23.BÖLÜM

9.5K 636 255
                                    

Sabah yumurtalı ekmek kokusuna uyandım. Bir heves en çok ben yiyeceğim diye kavga etmek için mutfağa uçtum ama ne Hayri Abim ne de Halil vardı ortalarda.

— Anne bizimkiler nerede? Diye sordum yanaklarımı şişirip.

— Halil Beyler arkadaşları ile kahvaltıya gideceklermiş. Hayri de senin ki çağırdı oraya gitti, dedi annem gözlerini devirip.

— Anne daha benim ki değil. Bak parmağımda yüzük falan yok, dedim sağ elimi göstererek.

— Aman o kod kafa allem eder kallem eder yüzüğü takar parmağına dedi ve bana çay koydu. Babam da gelince üçümüz dün akşamın dedikodusunu yapmaya başladık.

— Ümran kasım kasım kasıldı. Anam nişan alışverişinde canımıza ot tıkadı zaten. Onu da istedi bunu da istedi. Bohçalar, bavullar alınmadık şey bırakmadı. Allah'tan abin kenara para koymuşta zorlanmadık, dedi annem yakasını silkip.

— Sen kirli çıkısındır. Senin de kenarda köşe de birikimin vardır, dedim koluna dirseğimle vurdum.

— Var ama kızım o düğün parası. Senin, abinin ve Halil'in ayrı ayrı birikiminiz. Senden ona ondan sana veremem kusura bakmasın gelin hanım, dedi burnunu havaya dikerek.

— Annem onu gelin istememiştir. Bilmiyor musun sanki Ümran Teyzenin huyunu, dedim başımı yana eğip. Babam kahvaltısını bitirmiş;

— Kusura bakmayın hanımlar sizin dedikodunuza daha fazla katlanamayacağım. Ben salona geçip gazetemi okuyacağım, dedi ve tabağını lavabonun kenarına koyup içeri geçti. Annem babamın arkasından baktı. Salona gittiğine emin olunca da;

— Aman aman bir de seni isteyeceklermiş. Hoşt hadi oradan o uyuz Volkan sümsüşüğüne mi kaldın? Sinameki herif ne kokar ne bulaşır. Dünya barışı istiyorum diyen güzellik kraliçe adayı gibi. Erkek dediğin biraz dik durur, dedi annem elini masaya vurarak.

— Çocukken ali kıran baş kesendi ne oldu bu çocuğa? Diye sordum gözlerimi açıp.

— Ne olacak üniversitedeyi İzmir'de kazandı. İlk sene okuldan atılıyordu az daha. Kavga etmiş birileriyle. İkinci sene bunu tenhada sıkıştırıp sağlam bir dövmüşler. Kolu bacağı kırık geldi. O sene okulu mecburen dondurdu. Sonra o dağ gibi çocuk gitti işte yerine bu sinameki geldi. Yaşadıkları kolay şeyler değil tabii. Psikolojik tedavi görmüş. Ertesi yıl bir şekilde Ankara'ya aldılar kayıdını ama böyle süklüm püklüm biri oldu, dedi annem acıyarak.

— Üzüldüm. Kolay değil yaşadıkları ama dün akşam Süleyman'a bir ara diklenir gibi oldu gene, dedim anneme tek kaşımı kaldırıp.

— Aman işte yağmasada arada gürlüyor çok da şaapmamak lazım. Boşver. Eee ne zaman buraya temelli göçüyorsun tarihin belli mi? Diye sordu annem merakla.

— Okullar yarı yıl tatiline girince taşınacakmış şirket. Ben de önce mi toplanırım sonra mı bilemedim, dedim ellerimi açıp.

— Sen önce gel önce. Hem şu sınav falan var, dedi sırıtarak.

— Ona da buradan baş vurmak gerekir haklısın, dedim başımı sallarken.

— İşte sen patronla konuş bir hafta önceden gel, dedi annem kocaman gülümseyerek.

— Anne ben bir şey söyleyeceğim ama kızmak darılmak yok. Ben size yakın küçük bir ev bulup orada otursam. Yani anla ben...

— Sen bu evden çıkalı çok oldu. Kendi düzenin, kendi kuralların var ve sen bizim kurallara nasıl uyacağını bilemiyorsun. Haklısın kızım ama yani o nasıl olacak? Sonra elalem ne der? Demezler mi "Bir kızlarına sahip çıkamadılar" diye, dedi yüzünü asıp.

Aşk Biter Mi? (#Tamamlandı)Where stories live. Discover now