'dan da vazgeçmesinin en önemli nedeni ise kızın hamile olmasıydı.
Artık bir aile olmuşlardı ve Ömer Gülnihal ile dersini almıştı.
Kendiside mutlu olmak yuva kurmak istedi.
Arkada hala uyuyan kıza bakıp başını geri çevirdi.
Annesi ve babası Leyla'yı istemişlerse vardır bir nedeni diye düşünmüş içinin yandığı bir gecede kızın kapısına dayanmıştı.
Adamı durduran Devran ,nişanlı olduğunu anlatmış bu sevdadan vazgeç demişti.
Ömer yine geç kaldığı bir Hazar erkeğine yenilmeyi sindiremese de kabul etmişti.
Ta ki annesinin ,kızın annesinden duyduklarını kendisine anlatması ile bir umudu olduğunu anlayana kadar bekledi..
Ucunda kardeşini Yusuf'a berdel vermek olsada ayaklarının götürdüğü kapıya şifacısına isteyerek gitmişti.

Kızın yüzündeki saçları elleri iyice karıştırarak çekmeye çalınasına gülümsedi.
Leyla'nın uyanmasıyla arabayı bir su kenarında durdurdu.
Leyla gözlerini açtığında dün gece yaşadıklarının bir kabus olduğunu düşünmüştü .
Bir arabanın içinde uyanması ile her şeyin gerçek olduğunu anlayıp kendisine bakan Ömer'e bakışlarını çevirdi.
"Günaydın" Adama yüzünü buruşturarak baktı.
"Bu işin sonunda kan bile dökülebilir biliyorsun değil mi ? Sen babasız Leyla'yı değil Hazar'ların gelini Leyla'yı kaçırdın aptal herif ." Dedi.
Ömer hiç bir şey söylemeden arabadan inip kızın kapısını açtı.
"Hadi elini yüzünü yıka kendine gel . Bu söylediklerini sonra konuşuruz"
"Ömer başın belaya girecek,belki kan dökülecek gel vazgeç geri götür beni "

Arkasını dönüp yürüyen kendi sözlerini dinlemeyen adamın peşinden sinirle yürüyüp tam önünde durdu.
Bakışlarını ona kaldırıp tüm öfkesine rağmen adaamı ikna etmeye çalıştı.
Saçmaydı yaptıkları Leyla mutlu,huzurlu bir yuva istiyordu.
Karşısındaki adamın huzur kelimesi
ile yan yana duramayacağını da biliyordu.
Ömer sertti, abisi Yusuf ne ise onunda farkı yoktu.
Bir kadını sevmeyi bilmeyen kaba bir adamdı.
Onunla evlenmektense Emre ile evlenip ayrı odalarda kalmaya bile razıydı.

"Bak kimse duymamıştır aile arasında kapatırız konuyu nolur geri götür beni ."

"Saat dokuz çeyrek Leyla kasabada herkes seni kaçırdığımı çoktan duymuştur. Malum annen çok geveze" deyip kızın dudaklarına parmağı ile dokundu.
Leyla adamın elini sinirle iterek çeşmenin başına doğru yürüdü.

İçine dolan her dakika artan sinirine hakim olmaya çalıştı.
Titreyen elini ve  yüzünü yıkayıp adamdan kaçmayı düşündü ama o da biliyordu ki kasabada herkes olanları duymuştur.
Emre çoktan yüzüğü çıkarıp atmıştır sonuçta bu nişan işine çok da meraklı değildi.
Kasabaya dönse kimi neye inandıracaktı. Belkide herkes kızın gönüllü gittiğini düşünecekti.
Kendini hiç bu kadar çaresiz hissetmediğini hatırlayıp bir of çekti.

Yanına Ömer'in gelişi ile çeşme başından adamın yüzüne bakmadan  uzaklaştı.
"Fazla uzaklaşma ! Kaçmayı düşünüp bize sabah sporu yaptırma !"
Kaşlarını çatarak konuşmaya çalıştı. Sinirden dili bile laf sayamaz olmuştu.
"Peki şimdi ne olacak dağ ayısı  ! Ne zaman geri döneceğiz ?"
Elini yüzünü yıkayan adam kıza can yakacak bir şekilde gülümsedi.
"Ne dönmesi Leyla ,seninle evlenmeden kasabaya falan dönemeyiz! Umut dönmeyi !
"Ömer şu halime bir baksana sen ! Üzerimde pijama var pijama sen evlilik diyorsun !"
Ömer kızın yanına yaklaşmaya başladı.
Leyla adamın gelişi ile geriye doğru adım armasına rağmen çok fazla uzaklaşamadan Ömer uzanıp kızın kolunu tuttu.Yüzüne yapışan  ıslak saçları kulağının arkasına yerleştirdi.
"Resmi nikahı düğünde yaparız biz seninle şimdilik Allah katında evleneceğiz ! Bunun içinde bir hoca iki şahit yeter diye biliyorum yanlış mıyım ?"
Kızın yanağını sıkıp cevap vermesini beklemeden arabaya doğru yürümeye başladı.
"Ha bu arada elini ağzını falan bağlamıyorum . Kaçsan bile artık kurtuluşun yok her türlü seni bana verirler! " Kıza doğru dönüp sırıtınca Leyla sinirle arabaya doğru yürüdü.
"Ah tabi vermeleri için önce nefes alıyor olman lazım ! Sen kız kaçırmadın ,birinin nişanlısını kaçırdın hatırladın mı yediğin haltı ! Tabi o kadar haltlar yedin ki hatırlamak senin için zordur."
O da adamın cevap vermesini beklemeden arabaya bindi kapıyı öfke ile kapattı.

Hazar konağında ise düşen bombanın verdiği zarar tesbit edilmeye çalışıyordu.
Emre herkese Leyla ile biz yüzükleri zaten çıkarmıştık dese de kimse Ömer'in bu yaptığını sineye çekecek gibi görünmüyordu.

Haberi alan Cahit ağada oğlunun bu son yaptığı ile ne yapacağını şaşırdı.
Evden acele ile çıkarken yolda koyunları otlatan kıza bakıp iç çekti.

Ne yapacağım ben diye yol boyu düşünen adam kendini Hazar konağına zar zor attı.
Kapıyı Yasemin açınca adam kıza anlayışla baktı.
"Babanlar nerede kızım ?"
"Salondalar Cahit amca gel buyur ."dedi.

Cahit ağa bu işin sonunda üzülen tarafın kızı olacağını  düşünerek Yasemin ile birlikte salona girdi.
Emre durumu umursamazken Miran ,Ömer'in bu yaptığını ailelerine karşı bir hamle olarak görüyordu.

Devran ise asıl kıyamet Yusuf gelince kopacak diye düşünüyordu.
Cahit ağa ve Hasan ağa karşılıklı oturup kendi aralarında konuşmaya başladılar.
"Hasan bu oğlan başımı yine yere eğdi. Ne karar verirsen kabulum fakat tek oğlum var canını bağışla ,aşiret duymadan kendi aramızda halledelim."
"Cahit kaç yıllık dostuz bende istemem kan davası olsun ama oğlunun yaptığı yenilir yutulur mesele değildir ! Kimden saklayayım duyan çoktan duymuştur."

"Bilirim bilmem mi ama evlat Hasan atılmıyor sen affet bir çözüm yolu bul ! Gerekirse kızımı gelin diye veririm yeter ki kan dökülmesin ." Deyince adamları dinleyen Devran ve Miran'ın gözleri kocaman açıldı.
Emre yeni bir  esaretten çıkmışken ve buna sevinirken başka  bir esarete hemde Ömer'in kardeşi ile mi !
Miran yaşlı adamın yanına gelip oturdu.
"Cahit amca dediğin hiç olacak iş mi hem daha Yusuf var ya o bacısına karşı bedel isterse ona da diğer kızını mı vereceksin !"

Yaşlı adam Miran'ın sözleri ile sıkışan kalbini tuttu.
"Efsun olmaz daha on beş yaşında" Herkes kızın hatırladığı yüzü ile  derin bir iç çekti.

Hasan bey ise kapı önünde umursamazca duran  oğlunun geleceği için bir evliliğin artık şart olduğunu artık anlamıştı.
Emre kendinden hayatından geçmişti ve belliki kendisi için hiç çabalamayacaktı.
Yaşlı adam bastonunu yere vurup herkesin ona bakmasını sağladı.
O anlarda içeri öfke ile giren Yusuf bile olduğu yerde durdu yaşlı adamın ne konuşacağını bekledi.

"Kan dökülmeyecek ! Üç aile için de en doğru karar evliliktir  haklısın Cahit  berdel olsun !"dedi.
Cahit ağa küçük kızı Efsun için üzülürken Hasan ağa konuşmaya devam etti.
"Efsun küçüktür fakat Şirin tam Yusuf'a göredir. Senin ölen abininde bir kızı vardı adını bilemedim Cahit o da pek güzel bir kız oğluma ve evime layıktır" dedi.

Ömer'den sonra daha büyük bir bomba bırakan adama herkes şaşkınlıkla baktı.
Bu duruma sevinen Yusuf'un yanında duran Emre ise sadece kaşlarını çattı tepki dahi veremedi.

GEL SAR BENİ✔️ (Ara Verildi )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin