VL-10

2K 135 45
                                    

10: nerede o eski tatiller?

°°°
"Tatile otobüsle gitmeyi düşünen aklına tüküreyim ben senin!" Hwiyoung midesinin tekrar bulanmasıyla istemeden Taeyang'ı azarlamayı bırakıp elindeki kese kağıdına kusmaya başlamıştı.

"Beyefendi..." Muavin sessizce Hwiyoung'a yanaşmıştı. Hwiyoung halsiz gözlerle muavine baktı. "Oradan bakınca ambulansa mı benziyoruz? Hastaysanız hastaneye gidin."

Hwiyoung gözlerini devirdi. "Oradan bakınca 30 kilo gibi gözükebilirim ama kick boks biliyorum ve seni acile götürmek için gelen ambulansa binmemi istemezsi-" Hwiyoung yine sözünü bitirmeden kusmaya başlamıştı.

Taeyang ise yolculuğun kalan son 10 dakikasını da delirmeden atlatabilmek için dua ediyordu.

Hwiyoung ile tatillerinde her zaman araba kiralarlardı, kaldıkları yeri umursamazlardı. Bazen saunada bazen çadırda kalırlardı. Yiyecek olarak da hazır gıda tüketirlerdi. Ancak Hwiyoung'un hamileliği nedeniyle bu sefer kaldıkları otelin yıldızını artırmış, otobüsü tercih etmişti ve kesinlikle yanlış bir karar olmuştu. Mide bulantılarını hesaba katmayı nasıl unuttuğunu kendisi bile bilmiyordu.

Yolun geri kalan son kısımları Hwiyoung'un homurdanmaları ve elindeki kese kağıdına kusmaları ile geçmişti.

Nihayet otele vardıklarında Hwiyoung kendini yatağa bırakmıştı. "Çok yorgunum." Hwiyoung yatağın üstünden poposunu kaldırmadan bir şekilde yorganın içine girmişti.

"Havuza girmeyecek misin?" Taeyang'ın sorusuna kafasını iki yana sallayarak cevap verdi. "Şu an uyumak istiyorum."

"Peki." dedi Taeyang çantalarını kenara bırakırken. "Ben havuza ineceğim." Cevap vermesi için Hwiyoung'a baktı ancak Hwiyoung çoktan uykuya dalmıştı.

°°°
Hwiyoung gözlerini araladığında Taeyang'ı dolaba eşyaları yerleştirirken buldu. Yatakta hafifçe doğrulurken uykulu bir sesle konuştu. "Havuza geçeceğini söylemiştin."

"Taeyang kol saatine baktı. "Yaklaşık 5 saat önce demiştim."

Hwiyoung'un gözleri irileşti. "Ben 5 saattir uyuyor muyum?"

Taeyang'ın onaylar şekilde kafasını sallaması üzerine ağlamaya başladı.

"Hwiyoung..." Taeyang endişeyle Hwiyoung'a yanaştı. "Sorun ne? Neden ağlıyorsun?"

"Hep böyle oluyor! Saatlerce uyuyup sonra da kusmaktan başka bir şey yapamıyorum." Ağlaması iyice şiddetlenmişti. "Tüm tatili uyuyarak harcayacağım!"

Taeyang ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Hamilelerin duygularını yoğun yaşadıklarını duymuştu. Muhtemelen birkaç dakika sonra sanki şu an hıçkıra hıçkıra ağlamıyormuş gibi kahkahalarla konuşacağını da biliyordu. Sadece onu şu andan kahkaha aşamasına neyin getireceğini bilmiyordu. Çekingence sordu. "Dışarı çıkalım mı? Vintage mağazaları gördüm."

Hwiyoung vintage eşyaları severdi, o yüzden gözyaşlarını bile silmeden Taeyang'a baktı. "Gerçekten mi?"

Taeyang onaylayınca Hwiyoung hızlıca ayağa kalkmıştı. "Hadi gidelim."

°°°
Hwiyoung'un keyfi yerine geldikten sonra otele geri dönmüşlerdi. Taeyang kendi yatağına uzanırken Hwiyoung da Taeyang'ın dolaba yerleştirdiği pijamalarını giyiniyordu.

Taeyang'ın gözleri, Hwiyoung'un hafifçe şişmiş karnına baktı. Dışarıdan gören bir insan ona göbek bile demezdi ancak orada kendi çocuğu vardı. Bu cidden garip hissettiriyordu.

"Seksi vücudumu belli etmeden dikizle, sapığa benziyorsun." Hwiyoung alaycı bir şekilde konuştuğunda Taeyang gülmüştü. "Karnına bakıyorum, orada bebeğimizin olması garip hissettiriyor hâlâ."

V Love  |TaeHwi|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin