VL-19

1.7K 118 32
                                    

19: sakura

°°°
Hamileliğinin 5. ayını bitirmiş olan Hwiyoung'un fazlasıyla agresif olduğunu düşünüyordu çevresindekiler...

Ama hayır... Vizeleri berbat geçmiş, derslerde hamileliği yüzünden uyuklamış, şu zamana kadar bir kez olsun kitap kapağı açmamış ve finalleri yaklaşan hamile Hwiyoung daha da agresifti.

"ANNE ÇANTAMI BIRAKIR MISIN ARTIK?"

"Hayır, nereden çıktı bu kütüphanede sabahlama saçmalığı Tanrı aşkına?"

Hwiyoung gözlerini devirdi. "Daha önce de kütüphanede sabahlamıştım."

"O zamanlar hamile değildin. Yani kahve içebiliyordun ya da uyku düzeni hayatının önemli bir parçası değildi. Ayrıca çantan bebekten daha ağır. Cidden buna izin vermemi mi bekliyorsun? Evde çalış, yorulduğunda rahatça dinlenirsin hem."

"Bu yüzden evde çalışmak istemiyorum." dedi Hwiyoung sinirle. "Rahatça dinlenirken hep uyuyacağım için. Rahatsız olursam derse odaklanırım. Bu sene mezun olmam lazım. Bebek doğunca da biraz büyüyene kadar bekler, sonra işe girerim."

"Sana hamile olduğunu öğrenince okulu dondur dedim ama mezuniyet hamileliğin 6. ayına denk geliyor diye kabul etmedin. Kendini yormanı istemiyorum. Hamileliğinin rahatça geçir, bu sene mezun olman gerekmiyor." Hwiyoung annesinin sözleri üzerine sinirlendi ve onu kırmayı umursamadan bağırmaya başladı.

"BU SENE MEZUN OLMAM GEREKMİYOR MU? SANA DÖNÜŞMEMİ Mİ BEKLİYORSUN?" Hwiyoung sesini alçalttı biraz. "Abime hamile olduğun için liseyi bitiremedin, onun yerine babamla evlendin. Abimi biraz büyütüp okula devam etmek istediğinde bana hamile kaldın. Sonra da o büyük aşkla evlendiğin kocan evi terk etti. Okumak yerine eve para getirmen, bizi büyütmen gerekti. Sınıfının en iyi öğrencisiyken markette kasiyerlik yaparak bizi büyütmeye çalıştın. İlerleyen zamanlarda çalıştığın markete müdür oldun ama okuluna devam etseydin kıytırık bir marketin değil, daha büyük şirketlerin müdürü olurdun. Bu yüzden, eğer ertelersem bir daha asla o okulu bitiremeyeceğimi biliyorum. Ben sana dönüşmeyeceğim!"

Annesi, oğulları için yaptığı fedakarlığın böylesine değersizce dile dökülmesine üzülmüştü. "Özür dilerim senin gibi bir nankörü, eğitim hayatımdan daha değerli gördüğüm için!"

"Öyle mi dedim ben şimdi?" Hwiyoung daha fazla bağıracaktı ki eve yorgun bir şekilde giren abisi annesi ile olan kavgasını durdurmuştu. "Noluyor burada? Sesiniz dışarıya kadar geliyor!"

"Beyefendi kütüphanede sabahlayacakmış." Annesi homurdanarak konuşmuştu. "Tamam yine sabahlasın ama burada sabahlasın. Kütüphaneye gidince kendine dikkat etmeyecek. Onu gözetleyecek, gerektiğinde durduracak birisi olsun istiyorum yanında."

Inseong, önce annesinin elindeki çantaya ardından da vazgeçmeyeceği belli olan kardeşine baktı. Aldığı nefesi sıkıntıyla dışarı verirken mırıldandı. "Tamam, ben onunla giderim."

Hwiyoung, abisinin yorgun olmasına rağmen kendisiyle gelmesini istememişti. Bu yüzden aklına ilk gelen yalanı söylemişti. "Gelmene gerek yok. Taeyang ile gideceğim."

"Siz barıştınız mı?" demişti annesi şaşkınlıkla. Annesinin söyledikleriyle Hwiyoung da şaşırmıştı. "Ne zaman küstük ki?"

"Geçen hafta Taeyang'ın olmayan sakallarına kafayı takıp sakallarını kesmeden bu eve gelmemesini söyledin. Taeyang da 'Önce sakallarım çıksın, sonra keser gelirim yanına.' diye çıktı ya evden. Ondan beri de gelmeyince biz düşündük ki..." Hwiyoung, geçen haftaki tartışmalarını hatırlayınca abisinin sözlerini kesti. "Aman, basit bir şeydi o, unutmuşum bile. Sen dinlen abi, ben de Taeyang'a mesaj atarım kütüphanede buluşmayız, beni almaya gelir önce."

V Love  |TaeHwi|Where stories live. Discover now