• Üçüncü Bölüm •

65.8K 2.8K 386
                                    

     Hüma 

  Çınar, bana evi gezdirmişti. Son olarak mutfağa geldiğimizde, buzdolabının kapağında asılı olan nota bakarak, "Minik kaplumbağam mı?" diye sordum.

  Çınar, "Onu görmemen gerekirdi," diyerek hızla yanıma gelip notu aldı ve cebine sıkıştırdı.

  "Her neyse. Kurallar koymamız gerek."

  "Ne gibi?"

  "Gerçi ev sahibi sensin, kuralları senin koyman gerek."

  Çınar, pencerenin önündeki küçük, yerden yüksek masaya yaklaşıp yanındaki yüksek tabureye oturdu. "Sen başla."

  "Birlikte yaşadığımızı kimse bilmemeli."

  "Neden?"

  "Çünkü bu tuhaf bir durum ve kimsenin yanlış bir düşünceye kapılmasını istemem."

  Başını olumlu anlamda salladı. "Aslında haklısın. Devam et."

  "Bir de ben evdeyken eve bir kadın arkadaş getirmezsen çok mutlu olurum."

  Çarpık bir şekilde gülümseyerek, "Pekala," dedi. "Başka?"

  "Mahremiyetime düşkünüm. Bana verdiğin odaya benden izinsiz girmezsen sevinirim."

  Çınar sesli bir şekilde gülerek, "Daha var mı?" diye sordu.

  "Hayır, yok."

  "Pekala öyleyse. Ben de mahremiyetime düşkünüm ve şu oda kuralı senin için de geçerli. Sen söyledin diye değil, eve zaten kadın arkadaşlarımı getirmem. Ciddi bir ilişki içerisinde olsaydım da, zaten o kadın dışında kimsenin benimle aynı evi paylaşmasına izin vermezdim. Bu yüzden, için rahat olsun. Aynı şey senin için de geçerli tabi. Ama sadece ben evdeyken değil, ben evde yokken de eve erkek arkadaş getirmek yok. Bu esnetilmez bir kural, bilgin olsun. Haftada iki kez eve annem gelir, evi toparlayıp yemek falan bırakır. Onunla denk geldiğinde eğer ben burada olmazsam, ona kısa süreliğine yanımda yaşadığını ve sadece arkadaş olduğumuzu söyle. Ama buna ikna olmasını sağla yoksa seni müstakbel gelin adayı olarak benimser."

  Kıkırdayarak, "Bunu neden yapsın ki?" diye sordum.

  "Bir düşün... Oğlun otuz küsur yaşlarında ve bekar. Üstelik seninle hayatı boyunca tek bir kadını bile tanıştırmamış. Yanında tek bir kadın bile görmemişsin. Ama bir gün bir bakıyorsun, evinde son derece güzel bir kadın var. Ne düşünürsün?"

  Şaşkınlıkla ona bakarak, "Ben miyim güzel?" diye sordum.

  Çınar, başını yana yatırıp, "Ciddi misin sen?" diye sordu.

  "Asıl sen ciddi misin?"

  "Elbette ciddiyim Hüma. Sen güzel bir kadınsın ama onca söylediğim şeyin içinde bir buna mı takıldın?"

  Bakışlarımı kaçırarak, "Senin gibi bir adam tarafından güzel bulunmak her zaman denk geldiğim bir şey değil," dedim. "Bu arada evet, annen öyle düşünmekte haklı."

  Tabureden kalkıp yanıma yaklaştı. "Sen güzelsin. Bunu kimseden duymaya ihtiyacın yok."

  "Yerle bir olan egomu beslemene gerek yok Çınar."

  Yanağımı hafifçe okşadı. "Egon umurumda değil Hüma."

  Yeşil gözleri benimkileri delip geçerken, nefesimin boğazımda takılı kaldığını hissettim. Zorlukla yutkunup dudaklarımı araladım. Elini yanağımdan uzaklaştırdı. Sebepsizce dokunuşunu özlediğimi fark ettim.

Cüretkâr TeklifWhere stories live. Discover now