•HIRSIZ•

6.7K 729 451
                                    

Medyadaki afiş için pnrruzn a teşekkür ediyorum ve bu bölümü ona armağan ediyorum.

Uzun süredir yemeğiyle oynayan efendisine baktı Amanda. Furina'yla konuştuktan sonra Prenses bir türlü kendine gelememişti. Kadının haklı olduğu noktalar vardı ve o noktalar, Hebe'nin beynini kemirerek tüketmek üzereydi.

Büyükler, kesinlikle evli olanlara öncelik verecekti ve bu da tahtın Prens Tedra'ya geçeceğini gösteriyordu tabi dolaylı yoldan da Furina'ya. Eğer karısı olmasaydı krallığı seve seve amcasına verirdi ama durum farklıydı. Furina'nın masum yüzünün altında yatan tehlikeli kadını hissedebiliyordu.

"Ne yapmayı düşünüyorsunuz?"

Yardımcısının sorusuyla birlikte irkildi ve elindeki kaşığı bırakıp arkasına yaslandı.

"Bilmiyorum Amanda, babam bu krallığı bana emanet etti ama benim ne yapmam gerektiği hususunda hiçbir fikrim yok."

"Tahtın asıl sahibi sizsiniz Prensesim, Prens Tedra evli olduğu için öncelikli olabilir ama bu krallığı yönetmek sizin hakkınız. En azından nişanlı olsaydınız, tahtı kolaylıkla alabilirdiniz. Belki de talip gelen prenslerden birine kararınızı değiştirdiğinizi söylemelisiniz ve evliliği kabul etmelisiniz."

"Böyle bir şey yapmayacağımı biliyorsun," dedi Hebe derin bir iç çekerek.

"Büyükleri, ikna etmek için başka yollar bulmam gerek."

"Bilmem kaç günden sonra odandan dışarı çıkıyorsun, bahçede yemek yiyorsun ve bana haber vermiyorsun öyle mi Hebe?"

Homurdanarak merdivenlerden inen kardeşine kısa bir bakış attı Prenses ve o, daha masaya gelmeden taht konusunun kapanması için Amanda'yı uyardı. Sira'nın bu konuyu duyup ortalığı iyice karıştırmasını istemiyordu.

"Haber vermeme gerek yok Sir, nerede olduğumu hissederek beni bulacağından şüphem yoktu."

Hebe'nin alaylı sözlerine kaşlarını çattı Küçük Prenses ve Amanda'nın kendisi için açtığı yere otururken elindeki eski püskü koca defteri de masaya bıraktı. Ablasını uzun uzadıya inceleyip onun nasıl olduğunu çözmeye çalıştı ama herhangi bir çıkartım da bulunamayıp sormaya karar verdi.

"İyi misin?"

Cevap vermek yerine soğumuş yemeğinden bir kaşık alıp ağzına attı Hebe. Sonra da kaşığıyla masanın üzerindeki defteri işaret ederek konuyu değiştirdi.

"Bu nedir?"

Omuzlarını düşürüp önce deftere sonrada ablasına baktı Sira ve hoşnutsuzca "Yıllık," dedi.

"Şavn Yıllıklarından biri."

Onun haline gülümsedi Prenses. Kardeşi, gerçekten zor bir zamandan geçiyordu. Hem ailesinin üzüntüsünü yaşıyıp hem de Şavn Kraliçesi olmaya çalışmak onu çok sıkıyor olmalıydı.

"Kraliçe olmak kolay iş değil Sir, başına geçeceğin krallığın en ufak ayrıntılarına bile hakim olmalısın."

Yüzünü düşürüp kafasını masaya koydu genç kız ve gözünün önündeki defteri eliyle işaret etti.

"Fark ettiysen Hebe, Şavn yıllıklarından biri dedim ve bu yıllıklardan daha çok var. Yani bu demek oluyor ki bittim ben. Ne diye bir prensle evlendim ki? Okuduğum hiçbir şeyi aklımda tutamıyorum."

Kardeşinin masaya dayadığı yanağını, sündüre sündüre yakınışını izlerken aklı yine Furina'ya gitti genç kadının. Bir şeyler yapması gerekiyordu, Büyükler Konseyini ikna edecek bir şeyler. Düşüncelerde kaybolacağı an Sira'nın "Hebe beni dinlemiyor musun?" diye yırtınmasıyla birlikte kendine geldi.

KÖR KRALİÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin