15.BÖLÜM

10.9K 743 263
                                    

Kendimi patates çuvalı gibi hissettim. Başımı kaldırdım ama yüzünü hala göremedim de saçlarından tanıdım... Süleyman!!!

Neden şaşırıyorsam. Tüm maç boyunca tellerin üzerinden atlayıp sahaya inecek diye bekledim. Hele ben iddialaşıp çocukla alay ederken abim eli ile boğazında kes işareti yapıyordu. Süleyman'ın gözlerinden de alev çıkıyordu. Gözlerimi devirip devam ettim. Beni aramayanlar düşünsün!

Hande adam seni sırtına attı götürüyor sen daha çuval gibi duruyorsun kızım kendine gel, diyen iç sesle ayıldım ve;

— Ya Süleyman manyak mısın kardeşim? Bıraksana beni. Terliyim hava buz hasta olacağım senin yüzünden, diye bağırdım sırtını yumruklarken.

— Hiiç boşuna tepinme ben sana bir şans verdim, sonra kötü olacak dedim dinledin mi? Hayır! Şimdi insan gibi dinleyeceksin beni, dedi arabanın arka koltuğuna atarken. Sonra da kendisi bindi ve Yalçın gazı kökledi. Bu arada beni kocaman bir battaniyeye sardı. Pupa evresindeki kelebek gibi öylece kalakaldım. Kundaktaki bebek gibi hareket edemiyordum sadece oturabiliyordum.

— Süleyman derhal beni eve götür. Seninle hiçbir yere gelmek İS-TE-Mİ-YO-RUM!! Dedim fısıltıyla. Yalçın bağırırken bet olan sesimi duysun istemiyordum çünkü.

— Sana fikrini sorduğumu hatırlamıyorum. Şimdi sus ve gidene kadar o güzel çeneni yorma, dedi saçlarımı okşarken.

Ellerim battaniyenin içinde olduğu için kıpırdatamıyordum. Kafamı sallayıp ters ters yüzüne bakmakla yetindim ama içimdeki öfke dinmeyince gözlerimi kısıp dil çıkarttım.

— Çocuk deyince içerliyorsun ama çocuksun işte, dedi gülerek.

— Ya beni nereye götürüyorsun bari onu söyle Allah'ın manyağı. Manyak deyince kızıyorsun ama manyaksın işte, dedim battaniye altından omuz silkerken.

— Kızım sen Antalya'da terbiyeli, naif, kibar bir kızdın ne oldu sana böyle? Diye şaşkınca sordu.

— Özüme döndüm. Baktım kibarlıktan anlamıyorsun belki çirkeflikten anlarsın dedim, başımı ona doğru döndürüp gözlerimi fincan gibi açarak.

— Bana manyak diyene bak bildiğin delisin kızım sen hem de su katılmamış zır deli, dedi suratıma şok olmuş vaziyette bakarken.

— Delirttin beni. Bak beyaz gömlek olmasada battaniye ile bağladın bir de üstelik. Bulunduğum pozisyonun hakkını vermek lazım, dedim sırıtarak.

— Hande az sus motorun soğusun, dedi ve telefonunu çıkarttı. Adam bildiğiniz iş kolik yemin ederim. Ben konuşurken o maillerini kontrol etmeye başladı. Beni kıymetlisine bile takmadan.

Konuştukça daha da çok yoruldum. Zaten bir saat kendimi kanıtlayacağım diye manyak gibi koşup top çevirmiştim. Halim zaten kalmamıştı. Üstüne o kadar didişip, birde ona biraz daha yaslanıp sıcaklığını hissedince iyice mayıştım. Gözlerim kendiliğinden kapanmaya başladı mani olamadım.

Arabanın durduğunu anladım ama gözümü açamadım. Tekrar kucaklandığımı hissettim. Sonra yumuşacık yatağa yatırıldım. Gözlerimi açamadan tekrar sızdım.

Ne kadar uyudum bilmiyorum ama gözümü açtığımda hala koza içinde ki kelebek gibiydim. Battaniyeden çıkmak için baya bir mücadele ettim.

Yatağa oturdum. Koskocaman bir odadaydım. Hani neredeyse benim salonumdan bile büyüktü oda. Eşya ise yoktu. Bir yatak, komidinler ve tuvalet masası. Oda koyu kahve ve bej tonlarında döşenmişti.

Yatağın diğer tarafına baktım. Katlı bir şekilde havlu ve temiz kıyafetlerim duruyordu. Söylenerek aldım ve banyo olduğunu tahmin ettiğim kapıyı açtım.

Aşk Biter Mi? (#Tamamlandı)Where stories live. Discover now