•YOL•

5.5K 685 347
                                    

Topuğunun üzerinde geri dönüp volta atmaya devam etti genç kadın. Bir süredir bu eylemi tekrarlıyordu ve ne yapması gerektiğini düşünüyordu. Furina'nın büyücü olma ihtimali, ruhunu sıkıyor ve zihninin içini karman çorman ediyordu. Kapı çaldığında ve akabinde Prens Tedra içeri girdiğinde irkilerek sonu gelmez adımlarına "Dur," dedi ve bu beklenmedik ziyaretin sebebini sorgular gibi amcasına baktı.

"Endişeli görünüyorsun," dedi adam her zamanki sakin tavrıyla. Ona zoraki bir gülümseme gönderip sırtını dikleştirdi Hebe ve masasına geçip oturdu. Aslında amcasını, karısı hakkında uyarmak istiyordu ama bunun için henüz çok erkendi. Hem asılsız iddialarla Furina'yı suçlamak, kötü sonuçlar doğurabilirdi. Öncesinde onun gerçek amacını bulmalıydı.

Prens'e karşısındaki koltuğu işaret ederek oturmasını teklif ettiğinde başını iki yana sallayıp onu reddetti Tedra ve "Buraya sizden müsaade istemeye geldim Majesteleri," dedi. Kaşlarını çatıp gözünü adamın yüzünde gezdirirken "Ne müsaadesiymiş bu?" diye sordu Pays Kraliçesi.

"Bütün aileni kaybettikten sonra yanında olup seni kollamam gerekir," diye açıklamaya başladı Tedra resmiyeti bir kenara atarak.

"Ama görüyorum ki benim desteğim olmadan da gayet iyi idare ediyorsun. Sevdiğim işe devam etmek istiyorum Hebe. Toprak toprak dolaşıp ticaret yapmaya devam etmek istiyorum. Bu, nasıl desem? Bana canlı hissettirecek. Onca olaydan sonra saraya tıkılıp kalmak, beni boğuyor."

Adamın yüzündeki, tanıdık gelen umutsuzluk karşısında ona moral vermek için gülümsemeye çalıştı Hebe ama başaramadı. Keşke kendisinin de çekip gitme gibi bir fırsatı olsaydı. Yüreğine çöreklenen hüznü bastırmak için yutkunurken "Bunun için benden müsaade istemene gerek olmadığını biliyorsun amca," dedi ses tonunu güçlü tutmaya çalışarak. Sevdiklerinin çekip gitmesine o kadar çok alışmıştı ki adama alınganlık edesi bile yoktu doğrusu.

"Merak etme," dedi Tedra ve kocaman, gerçek bir gülümseme kondurdu dudaklarına.

"Ben gitsem bile Furina hep burada ve sana en az benim kadar destek olacağına eminim. Bu yüzden içim rahat."

Burnundan kaçacak alaylı tıslamayı zar zor durdurup "Öyle mi?" diye sordu Hebe. Adamın son derece samimi bir şekilde kafa sakladığını görünce derin bir nefes aldı ve" Sanırım haklısın," dedi onu rahatlatmaya çalışarak.

"Furina, kesinlikle bana destek olacaktır."

                          ***

"Hadi hırsız şuan tam zamanı," deyip adamı öne doğru itekledi Hebe. Nell, bir iki adım ilerleyip saklandıkları köşeye geri dönerken "Neden gidip düzgünce sormuyoruz Hebe? Bunu yapmak zorunda mıyım?" diye sızlandı yüzünü buruşturarak.

"Eğer elindeki yüzük sahteyse onu boşuna suçlamış oluruz, bu sefer biz suçlu duruma düşeriz. Önce yüzüğün gerçek olup olmadığını anlamalıyız. Bunu da ancak sen yapabilirsin. Hem sen bir hırsızsın, küçücük bir yüzüğü çalmak senin için çocuk oyuncağı."

Kadının baskısına karşı bıkkın bir nefes koyuverdi hırsız ve duruşunu dikleştirip Furina'nın odasına doğru yürümeye başladı. Üstüne başına çeki düzen vererek kapıdaki hizmetkar yığının yanına vardı ve içeri girmeden önce omzunun üzerinden geride bıraktığı Kraliçe'ye kaçamak bir bakış attı ama o, kendisine bakmıyordu. Eliyle yüzünü örtmüş, öylece dikiliyordu.

Onun saklanmaya çalıştığını düşünüp bu haline gülümsedi hırsız ve derin bir nefes alıp yola devam etti. Hebe, ona yüzük meselesini ayrıntılarına değinmeden anlatmıştı ve neler döndüğünü çözmek için yardım istemişti. İlk başta kendini naza çekse de sonradan yardım etmeye razı olmuştu genç adam.

KÖR KRALİÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin