•KORKU•

4.5K 605 234
                                    

Karşısındaki kadın, utancından iki büklüm bir halde defalarca kez özür dilese de kaşlarını çatmaya devam etti Kraliçe.

"Özür dilemen hatanı telafi etmiyor," dedi sahip olduğu otoriteye yakışır bir üslupla.

"Sert hava koşulları, çiftçilerin ürünlerini telef etmiş olabilir. Bu yüzden fiyatları arttırmaları da olağan ama senin bu değişikliği üstlerine bildirmemen ve fütursuzca alışverişe devam etmen kabul edilemez. Ayrılan bütçe fazlasıyla aşılmış."

"Özür dilerim Majesteleri, lütfen affedin," diye yineledi genç kız ve önüne düşen sarı saçlarının gölgelediği kırmızı yanaklarından süzülen yaşları, bir çırpıda sildi elinin tersiyle.

"Sorumsuzluğun bizi zarara uğrattı, bunu göz ardı edemem. Biliyorsun ki küçük dikkatsizlikler daha büyüklerini doğurur. Bu yüzden işine son veriyorum. Artık sarayda çalışmayacaksın ama bu durum seni hüsrana uğratmasın. Dışarıda kalacak yer ve iş bulamanı sağlayacaklar."

Verilen hükümle birlikte başını kaldırdı genç hizmetkar ve kızarmış mavi gözleriyle efendisini süzdü. Bir şeyler demek için ağzını araladı ama bunun faydasız olacağını bildiğinden vazgeçti. Ne diyebilirdi ki? Kraliçe merhametli bile davranmıştı. Usulca başını sallayıp sessizce kabul etti cezasını ve selam verip odadan çıktı.

Kızın gidişinin ardından elleriyle şakaklarını ovuşturdu Hebe ve oturduğu yerden kalkıp mutfağın iç tarafına geçti. Uğultuların ve çatal bıçak seslerinin yükseldiği kapıdan içeri doğru yürürken harıl harıl çalışan görevlileri engellememeye çalıştı.

Tezgahların arasında dolaşarak işleyişi kontrol ederken kendisini selamlayan hizmetkarlara işlerine devam etmelerini emretti. Bir anda yanında beliriveren Amanda'yı fark edince ona yeni bir mutfak sorumlusu bulmasını söyledi. Yardımcısıyla birlikte bir süre daha denetimi sürdürüp dışarı çıktılar. Çalışma odasına geri dönmek için merdivenlerin başına vardığında duraklayıp yanındakine döndü.

"Halk erken gelen soğuklar yüzünden ürünlerini kaybetmiş Amanda, durumu ayrıntılarıyla öğrenmeni istiyorum. İnsanlar ne kadar zararda, pazar ne durumda öğren."

"Emredersiniz efendim," deyip başıyla onayladı genç kız ama aklı başka yerde gibiydi. Efendisini dinlerken gözleri ikide bir merdivenin yukarısına kayıp duruyordu.

Kraliçe, yavaşça onun baktığı yöne kaydırdı bakışlarını. Yardımcısının dikkatini dağıtan şeyin ne olduğunu merak etmişti doğrusu. Basamakların sonunda dikilmiş sohbet eden iki muhafızı görünce onun karın ağrısını anladı. Kızı daha önce de birkaç kez aynı muhafızı süzerken yakalamıştı.

"Böyle devam et, ileride evlenip çocuklarıyla oynarken de uzaktan izlersin," dedi azarlar gibi. İrkilerek kendine geldi genç kız ve belli belirsiz, şaşkın bir nida döküldü dudaklarından.

"Affınıza sığınıyorum Majesteleri, ne demek istediğinizi anlamadım."

"Harekete geçmek için neyi bekliyorsun Amanda?" diye soludu bu sefer.

"Eğer duyduğun ilginin, o muhafızın içine doğmasını ve seni fark etmesini bekliyorsan epey zamanın var demektir. Bir şeyi istiyorsan gidip almalısın."

"Denemediğimi mi sanıyorsunuz Majesteleri?" diye sordu genç kız. Onun bu çıkışına ve cesaretine karşın şaşırdı Hebe. Yüzüne çöken hüznü saklamaya çalışarak gülümsedi Amanda ve konuşmaya devam etti.

"Bilirsiniz gönül meseleleriyle pek işim olmaz, ilk kez birine içim ısındı o da imkansız çıktı."

"İmkansız diye bir şey yoktur Amanda," diye tersledi onu Kraliçe, daha da devam edecekti ki yardımcısı konuşmaya devam edince susmak zorunda kaldı.

KÖR KRALİÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin