14.BÖLÜM

10.5K 772 288
                                    

Otellerden birinin otoparkına girdik. Ben kollarım göğsümde çapraz öylece oturuyordum.

— Kendi isteğinle mi inersin yoksa sırtıma mı alayım? Diye sordu yüzüme bakıp.

— Beni zorla buraya getirdin inmek istemiyorum, diye direttim.

— Hande üç yaşında çocuk gibi kapris yapmayı kes adam gibi in şu arabada. Beni daha fazla sinir etme, dedi dişlerinin arasından.

— Adam gibi değil insan gibi...

— HANDE!!! Bir feministlik yapmamıştın bugün onu da yap oldu mu? Yapacağın her şeyi yap, tamamla sonra da "İnsan" gibi oturup konuşalım, dedi saçlarının arasından elini geçirirken.

— Konuş dinliyorum, dedim burnumu havaya dikip.

— Bak Hande ben küfür etmeyi, bağırmayı sevmem ama limitimi doldurdum az kaldı. Şimdi in şu arabadan benimle odama gel... dedi durdu. Pis pis sırıtmaya başladı, tek kaşını kaldırıp...
Tabii yaaa sen benimle yalnız kalmaya korkuyorsun. Dayanamayacaksın biliyorsun ondan böyle ayak diretiyorsun, dedi ukala ukala.

— Aa delinin zoruna bak neden seninle yalnız kalmaya korkayım ki? Tuvalette cevabını vermiştim, dedim aynı ukalalıkla. Yüzüme baktı burnumun ucuna kadar girdi öpecek gibi yaptı;

— Belli ki direncin kırıldı tekrarlanırsa karşı koyamamaktan korkuyorsun, dedi. Ensemde ki tüm tüyler havaya kalksa da, yüreğim hop etse de direndim. Ama açıkçası direncim kırılmak üzereydi. İşaret parmağımla omuzundan itip;

— Uzak dur iniyorum, dedim ve arabadan başım dik indim. Ama arkamdan sırıttığının farkındaydım.

Yukarı çıktık. Kartıyla oda kapısını açtı.

— Karnın aç mı? Yemek ısmarlayabilirim, dedi gayet rahat.

— Ne konuşacaksan çabuk ol buradan spora gideceğim. Evde yerim bir şeyler spordan sonra, dedim. Büyülenmiş gibi yüzüme bakıyordu.

— Özledim Hande inan çok özledim, dedi bir adımda yanıma geldi. Geri gittim.

— Süleyman özleyen insan arar sorar. Kaç gündür...

— Tamam geç şöyle otur, dedi koltuğu işaret ederek. Yine suit oda tutmuştu kendine. Çünkü oda bildiğiniz oturma odası gibi döşenmişti.

En yakında ki üçlü koltuğa oturudum. Karşısında ki tekli koltuğa oturdu.

— Bak haklısın yerden göğe kadar haklısın ama inan arayamadım. Fuar toplanırken daha ben ilk uçakla Ankara'ya döndüm. Pentagon'dan mail aldık. Önce doğruluğunu inanmam gerekiyordu. Savunma için geliştirdiğimiz bir yazılım dikkatlerini çekmişti. Yazılımı şirkette bilen bir ben bir de abindik. O yüzden abinle de rahat iletişime geçememişsindir. (Demek abimde bana ondan ters yapmış, soğuk davranmış. Neyse bu yine de bir bahane değil.)
Saat farkından dolayı Amerika ile  geceleri konuştuğum için gündüz uyuduğum. Uyanık kaldığım zamanlarda da çalıştığım için inan günler, geceler birbirine girdi. Bunlar yaşanırken hep aklımdaydın ama seninle saatlerimiz uymuyordu maalesef. Mesaj atsaydın diyeceksin. Haklısın da kuru kuru ne yazacaktım mesajda. Bir de mesajı atsam bile sen cevap veremeyecektin ki. Yani o da çözüm değildi. Sana açıklama yapamazdım o da yasaktı.
Sonra Mert gelip gittikten kısa bir süre sonra anlaşma imzalamak için gizlice Amerika'ya gittim. Hatta o arada sen istifa etmişsin tabii dönünce haberim oldu. Nedenlerini konuşacağız, sen de bana açıklama borçlusun. Türkiye'ye döndüm. Normal ayarlarıma da dönünce ilk iş sevgilimi aradım. Ama telefonu kapalı. Ulaşamadım. İş yerini aradım, istifa etmiş yok. Delirmek üzereyken abin sana ulaştı ama bilgiler eksik. Sigortaya alınmadığın için nerede çalıştığını bulamadım artık deliriyorum derken bugün bir herifin kolunun altında karşıma çıktın. Dua et Mina çok sevdiğim saygı duyduğum birisidir yoksa o kol şu anda kırıktı. O herifte hastanede, dedi sinirli bir şekilde.

Aşk Biter Mi? (#Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin