16. BÖLÜM

10.6K 753 217
                                    

Zorda olsa kollarından çıktım. Yüzüne baktım.

— Öncelikle ben İstanbul'dan ayrılmıyorum, dedim gözünün içine bakarak.

— Kızım eninde sonunda Ankara'ya döneceksin. Neyin inadı bu şimdi bir anlasam?  Dedi hırsla.

— İşimi de, bu şehri de çok seviyorum. Eğer ki yürümezse yani yürütemezsek ben bir daha buraya geri dönemem Süleyman ailem izin vermez, dedim kararlı bir şekilde.

— Ne demek yürütemezsek? Gayette güzel yürütürüz canım sen merak etme, dedi alayla ve devam etti;
Sana asılan o lavukla aynı iş yerinde çalışmaya devam edeceksin yani. Ben de buna izin vereceğim öyle mi? Bu olmaz Hande bunu kabul edemem, dedi sert bit şekilde.

— Ben senin nasıl idare ettiğini gördüm. Aramadan, sormadan güzel idare ediliyor haklısın. Şartlar bu (dedim burnumu havaya dikip. ) Kabul etmezsen de anlaşma yatar Süleyman. Sen yoluna ben yoluma olur, dedim başımı sağ doğru hafifçe kaydırarak.

Derin bir nefes aldı;

— Kızım aran yok mu senin? İlla ya herro ya merro mu olmalı? Dedi hırsla.

— Kusura bakma ben de böyle. Mina Hanımı çok sevdim. Ondan öğrenecek çok şeyim olduğuna inanıyorum o yüzden de onun yanında kalmak istiyorum. Bunun için de her şeyi göze alırım, dedim inatla.

— Tamam ama o lavuğa benimle birlikte olduğunu net bir şekilde söyleyeceksin, dedi yanıma gelip belime sarılırken.

— Düşünürüz, dedim kollarından çıkmaya çalışırken.

— Düşünülecek bir şey yok. Bu kalp benim ve benim olanı bir başkasına kaptırmaya niyetim yok. Onu geri kazanmak için elimden gelen her şeyi yapacağım, dedi ve beni tekrar öpmeye başladı. Elimde olmadan karşılık veriyordum.

Alnını alnıma dayadı;

— Eee sen burada ben Ankara'da nasıl olacağız peki? Diye sordu gözümün içine bakarak.

— Ben bilmem. Sen bulacaksın yolunu. Ben karışmıyorum, dedim ve
Karnım acıktı, yiyecek bir şeyler hazırlayacağım, deyip mutfağın yolunu tuttum.

Peşimden gelmeye başladı.

— Burnumdan fitil fitil getireceksin değil mi yaptığım hatayı? Dedi arkamdan sarılırken.

— Bak hata olduğunu kabul ediyorsun sen de. Kalbimi çok kırdın Süleyman. O beğenmediğin Efe bile beni günde kaç kere arardı. "Sesini duydum tamam" deyip telefonu kapatırdı. Saniyelik bir şey. Seven sevildiğini hissetmek ister. Yoksa ben ne anladım o ilişkiden, dedim omuzlarımı silkerek. Kolumdan tutup kendine çevirdi;

— Bir daha yanımda o Efe itinden övgüyle söz edersen... dedi ve tekrar öptü. O sırada telefonu çalmaya başladı. Mecburen beni bıraktı ve telefona baktı. Arayan abimdi sanırım çünkü bir ara "Peki Hayri" dediğini duydum. Onlar konuşurlarken ben omlet yaptım. Çayı demledim. Ekmekleri kızarttım.

Telefon elinde yanıma geldi. Gözümün içine bakarak bir arama yaptı;

— Selam Mina n'aber? Dedi. Kaşlarımı çattım ters ters ona bakmaya başladım.

— Ya ben senden bir şey rica edecektim. Normalinde Hande benim yanımda işe başlayacaktı ama o ara yoğunluktan bizimkiler onu aramayı atlayınca işe alınmadım diye senin yanına girmiş... dedi benim gözlerim kocaman açıldı. Salatalık doğradığım bıçağı yüzüne doğru sallamaya başladım. Bir taraftan da "Sakın" diye fısıldıyordum.

— Evet evet. Şimdi buraya gelirken yanımıza asistan almadık. Açıkçası ben basit bir iş zannettim ama bizi biraz oyalayacak. Senden rica etseme Hande bir kaç gün bizimle çalışsa. Kodları falan biliyor. Ağabeyi benim baş yazılımcım. Sana bir sıkıntı yaratır mı? Diye sordu tek kaşını kaldırıp o dayanamadığım bakışlarıyla yüzüme bakarken.

Aşk Biter Mi? (#Tamamlandı)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang