VL-27 ¦final¦

2.3K 99 95
                                    

27: düğün

°°°
"Ölü, gay, yaşlı, evli..." Hwiyoung, annesinin saydıklarını duyunca 'Stresli ebeveynler' forumunda yazanları okumayı bırakıp annesine döndü. "Ne sayıyorsun sen?"

"Telefon rehberimdeki erkekleri sayıyorum. Baban sevgilisiyle gelecekmiş, tek olamam o düğünde." Annesi, gözlerini damatlık provasında olan Taeyang'a çevirdi. "Baban boş mu?"

Taeyang şaşkınca baktı müstakbel kayınvalidesine. "Annemle gelmeyi düşünüyor."

Annesi sinirle döndü Hwiyoung'a. "Sanki tüm özel günlerinde baban yanındaymış gibi düğününe çağırman gerekiyor muydu sanki?"

Hwiyoung annesine cevap verecekken bacaklarını sıkıştıran oğluna baktı. "Haneul, çişin mi geldi?"

Haneul gülerek kafasını iki yana salladı. "Gelmedi baba."

"O nasıl çiş öyle? Sabahtan beri su, meyve suyu ve benden gizli kola içmene rağmen gelmiyor?" Haneul, babasının sorusuna karşı gülerken annesi Hwiyoung'a sormuştu. "Hâlâ alışamadı değil mi tuvalet eğitimine?"

"Maalesef." diye cevaplamıştı Hwiyoung annesini. "Ne uyku düzenine ne yemek çeşitlerine ne de tuvalet eğitimine alıştı. Büyüse de kurtulsam şu dertlerden."

"Çocukların dertleri bitmez." demişti annesi sakince. "Bebekken ağlarlar, çocuk olurlar düzene alışamazlar, yaramazlıklar havada uçuşur. Ergen olurlar isyan ederler. Tam yetişkin oldu, uslandı zannedersin, EVLENMEK İÇİN EVDEN KAÇARLAR!"

Bir anda artan ses desibeli yüzünden Haneul ve kendisinden küçük iki halası şaşkınca bakarken Hwiyoung Haneul'u tuvalete götürmek için ayağa kalkmıştı. "Hâlâ haber yok mu abimden?"

Annesi derin bir nefes aldı. "Yok, gururumu ayaklar altına alıp aradım, yine de meşgule attı beni."

Hwiyoung, Haneul'u zorlanarak kucağına alırken sinirle Taeyang'a baktı. "Çok sıcak bir günde susadığımda arabanın içinde bulduğum ısınmış su gibisin Taeyang. Sana ihtiyacım var ama hiçbir işime yaramıyorsun!" Hwiyoung bir eliyle büyümüş karnını tutarken diğer eliyle de Haneul'u sıkıca kavramış tuvalete doğru hareket etmeye başlamıştı.

Taeyang şaşkınca Hwiyoung'un arkasından baktıktan sonra mırıldanmıştı. "Üzerimde ayarlanması gereken bir damatlık varken çocuğu nasıl çişe götürebilirim acaba?" Ardından bakışlarını Hwiyoung'un annesine çevirdi. "Hamileyken fazla agresifleşmiyor mu sizce de?"

Hwiyoung'un annesi cevap verecekken eve bir anda tartışarak giren Youngbin ve Mi Cha ile duraksamıştı.

"Kural 1 yıldı. 11 ay oldu. Bir ay için mi tartışıyoruz şimdi?" Youngbin tüm gamsızlığını gözler önüne sererken Mi Cha gözlerini devirmişti. "Sorun 1 ay değil. Bir ilişkiye başlarsak sevgilimiz 1 yıl geçmeden Rainbow ile tanışmayacak demiştik ancak 1 yıl geçtikten sonra Rainbow ile sevgilinin tanışması bir akşam yemeğinde usturuplu bir şekilde olacaktı, siz yarı çıplak bir şekilde öpüşürken değil!"

"Sizin geri döneceğinizi bilemedim." demişti Youngbin omuzlarını umursamazca silkerek.

"Önlemler alabilirdin, mesela sevgilin eve biz evden çıktığı an girmeyebilirdi en azından 2 dakika falan bekleyebilirdi ya da hemen öpüşmeye başlamadan önce kapıyı kapatma zahmetine girebilirdiniz." Youngbin, Mi Cha'nın söylediklerine cevap verecekti ki Hwiyoung'un annesi bıkkınlıkla konuştu. "Başım ağrıyor, tartışmanıza şu köşede devam edin."

Mi Cha ve Youngbin o köşeye giderken Hwiyoung da Haneul ile tuvaletten çıkmıştı. Haneul koşarak halalarının yanına oynamaya giderken Hwiyoung da zorlukla koltuğa oturmuştu. "Bu düğünü neden bu kadar erken yapıyoruz bilmiyorum. Göbeğim kocaman, damatlık hiç yakışmıyor, zaten abim de yok."

V Love  |TaeHwi|Where stories live. Discover now