VL-9

2K 157 52
                                    

9: tatil

°°°

@taeyang: Tatil köyüne gidemeyince evin terasında tatil yapalım dedik, güneş kremini almayı unutmuşuz 😱 w/ @kimyoungbin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

@taeyang: Tatil köyüne gidemeyince evin terasında tatil yapalım dedik, güneş kremini almayı unutmuşuz 😱 w/ @kimyoungbin

@d: Bu adam da kim?

@i: Yeni sevgilin mi?

@u: Hwiyoung, gay olmamasına rağmen seni 2 yıl boyunca kandırdı, sen de ayrılmanızın üzerinden 2 ay geçince hemen sevgili mi yaptın? İkiniz de mide bulandırıyorsunuz!

@s: Hwiyoung'un gözü yaşlı 😂

@t: Burada neden Hwiyoung'tan bahsediyorsunuz? Taeyang'ın yeni sevgilisi bunları görünce ne kadar üzülür tahmin etmiyor musunuz?

@k: Umarım bu da Hwiyoung gibi seni kandırmaz Taeyang...

@x: Yalnız yeni sevgilisi... NEDEN TÜM YAKIŞIKLI ERKEKLER GAY, NEDEN?!

@y: Ben gay değilim, güzellik 😉 @x

@x: Yakışıklı da değilsin 😒 @y

°°°
Taeyang, Inseong'un yolladığı mesajı görür görmez yemekhaneye gelmişti.

Inseong, Taeyang'ı görür görmez karşısında oturan Hwiyoung'a beklemesini söylemiş, sonra da Taeyang'ın yanına gelmişti.

"Kusura bakma Taeyang, derse gitmem lazım ve Hwiyoung hâlâ yemeğini yemedi. Yemeğini yediğinden emin ol, olur mu?" Inseong'un aceleci konuşmasına başını aşağı yukarı sallayarak cevap verdi Taeyang.

Taeyang az önce Inseong'un boşalttığı yere, Hwiyoung'un tam karşısına oturdu.

Hwiyoung, bakışlarını chopsticki ile parçaladığı yemeklerden Taeyang'a çevirdi. "Nöbetleşe bakıcılık mı yapıyorsunuz bana?" dedi alaycı bir ifadeyle.

"Neden yemek yemiyorsun?" demişti Taeyang, cevap vermek yerine soru sorarak.

"Aç değilim çünkü." Hwiyoung, chopstick ile yemeği parçalamaya devam etti.

"Artık sadece kendini düşünmemelisin, hamilesi-" Hwiyoung sertçe chopstickleri masaya koydu. "Şunu demeyi kes!" Sesi tahmin ettiğinden fazla çıkmış, zaten karşısında Taeyang oturduğu için üzerlerinde olan meraklı gözler daha da fazlalaşmıştı. Sesini kısarak konuşmaya devam etti. "Kendimi değiştirmek istemediğimi söyledim, hatta ona bebek bile demek istemediğimi söyledim ama... Neden düşüncelerime saygı duymuyorsunuz? Aç olduğumda yerim, değilsem de yemem! Hamile olmasaydım şu an benimle muhatap bile olmayacaktın, öyle devam edelim!"

Hwiyoung masadan sinirle kalktığında Taeyang ilk olarak Hwiyoung'un tek bir lokma bile almadığı yemek tepsisini bulaşıkhane kısmına götürdü. Ardından Hwiyoung'un bulunabileceği tek yere, eski göletin oraya gitti.

Hwiyoung, tahmin ettiği gibi oradaydı. Kimsenin artık uğramadığı, suyu bile olmayan yapay göletin içine kenardaki küçük taşları atıyordu.

"Taş sektirmen için, göletin içinde su bulunması gerekir." Taeyang kıkırdayarak Hwiyoung'un yanına oturmuştu.

"Yanında üçgen kimbap getirmediğini umuyorum." demişti Hwiyoung huysuzca.

"Tabiki de getirmedim." dedi Taeyang yüksek sesle. Ardından fısıltıyla ekledi. "Çünkü üçgen kimbaplar zararlı."

Hwiyoung, Taeyang'ın dediklerine burukça gülümseyip içinde su olmayan gölete geri çevirdi bakışlarını.

"Hwiyoung, sorun ne?" Taeyang, ciddi bir şekilde sorduğunda Hwiyoung cevap vermek yerine sarsıla sarsıla ağlamaya başlamıştı.

"Ben... Ben bir bebeğimin olacağını yeni idrak etmeye başladım Taeyang. Buna önemsiz bir şey gibi bakabileceğimi sandım. Çünkü bunun tüm hayatımın birden değiştirmesini istemiyorum. Ama değişecek. Çünkü o aptal bir kek değil, bir bebek. Ve ben ona bağlanacağım, nasıl bağlanmayayım ki? O benim içimde şu an. Şimdi bile kendini hissettiriyor, daha çok yoruluyorum, daha çok tuvalete gidiyorum, daha fazla yiyorum ve bir sürü şey. Büyüyecek, tekme atmaya başlayacak, ben tüm bunları hissedeceğim ve sonra onu sana vermek zorunda kalacağım. Evet, bunu istiyorum zaten ama çok zor olacak. Buna kendimi nasıl hazırlayacağımı ve nasıl üstesinden geleceğimi bilmiyorum." Hwiyoung içinde biriken şeyleri, günlerdir kafasını karıştıran düşünceleri bir çırpıda söylediğinde Taeyang korkakça da olsa Hwiyoung'un sırtını sıvazlamaya başlamıştı. "Hwiyoung, onu bana vermek zorunda değilsin. Ya da verdiğin için hiçbir zaman göremeyecek değilsin. Boşanmış çiftler var ve onlar gibi çocuğumuza ebeveynlik yapabiliriz."

"Bunu istemiyorum, tüm hayatımın merkezine birisini koymayı... Ne kadar plancı olduğumu biliyorsun ve... Bu bebek planlarım arasında yoktu. Ben onu planlarım arasına sıkıştırmak istemiyorum ama... Bilmiyorum, mutlu olmayacakmış gibi hissediyorum."

"Tatile gidelim mi?" Hwiyoung gözyaşlarını silerek baktı Taeyang'a. "Tatil mi? Neden?"

"Kafan karışmış, sorunu nasıl çözeceğimi, sana nasıl yardım edeceğimi bilmiyorum ama tatilin kafanı biraz olsun rahatlatacağını biliyorum." Taeyang'ın fikri mantıklı gelmişti Hwiyoung'a. "Tamam da... Bu biraz garip olmaz mı? İkimizin tatile çıkması..."

"Yapmadığımız şey mi Hwiyoung? Senin stres altında olmanı istemiyorum. Ve ortada bir bebek varken elbet beraber vakit geçireceğiz. Bencil olmamın sırası değil." Taeyang ayağa kalktı. "Kararını verince bana mesaj atarsın."

"Mesaja gerek yok, gidelim. Bu hafta sonu." Hwiyoung'un cevabına gülümsedi Taeyang. "Bu, birazdan yemek yiyeceğin anlamına mı geliyor peki?"

Hwiyoung gülümseyip kafasını aşağı yukarı salladı. "Annem çantama bir şeyler tıkmış olmalı, onları yerim."

°°°
Etkileşim peşinde koşmak istemiyorum. Çünkü SF9 kurgusu az ve o kurguları arttırmak istiyorum ama bazen, özellikle en yoğun olduğum dönemde yazdığım bölüme hiçbir tepki gelmeyince bazen bırakmayı düşünüyorum.

Yine de bırakmayacağım ama neden etkileşimde bulunmadığınızı merak ediyorum.

Hayalet okuyucu olmayı mı seviyorsunuz? Yoksa kurguyu mu sevmediniz?

V Love  |TaeHwi|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin