AY-12

228 22 10
                                    


💎💎Ben seni, asırlardır sesini duymadığım Kalp denilen o et parçası ile sevdim. Kalbimin varlığını bile unutmuşken şimdi onun çığlığını işitmek dehşetin pençesine salıncak kurmaktan farksız Yaban Gülü...

"Hiç değişmemiş..." iç geçirdi. Yutkundum, arkamı dönerken şaşkınca dudaklarımdan bir nida döküldü...
"Ha?"
''çantan ve ceketin?'' arkamı dönerek ilerledim ve elindeki eşyalarımı aldım. Kafamdaki soruları yok saymaya çalışırken binadan çıktık. Sabahın köründe bu kadar heyecan yetmişti. Gerisini akşam tek başıma kaldığımda düşünecektim.
Arabanın yanındaki şoföre baktığımda başını yere eğdi. Arka kapıyı açarak Erez'in binmesini bekledi sonra kapıyı kapattı. Yanımdan hızla geçerek ön kapıyı açtı. Ah tabi patronlar arkaya otururdu değil mi? Çalışanlar değil.
Yarım saattir yoldaydık ve yolculuk olabildiği kadar sessizdi. İlk dakikalarda yeni patronumun telefon görüşmesi dışında hiçbir diyalog geçmedi. Hattın diğer ucunda kim olduğunu bilmiyordum. Tek fark ettiğim şeyin kadın sesi olmasıydı. Sesi oldukça resmiydi ve buz gibi. Sanki o odadayken daha samimiydi. Her ne kadar sözleri belirsizlik taşısa da...
Araba durduğunda bu kez iç sesimin uyarısıyla şoförü bekledim. Kapı açılır açılmaz çizim çantamı ve kol çantamı kavrayarak dikkatle indim. Vay canına! Bu bir bina değildi, gökdelen gibiydi. En tepeyi görebilmek için mermer zemine yatarak dürbünle bakmak gerekiyordu. Yutkundum.
Yeni patronum beni beklemeden ilerlerken, şaşkınlığımı bir kenara atıp onu takip etmeye başladım. Etraftakilerin tuhaf bakışlarıyla karşılaşsam da umursamamaya çalıştım. Herkes boynuma dikkat kesilirken bakışlarından rahatsız olarak saçlarımla dövmenin olduğu kısmı kapattım. Burada neler döndüğü hakkında hiçbir fikrim yoktu ama içimdeki ses güvende olmadığımı söylüyordu. Artık çok geç Gece. Şartları mükemmel bir iş sözleşmesi imzaladın, çok geç!
Telaşla patronumun yanına bir kadın gelerek elindeki tablette yazılı rapor hakkında bilgi vermeye başladı. Kadın esmer, uzun boylu ve oldukça kısa bir elbise giymişti. Gözlerimi devirdim. Klasik asisitan giyim tarzıydı. Kısa ve dekolteli kombinler, işkence aletine benzer uzun topuk sitilettolar ve tabi ki yeni badana yapılmış gibi görünen makyajlı bir surat. Erez kadının o kadar söylediği şeye sadece başını hafifçe sallamıştı ve cevap vermeye bile tenezzül etmedi. Asansöre geçtiğimizde kadının bu günkü program sunumu bitmişti. Patronum yirmi sekizinci katı tuşladı ve kapılar kapandı. Bana döndü ve bakışlarını sabitleyerek konuşmaya başladı.
''Öğlenden önceki toplantıyı iptal et. Bu Gece. şirketin yeni tasarımcısı. Bundan sonraki tasarım kadrosunun bütün yetkisi ona ait.'' Esmer asistan ağzı açık kalmıştı. Bana bakarak baştan aşağı süzdü. Yutkundu. Kadın kızarmaya başlamıştı ve sinirlenmişe benziyordu. Hadi ama kıskanmış mıydı yani?
''Peki efendim.'' Diyebildi. Bir dakika, Erez az önce tasarım kadrosunun tüm yetkilerini bana mı vermişti? Geçen gece yarısı internet sayfasında okuduğum haber yazısı zihnimi deşmeye başladı.
Şirketin kurucusu ve sanat eseri değerinde özgün nitelikteki takıların tek tasarımcısı olan, 26 yaşındaki başarılı iş damı Erez SANCAR... Şirketin tek tasarımcısı ha? Sanki yıllardır tanıdığı biriymişim gibi bu yetkiyi birkaç gündür tanıdığı birine vermesi tuhaftı. Kafam saatler geçtikçe daha çok karışıyordu. Ne kadar şartları patronumun lehine olan bir sözleşme imzalamış olsam da bana bu kadar güvenmesi saçmaydı. Belki de kendine fazla güveniyordur... zihnim haklıydı. Benimle bir alakası yoktu. O gece sorgu odasındayken Amerika'da burslu okuduğumu öğrenmiş, bitirme tezimin tasarımlarını ve hatta hesap numaramı bile bulmuştu. Artık hakkımda her detayı bildiğinden kuşkum kalmamıştı. Belki de evlendiğimi ve başımdan geçen her şeyi biliyordu...

KAN VE ŞEHVET /TazeYaralar/Where stories live. Discover now