V Love |TaeHwi|

VL-12

12: youngbin kim?

°°°

Taeyang kendisine doğru yanaşmakta olan Hwiyoung'u hafifçe iterek kendisini öpmesine engel oldu. "Hwiyoung, şu an olmaz."

Hwiyoung omuzlarını silkti. "Bu bir Youngbin testi değil dedim. Ayrıca Youngbin'in şu an sevgilin olması, pardon o saçma alışma süreciniz gram umrumda değil. Hâlâ beni sevdiğini biliyorum ve ben de erkeklerden hoşlandığımı fark ettiğime göre Youngbin ile devam etmek zorunda değilsin. Aramızda bir engel kalmadı bence."

"Aramızda bir engel var: Kalbimi kırmış olman..." Taeyang derin bir nefes aldı. "Doktor şu sıralar cinsellik isteğinin artacağını söyledi. Hamilelik hormonları da düşüncelerini etkilemiş olabilir. Belki, kızımız doğduktan sonra, hormonların düzene girince aslında kadınlardan hoşlandığını fark edeceksin ve... Ben yine kalbimin kırılmasını istemiyorum."

"Yani hamilelik sürecini atlattıktan sonra hâlâ aynı hissedersem bir şansımız olacak mı? Ya o zamana kadar Youngbin'e aşık olursan?"

Taeyang omuzlarını silkti. "Ne olacağını bilemeyiz..." Ardından ayağa kalkıp elini Hwiyoung'a uzatarak onun da kalkmasına yardım etti. "Hadi, şimdi kızımıza detaylıca bakalım."

Hwiyoung masumca kafasını onaylar şekilde sallasa da kafasında çoktan Youngbin'i devre dışı burakmaya yönelik plan kurmaya başlamıştı

°°°

Hwiyoung gözlerini yavaşça araladığında uykusunu almış olmanın verdiği enerjiyle yatakta doğrulmaya çalıştı. Büyümüş karnı hareketlerini yavaşlatsa da sonunda kendini yataktan dışarı çıkarabilmişti. Ama direkt yatağının karşısında duran boy aynasını görünce suratı asılmıştı. "Kaldıracağım bu aynayı ya... Sabah uyanır uyanmaz moralimi bozuyor."

Aynanın karşısına geçti. "Karna bak karpuz gibi, parmaklar desen kavun... Ayaklar desen zaten bal kabağı..."

Derince bir nefes aldı. "Neyse, en azından hâlâ yakışıklıyım." Kendisini sakinleştirerek odadan çıktıktan sonra ise gerçekten sinirlerini oynatan bir durumla karşılaşmıştı.

Taeyang ile Youngbin, Hwiyoung'un sevdiği ikili koltukta yan yana oturmuş, Inseong'un kendisine hiçbir zaman oynatmadığı oyunu oynarken annesinin kendisine uzun zamandır yapmadığı kurabiyeleri yiyor, kurabiyeleri yuttuktan sonra da kısa öpücükler konduruyorlardı birbirlerinin dudaklarına.

Youngbin önündeki kurabiyeleri bitirdikten sonra Hwiyoung'un annesine döndü. "Bu kurabiyelerden biraz daha var mı?"

Annesi tepsideki son kalan kurabiyeleri de güler yüzle Youngbin'e uzatırken Hwiyoung konuşmuştu. "Benim? Benim kurabiyelerim nerede?"

"Aman, ye ye şiştin zaten. Yemesen de olur." Annesi Hwiyoung'a umursamaz bir şekilde cevap verdikten sonra gülümseyerek Youngbin'e döndü. "Başka bir şey ister misin?"

"Bu kurabiyelerden bir tepsi daha." demişti Youngbin sevecenlikle. Annesi keyifle mutfağa giderken Hwiyoung tüm gücüyle Youngbin'e saldırmış, elindeki kurabiyeleri almaya çalışmıştı.

Taeyang ise Hwiyoung'un adını seslenerek onu durdurmaya çalışıyordu.

"Hwiyoung! HWİYOUNG!"

Hwiyoung irkilerek uyandı. Gözlerini ovalarken Taeyang'ın dizinden kalkmış, sinirle homurdanmıştı. "Neden uyandırdın? Hem de en heyecanlı yerinde!"

Taeyang, Hwiyoung'un elinde duran oyuncak ayıyı gösterdi. "En sevdiğin oyuncak ayının kafasını koparacaktın Hwiyoung, ne görüyordun Tanrı aşkına rüyanda?"