VL-7

1.9K 147 24
                                    

7: güm güm güm

°°°
Hwiyoung, karşısındaki kızıl saçlının gülümseyerek kendini tanıtmasından sonra Taeyang'a dönmüştü. "Sevgilin olduğundan bahsetmemiştin."

"Bahsetmem gereken birisi değilsin." demişti Taeyang tamamen nötr bir şekilde.

"Bebeğimizi kiminle büyütmeyi düşündüğün beni ilgilendirir." demişti Hwiyoung huysuz bir şekilde.

Taeyang yerinde kıpırdamadan aynı ifadesizlikle cevap vermişti. "Bebeğimizi aptal bir kek olarak görüyordun. Bir pastacı, pastayı teslim ettikten sonra pastaya ne yaptıklarını merak etmez."

Hwiyoung cevap vereceği sırada içeri giren doktor tüm dikkati kendisinde toplamıştı. "Çok kalabalık burası. Neyse 11 kişiye yetecek kadar oksijenimiz var... "

"Duydun Youngbin." demişti Hwiyoung, Youngbin'e dönerek. "11 kişiye yetecek kadar oksijen varmış. 1 kişi fazlalık. Buradakilere bakınca dış kapının dış mandalı gibi olan sen olduğun için... Yallah dışarı."

"Öncelikle abinle yaşıtım bana ismimle hitap edemezsin, ayrıca zaten odada 11 kişiyiz." Youngbin'in sözlerine karşı Hwiyoung kızgınlıkla konuştu. "Ben 2 kişilik nefes alıyorum!" Ardından Taeyang'a dönmüştü. "Gör, çocuğunu büyütmek istediğin adam daha onu insandan bile saymıyor."

Taeyang konuşacağı sırada Youngbin devreye girmişti. "Ceninler insan sayılmaz, sayılmış olsalardı sen onu aldırmak istediğinde katil olmuş olurdun. Ama... Sorun çıkarmayacağım." Taeyang'a dönüp gülümsemişti. "Ben dışarıda bekliyorum."

°°°

Taeyang, ekrandan çok Hwiyoung'un şu an dümdüz olan karnına odaklanmıştı.

O karnın yavaş yavaş büyüyeceğini hayal ettikçe sebepsizce mutlu oluyordu.

Yıllar önce eşcinsel olduğunu keşfettiğinde hiçbir zaman çocuğu olamayacağı için gerçekten üzülmüştü. Şimdi bir mucize gerçekleşmişti, bir çocuğu olacaktı ancak istediği şeyin bir çocuk değil, bir aile olduğunu fark etmişti.

Şu anki gibi pastacı-kek-müşteri ilişkisi olmasını istemiyordu.

Hwiyoung ile ayrı evlerde değil, aynı evde, aynı yatakta, uyumadan önce çocuğuyla konuşacağı, sonra elini Hwiyoung'un karnına koyarak uyuyabileceği bir aile istiyordu.

Yaklaşık 2 ay öncesinde yaşıyor olsalardı bu mümkün olabilirdi ama şu an Hwiyoung'a bakarken bile kalbi parçalara ayrılırken yapabildiği tek şey doktor randevularına gelmekten öteye gitmiyordu.

En azından çocuğuyla geçireceği güzel günleri düşlüyordu. Hwiyoung olmasa da çocuğuyla beraber bir aile olabilmeyi...

Hwiyoung ise biraz daha farklı düşünüyordu. Taeyang'ın aksine biraz daha realistti.

Bir an önce karnındaki çocuğu doğurmak ve ondan kurtulmak istiyordu.

Bazen, nedensizce duygusallaşıyordu. Kendisini internet sitesinde bebek eşyalarına bakarken buluyordu. Ancak hemen kendisini toparlıyor, her şeyi dalgaya alan Hwiyoung oluyordu.

Hwiyoung, kariyer hedeflerini belirlemişti. Bu hedefler arasında değil çocuk, evlenmek bile yoktu. Ancak kader garip bir şekilde onu çocuk sahibi yapmıştı.

Aldırmak ve hayatına devam etmek yapabileceği en mantıklı karar olurdu ama vicdanı Taeyang'ı bir daha üzmek istemiyordu.

Yine de kendisinden taviz vermek istemiyordu. İstediği zaman kahve içmek, sağlıksız beslenmek, uyku düzenine dikkat etmemek... Basit şeylerdi ama bunları değiştirmek istemiyordu. Aslında korktuğu şey, hayatını değiştirmek değildi. Taviz vermeye başlarsa, ona bağlanmaktan korkuyordu.

Bu yüzden bir an önce bu bebekten kurtulmak ve hayatına devam etmek istiyordu. Ona bağlanmadan en kısa zamanda...

"Bu birazcık soğuk hissettirecek." Doktor, jeli sürdükten sonra probları Hwiyoung'un karnına koyduğunda Taeyang ekranda oluşan görüntüyü daha yakından görmek için yaslandığı duvardan ayrılıp Hwiyoung'a yaklaştı.

"Yaklaşık 7 haftalık hamilesin, değil mi?" Doktor, ekrana bakarken bir yandan da Hwiyoung'a soru soruyordu. Hwiyoung, doktorun sorusuna karşı kafasını sallamıştı. "Evet, 7 haftalık."

"Bir sorun gözükmüyor şimdilik." Doktor, ekranın içine girecek olan Taeyang'a baktı. Taeyang'ın aksine Hwiyoung tavanı izlemeyi seçmişti.

Taeyang'ın karışık ekranda bebeği aradığını fark eden doktor eliyle bebeği gösterdi. "İşte burada. Fotoğraf ister misiniz?"

Taeyang heyecanla "Evet." derken Hwiyoung aynı hızla "Hayır." demişti.

Doktor ikili arasında bakışlarını gezdirip ekrana geri dönmüştü. Hwiyoung, Taeyang'ın kendisine yönelttiği hüzünlü bakışlardan sonra pişman olmamak için bakışlarını tekrar tavana çevirmişti.

Ancak duyduğu sesle bakışları istemsizce tavandan, monitöre dönmüştü. "Bu ne?"

"Bebeğinizin kalp atışları." Doktorun cevabı üzerine Hwiyoung gözlerini devirmişti. "Bir sorun var mı bebek hakkında?"

"Ah, hayır." Ben sadece bebeğinizi biraz daha görmek istediğinizi düşünmüştüm. O yüzde-" Hwiyoung doktorun sözünü kesti. "Gerek yok. Sağlık durumunu öğrenmeye geldim buraya. Artık kalkabilir miyim?"

Doktor, Hwiyoung'a karnını silmesi için birkaç peçete verdikten sonra "Tabi." diye mırıldanmıştı. Çıkarttığı fotoğrafı Taeyang'a verirken kenarda beklettiği yemek listesini de Hwiyoung'a uzatmıştı. "Bunlar diyetisyenimizle hazırladığımız yemek listesi, uymaya dikkat edin."

Hwiyoung, listeyi alıp odadan çıkarken Hwiyoung'un annesi kafasını iki yana salladı. "Bu duygusuz öküzü ben doğurmuş olamam. Babası sümkürmüş de bu olmuş resmen."

°°°
Arkadaşlar ilk birinciliğimize bu sefer çok yakınız. Stream yapmayı ve Starpass uygulamasından SF9'a oy vermeyi unutmayın lütfen.

Oy vermeyi bilmeyenler özelden yazabilir, anlatırım.

V Love  |TaeHwi|Where stories live. Discover now