VL-25

1.6K 106 20
                                    

25: seviyor sevmiyor

°°°
"Haneul'u görmeye geldik." Mi Cha güler bir yüzle kapıyı açıp içeri girdiğinde Hwiyoung sevinçle karşılamıştı doğum arkadaşını.

"Ben de gelmek isterdim lakin..." Hwiyoung'un sözünü kesmişti Mi Cha. "Sezaryen yüzünden yürüyemiyorsun, biliyorum."

Mi Cha'nın neşeyle söylediği sözlere karşılık minnetle gülümsedi Hwiyoung. "Mi Cha biliyor musun? Kız bekliyorduk oğlan oldu."

"Doktor Choi'di değil mi doktorun? O hep karıştırıyor." Mi Cha gülerek konuşurken Hwiyoung dışında kimsenin olmadığı odada göz gezdirdi. Hwiyoung, Mi Cha'nın aklından geçenleri anlayıp kısaca anlattı. "Annem de hamile, biraz rahatsızlandı abilerim de onu doktora götürdü. Taeyang da Haneul'u duyum ölçüm odasına götürdü. Yapmaları gereken birkaç test varmış."

Mi Cha anladığını belirtir şekilde kafasını salladı. "Ee nasıl geçiyor ebeveynliğinin ilk günü?"

Hwiyoung hüzünlü bir şekilde iç çekti. "Sanırım Ha Neul beni sevmiyor Mi Cha. Onu kim kucağına alırsa alsın gayet sessiz ama benim kucağıma geldiği an ağlıyor."

"Çok garip..." dedi Mi Cha şaşkınca. Kucağındaki kızı Rainbow'u Hwiyoung'a uzattı. "Nasıl tutuyorsun ki Haneul'u?"

Hwiyoung, Rainbow'u kucağına aldığında Rainbow gayet uslu bir şekilde duruyordu kucağında. "Böyle bakınca gayet normal, bebeğin kendisini huzursuz hissetmesi için hiçbir sebep yok." demişti Mi Cha düşünceli bir şekilde. O sırada Taeyang odaya girmişti tüm neşesiyle. "Haneul gayet güzel duyuyor." Ardından odadaki yabancıyı görünce duraksadı. "Bu kim?"

Hwiyoung gülümseyerek tanıştırdı ikisini. "Taeyang sana bahsetmiştim ya ikimiz aynı anda doğurduk diye, arkadaşım Mi Cha. Mi Cha, o da sevgilim Taeyang."

İkili tanıştıklarına memnun olduğuna dair bir şeyler söyledikten sonra Taeyang, Haneul'u beşiğe yatırmak için hareketlenmişti ki Hwiyoung'un sesiyle durdu. "Haneul'u bana verir misin?"

Taeyang, Hwiyoung'un istediğini yapmıştı ama Haneul Hwiyoung'un kucağına geçer geçmez ağlamaya başlamıştı. "Hep böyle oluyor." demişti Hwiyoung keyifsizce Haneul'u Taeyang'a uzatırken. "Beni sevmiyor kesin."

Mi Cha, rahatlatıcı bir gülümsemeyle konuştu. "Korkuların seni geriyor Hwiyoung ve bu gerginliğini Haneul'a hissettiriyorsun. Bu da onu huzursuz yapıyor."

Hwiyoung kaşlarını çattı. "Nasıl yani?"

"Artık bir ebeveynsin, üzerinde başka bir sorumluluk var. Bu seni geriyor değil mi?" Hwiyoung başını aşağı yukarı salladı. Mi Cha sözlerine devam etti. "Ona bir bebek gibi değil, üzerine yüklenen bir sorumluluk olarak bakıyorsun. O da senin gerginliğini hissediyor. Bunu atlatmak için ona bakmanın zor olmadığını kendine kanıtlaman gerek. Bunu başarabilirsen Haneul da kendini rahat hisseder."

Hwiyoung "Anladım." diye mırıldandı. "Teşekkür ederim Mi Cha."

Mi Cha genişçe gülümsedi. "Benim eve gitmem lazım artık, yine görüşelim." Hwiyoung da onu onayladığında kapıya doğru yöneldi ama aniden durdu. "Gitmeden önce tuvalete gideyim. Rainbow'u tutar mısın?" Hwiyoung, onaylar bir şekilde başını sakladığında Mi Cha kızını ona bırakıp odanın içindeki banyoya girdi.

O sırada içeri giren Youngbin, annesi için endişelenen Hwiyoung'a hemen açıklama yapmıştı. "Annende hiperemezis gravidarum denilen bir şey varmış. Hamilelik süresince günlük yaşamı etkileyecek kadar çok kusmaymış anlamı. Bazen damardan beslenmesi gerekebilirmiş şu anki gibi. Inseong onun yanında." Koltuğa oturmadan önce Hwiyoung'un kucağındaki Rainbow'u görünce kaşlarını çattı. "Hatırladığım kadarıyla en son bir oğlunuz vardı."

V Love  |TaeHwi|Donde viven las historias. Descúbrelo ahora