29.BÖLÜM

8.4K 631 194
                                    

Kahvaltıdan sonra toplanıp eve döndük. Pestil gibiydim. Temiz hava, az oksijen, kayak falan derken gerçek manada yorulmuştum. Tabii Süleyman;

— Akşamları da dinlenemedik ya ondan, diyerek damarıma basmayı ihmal etmedi. Kafasına yediği kırlent aklını biraz olsun başına getirir diye düşündüm ama onun yerine ben dünyaya tersten baktım omuzunda odaya çıkarken.

— Kocaya kırlent atılmaz. Atıldıysa da bir karşılığı olmalı, dedi kapıyı kapatıp beni yatağa atarken.

Akşam yemekten sonra toparlandım. Çok fazla eşya toplatmadı.

— Sık sık buraya geleceğiz zaten uğraşma, dedi kendinden çook emin.

— Nasıl gelmeyi planlıyorsun acaba? Diye sordum aynı eminlikle.

— Üç ay sonra benim nikahlı karım olacaksın, kim karışır nereye gittiğimize, dedi öperken.

— Diyosuun... Bu kadar kısa sürede annenler ve annemler nasıl izin verecekler evlenmemize, dedim tek kaşımı kaldırıp.

— Olduğu kadar olmadığı kader yavrum. Ben seni alayım gerisi teferruat. Teferruatlarda boğulmaya niyetim yok, dedi o dayanamadığım çapkın gülümsemesi ile.

Ertesi sabah annemlerin kapısının önünde indirirken beni;

— Normalinde yukarı gelecektim ama önce sen bir konuş. Sen konuşmadan benim konuşmam da gelmem de yakışık almaz, dedi alnımdan öperken. Başımı salladım. Valizlerimi aldım ve yukarı çıktım.

Annem babam koca valizlerle beni kapıda görünce şok oldu.

— Şirket taşınmıyor ben de mecburen istifa ettim ve geri döndüm, dedim annemin boynuna sarılırken. Baktım annem kahvaltı sofrasını topluyor ellerimi yıkadım ve ona yardım ettim. Sonra onları içeri yolladım, kahve pişirdim ve yanlarına gittim. Kahvelerimizi içerken hayatımın belki de en zor konuşmasını yapmak için derin bir nefes aldım.

— Annem, babam ben sizinle özel bir konuyu konuşmak istiyorum. Yani konuya nereden gireceğimi de bilemiyorum, dedim mahçup, utanarak kahve fincanını içine baktım. Tamam evlenme teklifi ettiğini abim sayesinde hepsi biliyordu ama şimdi tanışmaya gelecek demek biraz tuhaf geliyordu açıkçası. Babam lafa girdi;

— Ne oldu kızım hayırdır? Diye sordu merakla.

— Şimdi babacığım bizim şirket Ankara'ya taşınmayınca Süleyman dedi ki sen yani bizim şirkette işe başlarsın. İşte onun yanında işe başlamadan önce de sizlerle gelip konuşmak istiyor, dedim bir çırpıda. İkisi de bir kaldı. Babam yutkundu;

— Bekliyordum bu hareketi ama açıkçası biraz daha vakit var diye düşünüyordum. Neyse gelsin bakalım beyefendi. Oturup bir konuşalım, dedi sırıtarak. Annem araya girdi;

— Rızaaa!!! Bu gece buraya damata adayı olarak gelmesi oğlunun patronu olduğu gerçeğini değiştirmiyor, dedi cırlayarak.

— Bu gece bu kapıdan Süleyman Bey olarak değil Süleyman olarak girecek. O yüzden patronluk kapıda kalacak kendisi girecek, dedi ukala bir şekilde anneme bakarak.

— Rıza olmaz, dedi annem başını sağa sola sallayarak.

— Söz valla babanın bana yaptıklarını yapmayacağım sadece biraz azıcık sorgu sual bitti, dedi babam ellerini yukarı aşağı çırparken. Aha dedim s.çt.k. Babamın içine Rıza Müdür kaçtı.

Akşama kadar annem ayrı ben ayrı dil döksek de sırıtıp sırıtıp sustu babam. Hiçbir şey söylemedi.

Akşam abimle beraber geldi Süleyman. Kravatını çıkartmış, pasta çiçek yaptırmış geldi. Tüm heybetiyle salonu doldurdu.

Aşk Biter Mi? (#Tamamlandı)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang