9.Bölüm

8.7K 625 48
                                    

Hasan ağanın sözleri salona bomba gibi düşerken kendi hayatlarını ilgilendiren Yusuf ve Emre adama şaşkınlıkla bakıyordu.
Yusuf bu karara hem kendi adına hemde kardeşi adına sevindi çünkü kardeşinin Emre ile mutlu olmayacağını adamın başka amaçla nişanlandığını anlamıştı.
Mutluydu ,Leyla en azından kendisini isteyen bir adamın karısı olacaktı .
Mutluydu fakir diye ,annesinin huyu pis diye bir türlü evlenemeyen adama gelini kendi ayakları ile gelecekti.
Yinede insanların onu ayıplamaması için yüzüne yayılmak için zorlayan gülümsemesini silmeye çalıştı.
"Ağam sen ne dersin ?"
O kadar kalabalığın içinde ilk tepkiyi veren de o oldu çünkü kimse  hala şoktan çıkamamıştı. Sanki hepsinin aklı mantığı uçup gitti ağızlarını açıp tek kelime edemediler.

"Sonra konuşuruz Yusuf, sonra evladım."
"Ama" diyen adamın sesini kimse duymadı.
Hasan ağa ile Cahit ağa olanları uzun uzun konuşmak ,aşirete durumu izah etmek için evden kimseye açıklama yapmadan çıktılar.

Emre öfkesini kendisini Mecnun yapmaya çalışan Devran ve abisine çevirdi.
İdil ile bir öfkeyle ayrılmasaydım bunlar başıma gelmezdi diye düşünüp durdu.
Kendisine boş gözlerle bakan Miran ve Devran'a patladı.
"Sayenizde çok mutlu ,huzurluyum yüzünü dahi görmediğim hatta adını dahi bilmediğim bir kızla evleniyorum. Allah'ım neden döndüm ki sanki !"
Adam salonun  içinde  bir o yana bir bu yana dönerken Elvan'ın başı döndü.
Koltuklardan birine zar zor oturdu hala salonu tur eden Emre'ye seslendi.
"Aslı "

Miran karısının yanına oturdu elindeki bir bardak suyu kıza uzattı.
"Ne diyorsun Elvan anlamıyorum güzelim ?"
"Emre'ye söylüyorum kızın adını sordu ya Miran ! Kızın adı Aslı benim okuldan arkadaşımdı. "

Emre yengesinin karşısına oturup başını iki elinin arasına alıp eğdi.
Aklına kızın adı gelince sinirle Devran'a baktı.
Devran'da karşısındaki adama bakıp sessizce söylendi.

"Mecnun ol diyordum  kaderde Kerem olup yanmak varmış !" Deyince Emre sinirle ayaklandı.
"Sizin Aslınıza da Mecnunuza  da ! "
Genç adam sinirle konaktan çıkıp nereye gittiğini bilmeden yürümeye başladı.
Miran ve Elvan ise karşılarındaki ağzı açık Devran'ın vereceği tepkiyi bekliyorlar bir yandan adamın haline  bakıp gülüyorlardı.
"O çocuk bana küfür mü etti lan !"
"Yok abi Emre hiç sana küfür eder mi ? Sinirlendi ya sadece ondan gel otur ,sende bir bardak su iç ." Dedi.
Yasemin'in zor tuttuğu kahkahasını serbest bırakması ile herkes gülerken,  Yusuf put gibi duruyordu.
Miran adamın haline gülümseyip omzuna vurdu.
"Düşünme sende Yusuf zaten Emre ile Leyla'dan bir halt olacağı yoktu . Bu sayede senin de bir yuvan olacak gül kardeşim gül sıkma canını kardeşin iyidir." Dedi.
Herkes yaşanan zincirleme evlilik kazasını düşündükçe gülüyordu.
Elvan dayanamayıp konuşmaya başladı.
"Şimdi bu düğünü toplu nikah olarak mı yapacağız !"

Yasemin eltisine katılarak devam etti.

"Doğan çocukları da beşik kertmesi yaptık mı tamamdır !" Deyince hepsi birden yeniden gülmeye başladılar.

Ayşe hanım gülen çocuklarının yanından kalkıp evin yukarı avlusundan Emre'nin gittiği yolla baktı.
Ellerini semaya  açıp dua etti.
"Allah'ım sen onun yolunu aydınlat ."

Emre hayatına ikinci kez yapılan emri vaki evlilik ile ne yapacağını bilmiyordu.
Leyla ile bir kere denemiş olmamıştı şimdi sevmediği başka bir kızla aynı şeyleri denemedin mantığı neydi?
Neden sanki herkes ona evlendirecek kız seçiyordu ki ?
Babasına mı yoksa onu bu duruma düşüren Ömer'e mi daha çok kızması gerektiğini düşündü.
Sonra aklına Leyla'yı götüren adam gelince derin bir iç çekti önündeki taşa ayağıyla vurdu.
Gitmelerine kendisi izin vermişti adamı durdurmak için parmağını bile oynatmamıştı.
Yol boyu yaptığını düşündü.
Aslında suçlu olan ne Ömer ne de babasıydı.
Emre bu topraklarda yaşadığını unutup Leyla'nın gitmesine izin verirken hiç tanımadığı kız ile kendine pranga takmıştı.
Aylar önce evlilikten vazgeçtiği tepeye yeniden gelip oturdu.
Beklediği kimdi bilmeden adam saatlerce birini bekler gibi bekledi.
Aradan ne kadar zaman geçtiğini bilmeden öylece oturdu.
Arkasından gelen koyun sesi ile başını çevirip aylar önce gördüğü koyunu hatırladı.
Bir bakışta tanımıştı çünkü koyunun boynunda boncuk yazan bir yemeni vardı.
Adam tüm dertlerini unutup yerinden kalktı bu sefer kız koyunu bulmadan yardım ettiğini düşündü.
Etrafına bakıp çoban kızı aradı ama görünürde kimse yoktu.
Koyunu orada da tek başına bırakamayacağı  için  yazmanın ucundan tutup boncuk ile birlikte eve doğru yürümeye başladı.
Tasmasından tuttuğu boncuk ile konuşmaktan da geri kalmadı.
"Şimdi senin keçi her yerde seni arıyordur boncuk hanım . Kız deli olmuştur ye sahiplerin onu işten atarsa hiç düşündün mü ?"
"Meeee" diye cevap veren koyuna gülümsedi.
"Ah be boncuk hanım keşke bende senin  gibi olsam . Bir çobanım olsada ne yapam gerektiğini söylese !"
"Meeee "

"Meee ya meee ancak mele zaten ! Çekip gitsem babamın sözünü çiğnemiş olurum. Evlenmiyorum desem Ömer'in ölmesi lazım ! Ne boktan bir iş bu boncuk hanım "dedi .

Emre boncuk ile dertleşip evin yolunu tutarken Ömer'in kulakları çınlıyordu.
Kulağını habire kaşıyan adama Leyla şaşkınlıkla baktı.
"Kocaman parmağını sokup durma kulağına  kaza yapacaksın ."
"Çınlıyor bir türlü susmadı ne yapabilirim ?"

Leyla adamın çaresiz haline gülmeye başladı.
"Kulak ne yapsın Ömer sana şu an kaç kişi küfrediyordur hiç saydın mı ?"

"Kaç kişi bilmem ama babam fena saydırıyordur. Birde Şirin'i abine verdilerse yandım ki ne yandım ."

İkisi birlikte bulundukları durumu unutup kasabada kalanların haline gülmeye başladılar.
Leyla adama ne kadar kızsa da abisi için mutluydu. Eğer söylediği gibi bir berdel olursa  abisininde bir yuvası olacağı içinden gülmek geliyordu.

Ömer kızın gülen yüzüne bakıp iç çekti.
"Seversin değil mi Leyla beni ?" Diyen adamın sorusunu duymayan kız kendi sorusunu sordu.
"Kardeşini kesin abime berdel verirler değil mi ?"

Ömer kızın sorusu ile başını aşağı yukarı salladı.

"Peki Şirin yani kardeşin nasıl biri ben uzaktan hatırlıyorum . Of Elvan kesin hatırlıyordur şimdi orada olmak vardı."

Ömer kızın söylediklerinden kendi için umutlanmalı mıydı ? Sonuçta Leyla kendisi ile evliliği kabul etmişti de sorun abisi ve Şirin  gibi görünüyordu.
Yoksa abisinin berdelini niye bu kadar düşünsün değil mi ?"

"Peki biz ,Leyla bizim için de umut var mı ?
"Biz mi ! "
"Evet seninle ben işte . Hani ben seni kaçırdım ya karım ol diye hatırladın mı ?" Deyince Leyla elini ağzına kapattı.
"Emre ne olacak ? Başka kız kardeşin yok değil mi ? Eğer varsa onu da Emre'ye verirler herhalde " diyince Ömer bir anda frene basıp arabayı zar zor  durdurdu.
"Yapmazlar değil mi ! Efsun daha on beşinde  çocuk evliliği ne bilecek !"

Leyla sinirden alnındaki damar atan adama baktı. Korkusunu kız bile hissetmişti .
Ne demeliydi şimdi Ömer'e yaptığı o kadar yanlış bir hareketti ki söyleyecek kelimesi yoktu.
İçinde bir yerler bir adamın kendisini yanında istemesinden mutlu olsada karşısındaki adamın Gülnihal ile ilişkisini düşününce bütün mutluluğu kumdan kale gibi deniz dalgaları ile yıkılıp toza toprağa suya karışıyordu.

"Efsun daha çok küçük " diye kendi kendine söylenen adamın yüzüne baktı.
"Ömer yaptığın işte bu kadar yanlış bir şeydi ! Hem kendi kardeşlerini hemde abim ve Emre'nin hayatını mahvettin . Sana ve bana sıra bile gelemedi bak kaç kişiyi yaktın . Şimdi ben senin gibi bir adama nasıl kocam diyeceğim hiç düşündün mü ?  Sen Gülnihal ile olmuşken ben nasıl sana sarılacağım ? Bunları hiç düşün mü ! Düşünmedin çünkü sen bencil bir adamsın . Sevmek istiyorum diyorsun ,iyi bir adam olmak istiyorum diyorsun ama yaptıklarına bak . Belkide sen bir anlık bencil duygularına  tam beş insanı kurban ettin . "

Ömer içkinin etkisi geçince zaten yaptığına pişman olmuştu ama kızı bırakmak , kendinden gitmesinede izin verememişti.
Şimdi ise en küçük kardeşi aklına geldikçe nefesi daralıyordu.
"Ben ne yaptım Leyla ! Efsun daha çok küçük onu Emre'ye vermezler değil mi !"

Boran konağınada da Ömer ve Leyla etkisi sürüyordu.
Gülbahar hanım koltukta oturan iki kızı ve bir yeğenine bakıp iç çekti.
Birinin kurban olacağını bilen kadın ona yanıyordu birde ikisinin  birden evleneceğini duysa ne yapardı kim bilir ?
Kızlarda başlarına geleceği hissetmiş gibi sessiz sakin bir şekilde oturuyorlardı.
Cahit ağanın konağa gelişi ile hepsi bakışlarını kapıdan girecek adama çevirdi.

GEL SAR BENİ✔️ (Ara Verildi )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin