37.BÖLÜM

7.8K 629 176
                                    

Ertesi sabah erkenden kalktı. Ama aaa o da ne Hande hazır ve nazır karşısında duruyordu. Gözlerini ovuşturup bir daha baktı.

— Hande burada kalacağın konusunda anlaştığımızı sanıyordum, dedi yatakta otururken.

O kadar yakışıklı gözüküyordu ki gözüme içimden "Hı hı seni ben bekle tek başına yollarım. Hı hı tabii tabii hııııı" dedim ve yanına gidip boynuna sarıldım.

— Aşkım bütün gün burada tek başıma Paşa ile mi takılacağım? Sıkıntıdan ölürüm ki ben, dedim ensesindeki at kuyruğu ile oynamaya başladım.

— Yapma aklımı karıştırma, dedi kollarımı boynundan indirirken. Gözlerinde gördüğüm ateşse başardığımın onayı gibiydi.

— Of Hande of kızım ya. Gelmeni istemiyorum ama şimdi senden ayrı kalmakta istemiyorum, dedi beni kendine çekip öperken. Bıraktığı zaman;

— Süleyman lütfen. Rıdvan veya Yalçın'la bir köşede otururum. Hem not tutarım. Ya lütfeeeen. Lütfen, lütfen, lütfen... bak kabul edene kadar seni lütfenleyebilirim. Hadi ama Süleyman yeter yalvarttığın... dedim sözüm dudaklarıyla kesildi.

— Tamam sus artık. Sabah sabah içimde lütfen ağacı çıktı. Ben duşa giriyorum. Bana bir takım elbise hazırlarsan gelebilirsin, dedi p.ç gülümsemesi ile.

— Hııım bana bırakırsan...

— Ciddi bir şey olsun hayatım. İhaleye gidiyoruz, düğüne değil, dedi ve banyoya geçti.

Soyunma odasına geçtim. Koyu renk bir takım seçtim. İçine gri mavi bir gömlek. Kol düğmelerinin durduğu çekmeceden uygun kol düğmesi ve kravat çıkarttım. Takıma uygun saat buldum en son ayakkabılar kaldı. Adamın benden çok ayakkabısı vardı ilk defa fark etmiştim. Tuhaf geldi birazcık. Çorap ve ayakkabı işinide halledene kadar banyodan çıkmıştı.

Seçtiğim takıma baktı. Gülümsedi.

— Takım elbise zevklerimiz aynı. Yalnız ayakkabı olmamış, dedi tek kaşını kaldırıp.

— Kusura bakma canım benden çok ayakkabın var seçene kadar göbeğim çatladı, dedim kollarımı kavuşturup burnumu havaya dikerken.

— Sen bir de Ankara'da ki evi gör, deyince gözlerim büyüdü.

— Ya bu erkek ayakkabısı bir siyah, bir lacivert, bir kahve iki tane de spor ayakkabı tamam işte dedim ellerimi birbirine sürterken.

Güldü. Eğilip yanağımdan öptü.

— Aşkım ben yeri gelir günde iki kere ayakkabı değiştiririm. Bir ayakkabının içi kurumdan asla giyimem ki bu en az iki gün demek, diye açıklamaya başladı.

— Neden ? Diye sordum gözlerim şaşkınlıktan açılmış vaziyette.

— Aşkım askerlik yapsaydın anlardın, dedi ve giyinmeye başladı. İlk bana havluyla yakalandığında utanan adam çok uzaklarda kalmıştı. Ben dışarı çıktım. Ayakkabı konusunu abime sormaya karar verdim.

Giyinip odadan çıktığı zaman o takım elbiseyi seçen kafama küfür etmeye başladım. Adamı kendi ellerimle cillop gibi yapmıştım. Ben onu ciğerci vitrinine yapmış kedi gibi süzerken o kravatını alıp yanıma geldi.

— Erkek gibi büyüdüm diyorsun bakalım ne kadar erkek gibisin, dedi kravatı bana uzatırken. Tüm ukalalığımla;

— Üçgen mi bağlayayım kare mi istersin? Diye sordum kaldı. Sonra gıcıklığına üç düğümlü (Trinity) bağladım. Hepten kala kaldı. Yüzüme baktı. Başını hafifçe aşağı eğdim ve kulağına doğru fısıltıyla;

Aşk Biter Mi? (#Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin