35.BÖLÜM

8.5K 588 268
                                    

Kuaförden döndüğümde bizim ev salon, dahi abimlerin odası doluydu. Anne ve babamın tüm kardeşleri gelmişti. Efsun'u istemeye giderken tam kadro gitmediler çok kalabalık olmayalım ayıp diye ama şimdi kız tarafı ya biraz da göz dağı veriyorlar Süleyman'a kızımız kıymetli dercesine.

Allah'tan tüm kuzenler gelmemişti. Annemler dört kardeş. İki teyzem bir dayım var annem en küçükleri. Babamlar üç kardeş babam ortanca. Bir amcam bir halam var. Halamın çocukları bize göre çok büyük oldukları için telefon açıp hayırlı olsun dediler. Büyük teyzeminkilerde telefonla tebrik etti. Erkek kuzenlerden sadece dayımın oğlu gelmişti o kadar.

Odama geçip üzerimi değiştirdim. Bir taraftan da erkek tarafına yer kaldı mı evde diye düşünmekten kendimi alamıyordum.

Kayak tatilinden döndüğüm zaman annemle dolaşırken beğenip aldığım elbiseyi ve ayakkabımı giyidim. Saçlarımı iki taraftan örgü yaptırıp aralarına elbisenin işlerine benzeyen yapraklardan şerit koydurmuştum. Sade ama şıktım. Makyajımı kendim yaparım diyordum ama baktım o gözün morluğu beni aşıyor kuafördeki kızdan rica ettim. Doğru renklerle morluğu kapatmayı başardı ama baya bir uğraştı.

Akşamdan beri Süleyman'la da görüşememiştik. Sanırım onunda işleri vardı. Salona geçtim herkes beni tebrik etti.

Saat yedi gibi kapı çaldı. Heyecandan elim ayağım titriyordu. Kapıyı abim açtı. Annesi, babası girdi önden. Sonra babasının daha genç bir kopyası. Daha zayıf, biraz daha minyon. Şirkette karşılaştığım Süleyman'ın bir beden büyüğü kuzeni ama sanırım yaşı Süleyman'dan daha küçüktü, annesi olduğunu tahmin ettiğim bir hanım, benden biraz daha küçük bir kız sonra iki çift daha sanırım teyze ve dayısı eşleriyle beraber onların çocukları ya yoktu ya da gelmemişlerdi. Yani onlarda on bir kişi gelmişti. Onlar gelince bizimkiler ayaklanmış, teyzemler hoş geldiniz faslından sonra kuzenlerle mutfağa geçmişti.

Ben salon kapısında kurbanlık koyun gibi bekliyordum. Babam bizimkileri tanıştırdı, babası da kendi akrabalarını. Bizimkiler kadar kalabalık olmasalarda yine de kalabalıktı onlarda.

Annemler dört kardeş babamın tarafıda üç kardeş olunca çoluk çocuk baya bir kalabalık oluyorduk.

Benden ve abimden çok büyük kuzenlerimiz bile vardı. Hatta halam babaanne olmuştu. Halamın büyük oğlunun biri on dört diğeri on yaşında iki tane kızı vardı. Amcam çocuk sahibi olmak için biraz uğraştığı için halamın büyük torunuyla yaşıttı kızları.

O kadar uğraşa olmayınca tüp bebek yaptılar. İkiz tuttu. Şimdi yeğenin kızlarıyla kanki iki kızı var. Dördü çok sıkı dostlar. Hatta bu gece Tamer Abimlerde pijama partisindelermiş hanımefendiler. Bana da tebriklerini göndermişler. Düğünde karşılıklı göbek atacağız demeyi ihmal etmemişler.

Bizim küçücük evde toplamda otuzdan fazla kişi olmuştuk. Mahalleden bir tek Ziya'yı davet edebilmiştim o yüzden.

Abimin nişanında ki gibi haydi gençler odaya da yapamadık çünkü Süleyman biraz ağır abiydi ve babaların her konuşmasını dinliyordu kod kafa. Damat heyecanı hiç gözlemleyemedim adamda.

Kuzenlerin bir kısmı abimlerin odasında oturup kaynatıyorlardı. Bir kısmıda mutfakta dolanıyordu.

Annem "Kahvelerinizi nasıl alırdınız?" Diye sordu. Sonra bana döndü "Kahveleri pişir kızım, haydi" dedi. Kurulu robot gibi mutfağa geçtim ama kahveleri teyzemler ve kuzenler yapmaya başlamıştı bile.

Büyük teyzemin kızı Esra Abla çekmeceleri karıştırdı ve tek kişilik cezveyi çıkarttı. Ne yapacağını anlamıştım hemen araya girdim;

Aşk Biter Mi? (#Tamamlandı)Where stories live. Discover now