15.Bölüm

8.6K 631 39
                                    

Güneş her yanı aydınlatırken Leyla pencerenin önünde küçük koltuğa kıvrılmış hala düşünüyordu.
Ömer'in bir tecavüzcü olmadığından emindi ama ailesine kendini affettirmeye çalışması üstüne Gülbahar hanımın sözleri ile kızın aklı iyice karışmıştı.
Sabah olsun sorarım dediği adama neyin hesabını soracaksın diye düşünüp geceyi bitirmişti.
'Senin mutluluğunda ancak bu kadar sürerdi kızım alış artık buna daha fazlasını bekleme '
Kendi kendine söylenerek banyoya girdi.
Elini yüzünü yıkayıp çıktı.
Ne giyeceğim diye düşünürken odasının kapısı çaldı.
"Leyloş uyandın mı ?"diyen Aslı'nın neşeli sesi ile yerinden kalktı.
"Uyandım girebilirsin Aslı ."
Aslı pencereden dışarıya bakan kıza her şeyden habersiz konuşmaya devam etti.
"Günaydın yengoş elbiseni getirdim bugün de idare et yarına şu dolabı doldururuz ."
Leyla'nın yüzünü kendine dönmesi ile kız küçük bir çığlık attı.
"Annecim oyy sana noldu böyle !"
"Dün gece yerimi yadırgadım sanırım pek uyuyamadım da."
Aslı genç kızın yanına gelip koluna dokundu.
"Emin misin bu pek uykusuzluk değil gibi ? "
"İyiyim gerçekten hem akşamdan sabaha ne olabilir ki !"
Aslı inanmayan gözlerle kıza baktı.
"Burası Boran konağı bir saatte neler olur aklın şaşar . Hadi gel otur şuraya daha erken biraz daha uyu .
Bütün gün alışveriş yapacağız böyle ayakta duramazsın ki !"
"İyiyim ben gerçekten ."
"Tamam can özüm ben kötüsün mü dedim . İyisin maşallah turp gibi hatta at gibisin kız .Hadi yat bakalım dizime gelinimizin saçında bit var mı bir bakayım." Diyerek sırıttı.
Leyla karşısındaki kızın ne kadar inatçı olduğunu bir bakışta anladığı için çaresiz dediğini yaptı.
Aslı kızın saçlarını okşayarak konuşmaya başladı.
"Hmm saçlarında bit yokmuş . Zaten temiz görünüyordu. Sonuçta gelinsin bakmak lazım. Bir ara hatırlat ip üzerinde de yürüteyim seni ."
Susup Leyla'dan cevap gelmesini bekledi . Kızdan yanıt gelmeyince gülümsedi.
"Garip kuş ,garip kuşun halinden anlar. Umarım çok mutlu olursun Leyloşum ama senin kanatlarda kırık onları nasıl onaracağız bilemedim ."
Aslı kızın derin uykuya daldığından emin olunca yavaşça kızın başını kaldırıp yataktan çıktı.
Aşağı inince kahvaltı yapan aileyi görüp derin bir nefes aldı.
Kendi ailesinin bir masa etrafında oturup yemek yediğini hiç hatırlamıyordu. Annesi yengesi gibi saçlarını tarar mıydı ? Babası geceleri masal anlatır mıydı ? Kız ailesiyle ilgili hiç bir şey hatırlamadan büyümüştü .
Amcası babası ,yengesi annesi olmuştu.
Küçükken aklı ermediği zamanlar o da Şirin gibi amcasına baba derdi.
Ne zaman ki aklı anasız babasız olduğunu anladı o zaman neşeli umursamaz Aslı oldu.
Kimse ona üzülmesin diye kimse acımasın diye güçlü oldu .
Bir gün Aslı bir gün kendi aileni kuracaksın ve sen evladını ölmediğin sürece bırakmayacaksın diye kendine söz verdi.
Kırgındı Aslıcık babası ölünce onu bırakıp başka bir adamla evlenen annesi hemde çok kırgındı.
Tamam kocası öldü diye hayatını yas tutarak geçirmeyebilirdi.
Yeni bir hayatta kurabilirdi .
Kurduğu hayata bir küçük Aslı'yı sığdırmak çok mu zordu diye kırgındı.
Sene de bir kere arasa kızım bende özledim dese belki o bile acısını biraz hafifletirdi ama annesi sanki yok olmuştu.
Genç kız daldığı aile hayalinden Ömer'in sesi ile çıktı.
"Leyla niye inmedi ?"
"Gece uyuyamamışta abi ben biraz daha uyusun diye senin beklediğini söylemedim ."
Ömer oflayarak çayından içti.
"Ee hoca gelecekti öğle namazından önce halledelim diyordu."
"Tamam oğlum o zamana kadar uyanır kız acelen ne ?"
Şirin ve Aslı annelerinin sözüyle birbirlerine bakıp kıkırdadılar.
Cahit ağa kızları öksürüğü ile susturdu.
"Alışverişe kaçta gideceksiniz Gülbahar ?"
"Öğlen çıkarız Yusuf da gelecekti Şirin ile konuşsun tanışsınlar tabi sen istemezsen ."
"Yok yok görüşsünler elbet hem Yusuf yabancı değil Şirin çocukluktan tanır bilir ." Deyince kız elindeki çatalı yere düşürdü.
"Aman Cahit ağa kız nereden hatırlasın . Küçücük çocuktu Yusufcuk diye oğlanın peşinde dolaşırdı." Deyip güldü.
Aslı eline geçen kozla sırıtırken Şirin boş bulunup konuşmaya başladı.

"Mahmut amcanın oğlu Yusuf ile mi evleniyorum ?" Diyerek çatalı yerden aldı.

Cahit ağa kızının hali tavrı ile keyiflenirken Aslı kızın ağzını kapatması için koluna dokundu.
"O ağzını kapa ağzını, herkes anlayacak !"
Şirin kuzenine kaşlarını çatttı.
"Neyi anlayacak ?"
"Yusufcuk kuşunu "deyip göz kırptı.
"Sen ?"
Şirin kuzeninin bunu nasıl bildiğini düşünürken ,Aslı kıs kıs gülüyordu.
"Sence benden kaçar mı böyle bir şey ! Beni hafife alıyorsun can özüm "
Gülümseyerek göz kıptı.

Cahit ağa yeğenin neşeli hallerini bilirdi fakat birde o yaralı kuşun mahzun halleri vardı, onu işte kimselere göstermezdi.
Emre ile olmasını aklı istesede kalbi korkuyor üzülmesini, kırılmasını istemiyordu.

"Neyse hanım sen nasıl uygun görürsen öyle olsun. Her eksiğini alın gelinin . Kızım sen Yusuf oğlumun yanında pek bir şey alma sonra annen ile çıkar neyi beğendiysen alırsınız ,tamam mı ?" Deyince Şirin babasına sevgi ile baktı.
Babası o kadar anlayışlı ,iyi kalpli bir adamdı ki tek hayali onun gibi bir adam ile Yusufcuk kuşu ile evlenmekti .
"Tamam baba" diyen kızla yaşlı adamda gülümsedi.
"Ama ben alabilirim amca değil mi ? Ay ne giysem acaba düğünde ? Beyaz giysem olmaz değil mi ?" Aslı kendi kendine konuşurken Ömer kendisine dün köpek yavrusu diyen kuzeniyle dalga geçti.
"Sana da birini bulalım beyaz giyinmek istiyorsan gelinlik giyersin . "
"Benden o kadar kolay kurtulamazsın Ömer abi , daha sizin belgeselinizi çekeceğim ."
Ömer kızın iması ile gözlerini kıstı.

"Diyorsun ki Ömer abim cadı avına çıksın .Senin  gibi deliyi ,dağ çobanını kim alsın yazık olur çocuğa !"

"Ben istesem yarın evlenirim Ömer efendi senin gibi de  kaçırmam ."
"Ay susun yine başladı bunlar . Büyüklerin yanında konuştuklarına bak . Biri damat olacak biri gelinlik kız ."
"Dur bir anne ya bunun dili çok uzadı bir törpüleyelim. Madem damat çok niye başımıza kaldın sivri dilli cadı !"

"Valla erkek çokta senin gibi bir aslan görünümlü kedi yok bulsam basarım nikahı !" Diye kafa tuttu.
"Seni var ya !"
Gülbahar hanım sinirle hem Ömer'e hemde Aslı'ya baktı. Ağzının açıp laf söyleyeceği anda Şirin'in sesi ile ağzı açık kaldı.
"Ömer , Aslı susun yoksa terlik çıkıyor ."
Herkes kadının haline gülerken merdivenlerde bitkin halsiz bir Leyla göründü.
Ömer gülerek masadan kalktı . Tabi giderken bir tutam Aslı'nın saçını da kendiyle birlikte götürdü.
"Yenge oğlun kafamı kopardı vallahi  kel kaldım." Diye ciyaklarken herkes kızın bu haline gülüyordu.
Cahit bey oğlu ve Leyla rahat etsin diye masadan kalktı.
Başını  ufalayan yeğenin saçlarını şefkatle öptü.
"Bir gün o dilini koparacak kalacaksın ortada ."
"Amca ya sende mi ondan yanasın ."
"Sen bugün alışverişe gitme seninle işimiz var tamam mı ?"
Aslı sandalyesin de merakla yaşlı adama döndü.
"Ne işimiz var banka mı soyacağız ?"
Cahit bey kafasını sağ sola sallayarak kıza güldü.
"Allah seni alacak garibe sabır versin ne diyeyim ! Dediğimi unutma gitme bir yere ."

Cahit ağa odasına çıkarken Aslı nereye gidecekleri merak edip kendince fikir yürütüp bulmaya çalışıyordu.
Şirin evleneceği Yusuf'un kendi Yusufcuk kuşu çıkmasıyla kanatlanıp uçuyordu.
Gülbahar hanım oğlu ve Leyla'ya merakla bakıp ne konuştuklarını anlamaya çalışıyordu.
Kendince belki erken davranmıştı Leyla , Ömer'in yaptıklarını belki şu an kabul edemeyecek durumdaydı ama en azından başta bilmeli ona göre aşık olmalıydı.
Birgün zehirli sarmaşık geri döndüğünde en az zararla kurtulmaları için şu an yaşayacakları ne olumsuzluk varsa yaşamaları gerekiyor diye düşündü.

Dayanamadım kısa bir bölüm daha yazdım. Bu son biraz mola 😌
Ay ben bu Aslı'yı çok sevdim keşke ona ayrı hikaye yazsaymışım 😂
İyi okumalar Çay karası yeni bölümünde görüşürüz artık🤗

GEL SAR BENİ✔️ (Ara Verildi )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin