KÖR KRALİÇE

•KALP•

Medyaya bıraktığım şarkıya bir bakın derim, Hebe ve Nell'i anımsattı bana. Hatta bölümü şarkı eşliğinde de okuyabilirsiniz, tamamen isteğinize bağlı tabi:)

Yanaklarından inen yaşlar, tenine hapsolarak kururken kapının dışından duyduğu tanıdık sesle birlikte irkildi genç Kraliçe.

"Hebe," diye seslendi hırsız işlemeli koca ahşapların ardından. Kadın, ses vermeyince küçük bir sessizlik girdi araya.

"Beni duyduğunu biliyorum, b-ben çok üzgünüm Hebe... O anlaşmayı korumam lazımdı ama yapamadım. Ne desem boş biliyorum a-ama,"

Yenice durdurduğu göz yaşları tekrar kirpiklerini ıslatırken adamın devam etmesini bekledi genç kadın ama bunun yerine uzun bir sessizlik oldu. Bir süre sonra iki kişinin konuşmalarını duydu belli belirsiz. Birinin hırsız olduğunu düşündü, diğeri de büyük ihtimalle Amanda'ydı.

"Majesteleri, önemli bir mesele var. İçeri girebilir miyim?" diyen yardımcısının sesini duymasıyla birlikte tahmini doğrulanmış oldu. Cevap vermekle vermemek arasında gidip geldi bir süre. Sonrasında ise toparlanıp kalktı yerden ve cam duvarlara yürüyüp kapıya sırtını döndü. Genç kıza girmesini emrederken ağladığını gizlemek için gözlerini kırpıştırdı ve birkaç kere nefes alıp verdi. Aldığı izinle birlikte vakit kaybetmeden içeri girdi Amanda ve efendisinin biraz gerisinde durdu.

"Neymiş önemli mesele?" diye sordu Kraliçe arkasını dönmeden.

"Efendim Abor Kralı, bir elçi yollamış sizi görmek istiyor?"

Bu haberle birlikte nasıl göründüğünü umursamadan yardımcısına döndü kadın ve kaşlarını çattı.

"Daha Abor'dan dün döndük. Ne yani Kral, hemen ardımızdan bir elçi mi yollamış?"

"Bilemiyorum Majesteleri," dedi genç kız başını iki yana sallayarak.

"Şu an Kraliyet odasında sizi bekliyor."

Kaşları, hala sorgulayıcı ifadesini sürdürürken hızlıca çıkışa yöneldi Hebe. Kapıdan çıktığı anda, başı suçlulukla önüne düşmüş bir şekilde kenarda dikilen hırsızı fark edince onu görmezden gelerek geçip gitti yanından.

Kraliyet odasına vardığında konuklar için her daim hazır bulundurulan masaya oturmuş içkisini yudumlayan elçiyi selamladı başıyla. Adam da yerinden kalkıp kendisini aynı şekilde selamlarken sabretmeyi kenara bırakıp bu ziyaretin sebebini sordu kibarca.

Adam, Kraliçe'nin bu aceleciliğinden keyif almış gibi geri oturdu yerine ve kadehindeki şarabı yudumlamaya devam etti. Bu tepkiye karşı dişlerini birbirine bastırdı Hebe ve adamın karşısına oturup parmaklarıyla masada ritim tutmaya başladı. Adam, içkisi bitene kadar sessiz kaldı ve gözleriyle kadını süzdü . Sonunda bütün sıvıyı midesine indirdiğinde boş kadehi masaya bırakıp duruşunu dikleştirdi ve söze girdi.

"Abor, Pays'la yaptığı anlaşmayı feshediyor Kraliçe Hebe, bunu haber vermek için gönderildim."

Bu haberle birlikte hiddetle ayağa kalktı Pays Kraliçesi. Tamam kendi anlaşması Furina'nın eline geçtiğinde de deliye dönmüş, halkı yatıştıracak belgeyi kaybetmenin hüznünü yaşamıştı ama bu anlaşmanın bozulduğu anlamına gelmezdi. Şimdi ise bu adam karşısına geçmiş, korktuğu şeyin gerçek olduğunu söylüyordu.

"Bu ne saygısızlık?" diye sordu masanın üzerinden adama doğru eğilerek.

"Doğru duydunuz," dedi elçi rahatını bozmadan.