Aşk Biter Mi? (#Tamamlandı)

33.BÖLÜM

Halil'e kafa kafaya verdik. Bu işi nasıl çözecektik. Ben altınlardan falan geçmiştim. Abimi bu kızın elinden nasıl alacaktık? Mal kör kütük aşıktı. Kendisine melül melül bakmasa ben Şimal'i bile göreceğinden emin değildim.

— Cumartesi günü maç kimlerle? Diye sordum tek kaşım havada.

— Volkan Abi ve ekibi. Hayri Abimde duyunca gelecektir mutlaka.

— O zaman sen abimi de maça çağır ben de Efsun'u çağırayım. Maçta herkesin içinde defterini düreceğim, dedim p.s p.s sırıtarak.

Önce Efsun'un insta profilinin klonunu yaptım. Sonra onun telefonunda ki instayı bozdum. Şifresini ve mail adresini değiştirdim. O hacklendiğini düşünürken ben yeni hesaptan Koray'a;

"Hafta sonu maç var sen de gel. Bizimkiler maç yaparken konuşacaklarım var" yazdım.

— Halil senin tayfadan kızlar vardır mutlaka ama Efsun'un tanımadığı tipler olsun. Bunları Koray'la takip etsinler, dedim komplo uzmanı müfettiş Hande iş başında. Ulan bu kadar poliseye dizi izlemek birgün işime yarayacaktı biliyordum.

Ertesi sabah Süleyman hiç risk almadan aşağıdan beni aradı. Hayri Abim;

— Hande sen git ben servisle geleceğim. Bir iki işim var evde, dedi ve belli ki bizi baş başa bırakmak için numara yapmıştı.

Koşarak aşağı indim. Beni tek başına görünce yüzü başka türlü güldü.

— Hoş geldin, dedim gözlerinin içine bakarak.

— Asıl sen hoş geldin ömrüm, dedi öyle içten demişti ki uzanıp sokak ortasında öpmemek için kendimi zor tuttum.

— Bu sabah çok neşelisin bakıyorum, dedi gülümseyerek.

— Aslında tam tersi Süleyman. Seni görünce neşem yerine geldi yoksa içim bildiğin kan ağlıyor, dedim dudaklarımı sarkıtıp.

— Hayırdır, dedi. Dün akşam topladığımız verileri bir çırpıda soluksuz anlattım. Onun da yüzü asıldı.

— Çok ciddi bir sorun. Peki ne yapmayı planlıyorsun? Diye sordu.

— Senden ricam Cumartesi gecesi maça gelme. Ben orada her şeyi çözeceğim, dedim yüzüne bakarak.

— Hande onu geç ben orada olup sana destek olacağım, dedi yandan bana bakıp tekrar yola odaklanırken.

— Süleyman bak işler çığrından çıkarsa ben çirkefe bağlayacağım beni o halde görmeni istemiyorum. Lütfen gelme işte, rica ediyorum, dedim hafif çemkirerek.

— Valla ben seni her halinle kabul ettim ve öyle sevdim. Bakalım en çirkef halini de görelim. Yıllar içinde bir gün bir yerde mutlaka karşılaşacağız o çirkefle. Varsın o gün bugün olsun aşkım, dedi elimi tutup öperken. Kala kaldım.

— O zaman müdahale etme. Sahayı karıştırırsam sahaya dalıp millete kafa göz girişme. Bırak ben halledeyim, dedim ciddi bir şekilde.

— Şaka. Şaka değil mi? Yani onca erkeğin içinde sen olay çıkartıp, çirkeflik yapacaksın, onlar sana laf edecek, söz söyleyecek ve ben öylece oturacağım hahahaha şakacı şey bak güldüm bitti, dedi direksiyonu bırakıp ellerini birbirine sürterken. Yahu sen bir dursan ne olur? Nişanlımsın tamam da bunca yıldır bu çirkeflikle ben kendimi idare ettim... Neyse kendisi bilir artık, dedim içimden dışımdan hiiç bir şey demedim. Polemiğe girip gerginlik çıkarmanın anlamı yok bence.

Cumartesi günü iş güç içerisinde koştururken çabucak geldi. Sabah kahvaltı ederken abime baktım.

— Akşam maça geliyorsun değil mi toprağım? Diye sordum.