• Beşinci Bölüm •

55.2K 3K 263
                                    

     Hüma

  "Hadi söyleyin bakalım... Teyze. Tey... Hayır Lila o ağıza sokulmaz tatlım." Ağızına sokuşturmaya çalıştığı minik pelüş ayıyı ellerinden aldım. "Hadi söyle bakalım."

  Doğa epey zorlanarak ayağa kalkıp minik adımlarla benden uzaklaşırken, ona kocaman bir gülümsemeyle baktım. "Teyze yer seni!"

  Lila anlamsız bir şeyler mırıldanırken, "Hayır, teyze diyeceksin," dedim. Çok geçmeden o da kalkıp Doğa'nın yanına gitti.

  "Kızlarımı rahat bırak."

  Sesin geldiği yöne doğru döndüğümde, odaya girmekte olan Lina ile karşılaştım. "Biraz daha uyusaydın keşke."

  "Valla bu kadarı bile ilaç gibi geldi resmen. Daha fazla uyusaydım başım ağıracaktı." Yere, yanıma oturdu. "Çok sağ ol yeniden."

  "Ne demek?" dedim gülümseyerek.

  Bakışlarımı ikizlere çevirdim. Lila yine oyuncaklarından birini ağızına sokmaya çalışıyordu. Doğa ise oyuncak kaplumbağasının üzerine basmakla meşguldü.  Kaplumbağa aklıma Çınar'ı getirmişti. Annesinin tuhaf bir espri anlayışı vardı anlaşılan. Çınar ne minikti ne de kaplumbağaya benzer bir tarafı vardı. O daha çok on kaplan gücünden bir adam gibiydi. Yani, muhtemelen. Her neyse.

  "Ne düşünüyorsun?" siye sordu Lina. "Yine elin kolyende."

  Kolyemi tuttuğumun farkında bile değildim aslında. Bu beni epey şaşırtmıştı. Hızla elimi indirip Lina'ya döndüm. "Yine kovuldum da, onu düşünüyordum."

  "İyi bakalım, öyle olsun."

  "Bu arada yarın Dark Passion'a iş başvurusunda bulunacağım."

  Lina, merak dolu bir sesle, "Hangi pozisyon için?" diye sordu.

  "Çınar'ın asistana ihtiyacı varmış."

  "Şaka mı bu?" diye sordu. "Çınar çevresindeki hiç kimseden memnun olmayan huysuz bir ihtiyar gibi. Seni iki güne kalmaz camdan atar bence."

  "Hiç de huysuz bir ihtiyara benzemiyor. Bence son derece sıcak kanlı ve hoşsohbet birisi." Hem de felaket yakışıklı. Hey, değil. Yok yok, yakışıklı. Bana ne bundan canım?

  "Ne kadar tanıyorsun ki hakkında yorum yapıyorsun? Pars'ın yakın arkadaşı Aslan'ı ve Çınar'ı neredeyse her gün görüyorum. Buna rağmen Çınar'ı asla sıcak kanlı ya da hoşsohbet olarak tanımlamazdım. Çok mesafeli bir adam en başta. Neyse, konumuz bu değil. Belki iş alanında farklıdır, bilemem."

  "Yaşayıp göreceğiz."

  "Bu gece burada kalsana. İkizler uyuyunca film keyfi yaparız."

  Gülümseyerek, "Kalırım tabi," dedim.

  Lina sevinçle ellerini çırptı. "Harika!"

~~~

  Yeni güne gözlerimi açtığımda beni neyin uyandırdığını anlamaya çalıştım. Hemen sonra cep telefonumun hırçın sesi ulaştı kulaklarıma. El yordamıyla komodinin üzerindeki telefonumu aradım ve buldum. Arayanın Çınar olduğunu fark edince merakla kaşlarımı çattım.

  Yatakta doğrulup oturdum ve aramayı cevaplayıp telefonu kulağıma götürdüm. "Efendim?"

  "Şükürler olsun! Neredesin sen?"

  "Lina'nın evinde..."

  "Saatlerdir seni arıyorum Hüma. Dün gece geç geleceksin diye düşündüm seni bekledim. Bana haber de vermedin. Geç oldu diye aramak istemedim ama sabah olduğunda da dayanamadım."

Cüretkâr TeklifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin