13.BÖLÜM

10.7K 758 271
                                    

Kocaman öptü ve bıraktı.

— Bu gece değil. Şimdi değil. Ben duşa giriyorum sen uyu, dedi alnımdan öperken. Sonra da gitti.

Arkasından öylece baka kaldım. Neden diye düşündüm. Çok sevdiği için mi? Kendinden emin olamadığı için mi? Sorumluluk almamak için mi? Düşünürken o duştan çıkmadan sızmıştım.

Sabah hiçbir şey olmamış gibi neşe ile uyandı. Hatta beni o uyandırdı.

— Kalk uykucu bugün son gün, dedi. Şaşkın şaşkın yüzüne baktım. Neden bu kadar neşeliydi?

Bense dün akşamdan beri kafamı kurcalayan milyonlarca soruyla kalktım ve hazırlandım. Kahvaltı etmeye çalışsamda lokmalar boğazıma dizildi.

— Hande bir şey mi var güzelim? Doğru düzgün bir şey de yemiyorsun? Diye sordu merakla Aelimin üstüne elini koyarken.

Ben şimdi bu adama nasıl soracaktım ki "Dün akşam neden beni bırakıp gittin?" Diye. Vereceği cevaba hazır mıydım?

— Yok bir şey. Fuar yordu sanırım ben ondan...

— Hande ben seni senin tahmin edebileceğinden daha çok seviyorum. Dün akşam bana evet demen bana güvendiğin anlamlına geliyordu ki benim için çok özel. Bunu bilmek istedim. Sadece senin gözünde neredeyim bilmek istedim. Şimdi yerimi biliyorum ve o yeri hak edebilmek için çok daha dikkatli ve düşünceli hareket edeceğim. Şimdi lütfen kafandaki saçma sapan düşünceleri bir kenara bırakıp karnını güzelce doyur ki aklım sende kalmasın, dedi elimi tutup öperken.

Kalakaldım. Düşüncelerimi mi okumuştu? Nereden anlamıştı ki böyle düşündüğümü. Şok olmuştum resmen. Ama diğer taraftan duyduklarım beni çok mutlu etmişti.

Sessizce kahvaltımı ettim. Kahvaltıdan sonra eşyalarımı topladım ve arabasının arkasına yükledim. Çünkü bu gece Mert Bey ile ben İstanbul'a dönüyorduk. Kal demesini bekledim ama demedi onun yerine beraber fuar alanına geçtik.

Fuarın son günü olduğu için oldukça kalabalıktı. Gece kapanış anonsuna kadar oturmadım diyebilirim. Bizim stantta doğru düzgün eşya falan olmadığı için biz her şeyimizi bir saat içinde toparladık. Artık alana gitmek için hazırdık.

Süleyman bizim standa geldi;

— Hazırsanız Yalçın sizi alana bırakacak, dedi. Mert Bey kafasını salladı ve bizi yalnız bırakmak adına dışarı çıktı;

— Handem seni çok özleyeceğim. İlk fırsatta İstanbul'a yanına geleceğim, söz. Hiçbir şey olmasa BİL-Gİ Yazılımcılık ile birleşme anlaşması imzalanacak o zaman mutlaka görüşeceğiz ki bana günler şimdiden geçmek bilmiyor. Sana öyle çok alıştım ki tek başıma uyumak istemiyorum artık, dedi ve beni alnımdan öptü, belime sarıldı, beraber stanttan çıktık.

Efe'yi bir daha görmedim. Adam bildiğiniz yok olmuştu. Ağabeyim dışarda bekliyordu. Onunlada vedalaştım ve arabaya bindim, ikisine de el salladım. Antalya maceram böylece bitmiş oldu.

İstanbul'a dönüp evime girince kendimi bir tuhaf hissettim. Ben bu bir hafta- on gün içinde  ne yaşamıştım. Bir bardak şarap koydum kendime ve koltuğa öylece üzerimi bile değiştirmeden oturup düşünmeye başladım.

Efe'yi, Süleyman'ı düşündüm. Sonra ikisi ile yaşadığım olaylar geçti gözümün önünden. "Süleyman indin mi?" Diye mesaj atmıştı. "Evet" diye cevap verdim aramasını bekledim ama aramadı. Aramadığı gibi mesaja cevapta vermedi.

Çok yorgun olduğum için üzerinde durmadım ve duşumu alıp yattım.

Ertesi gün hazırlandım ve vaktinde işimin başında oldum. Mert Bey ben gittiğimde masasının başındaydı.

Aşk Biter Mi? (#Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin