•Love u,Bella•

9.1K 225 305
                                    

Pazartesi

Dün geceden kalma şişik dudakları, dudaklarımla birleşti.
Gülümsedim.
"Seni seviyorum,Bella."
Dudakları boynuma inerken kulağına fısıldadım.
"Seni seviyorum,Zayn."

"Isabella? Duyuyor musun güzelim?"

Parker'ın sesiyle kafamı iki yana sallayıp daldığım yerden gözlerimi uzaklaştırdım. Önümdeki 'Zayn'le fantezilerim'i anlattığım defterin açık kaldığını fark ettiğimde hemen kapatıp gülümsemeye çalıştım. Parker göz devirdi. Yani, sadece öylesine hikayeler yazıyordum, başrolün ikimiz olması benim suçum değildi. Belki biraz.

"Anlaşıldı. Dalmalar falan, yine ismini vermediğin çocuk, öyle değil mi?"

Dudağımı büzdüm.

"Bu konu hakkında yorum yapmak istemiyorum."

Masama oturdu.

"Tabi istemezsin, ama şunu bilmelisin ki artık gizemli aşkını tanıyorum."

Kaşlarımı çattım.

"Neden bahsediyorsun sen?"

Ve o sırada içeri girdi.

Arkasında sürekli beraber takıldığı 4 arkadaşı, üstündeki siyah deri ceketi ve siyah deri botları.

Tanrım...Onunla değilde kiminle ilgili fantezi kurabilirdim?

Hiç düzenlerini bozmadan sınıfa girip buldukları ilk yere oturdular. Sıraların boş olmasına gerek yoktu, zaten her yer onundu.

Zayn yakınımda bir yere oturduğunda Parker kıkırdadı.

"Biraz daha çaktırmadan süz...Gerçi bunun bir önemi yok, çünkü ne olursa olsun seni fark etmeyeceğini biliyorsun."

Kaşlarım istemsizce tekrar çatıldı.

"Git başımdan, Parker."

Ellerini suçluymuş gibi havaya kaldırdı. Aslında bence suçluydu çünkü kalbimi kırmıştı.

"Ah, siktir, Horan."

Zayn'in sesiyle kafamı onlara çevirdim.

Arkadaşlarından Niall, içmek üzere olduğu kremalı kahveyi Zayn'nin üstüne dökmüştü.

Kızların etrafındaki ilgilenir tavırlarını izledim. Gerçekten ucuz yaratıklardı. Sessizce cebimden bir peçete çıkardım, derin bir nefes aldım.

"Yardım etmemi ister misin?"

Zayn kafasını bana döndürdü. Parker,hemen arkasında oturuyordu. Bu yüzden şaşkınlıktan açılan ağzını görebiliyordum. Al,Parker. Zayn beni fark ediyor! Yani, biraz zorla, ama yine de...

Bir şey söylemeden elimden peçeteyi aldı. Göz devirdim. Tipik duygusuz Zayn.

Bu sırada ders öğretmeni çoktan içeri girmişti.

"Daha var mı?"

Zayn'in sorusuna cevap verme fırsatı bulamamıştım bile.

"Isabella, rehberlikten çağırılıyorsun. Bekletme."

Yanımdaki çantamı masasına bıraktım.

"Düğmeli tarafta. İşin bitince arkandaki çocuğa bırakabilirsin."

O suratındaki dümdüz ifadeyi korurken gülümsedim ve sınıftan çıktım.

+

"Ne diyorlar yani?"

Elimdeki kaşıkla beraber önümdeki yemek görünümlü şeylerle oynuyordum.

"Yani...İyi bir üniversiteye gitmem için bütün seçim süreci boyunca yardımlarını alabileceğimi söylüyorlar, falan filan."

Göz devirdi.

"İlgimi çekmiyor."

Sessizce önümüzdekilerle bakışmaya devam ettik. Gerçekten, fazla yemek gibi görünmüyorlardı.

"Hey."

Omuzuma dokunan soğuk eller ve hiç bir duygu içermeyen ses.
Arkamı dönüp suratına baktım.

"Zayn?"

Gözlerini Parker ve benim üzerimde gezdirdi.

"Konuşmamız gerekiyor,benimle gel."

Bir cevap vermemi beklemeden yürümeye başladı.

Parker'a baktım. Hala merakla bizi süzüyordu. Beklemeden hızla peşine takıldım. Ama aramızda bir 10 kişilik mesafe olduğunu söyleyebilirdim.

Malzeme odasına girdi. Bende girince arkamızdan kapıyı kapattı ve yaslandı.

"Çantanı aldın mı?"

Başımı salladım.

"Güzel..."

Gözleriyle beni süzmeye devam ediyordu.

"İçinde bir eksiklik fark ettin mi?"

Başımı iki yana salladım.

Gülüşü kulaklarıma doldu. Ve fark ettim ki...sanırım uzaktan izlerken daha az korkutucuydu.

Ve yan taraftan defterimi eline aldı, gözümün önünde tutup salladı.

Siktir.

"Seni seviyorum Bella."

Gülüşünü tekrar kulaklarımda duydum.

"Burası seni yatırmam gereken kısım, değil mi?"

Ve tekrar gülüşü.

Dudaklarımı birbirine bastırdım. Ağlamamak için zor duruyordum fakat zaten yeterince aptal gözükmüşken ağlayıp kendimi iyice düşürmenin bir manası yoktu.

"Ben-"

Zayn, işaret parmağını dudağıma bastırdı.

"Hakkımda böyle istekleri olan tek kız değilsin."

Bir şey söylemedim.

"Demek benden hoşlanıyorsun..."

Yutkunarak başımı salladım. Konuşma tarzı hoşuma gitmiyordu.

"Sanırım hayallerini gerçekleştirebilirim."

Kaşlarımı çattım. Bunu gerçekten söylüyor muydu? Yoksa dalga geçmesinin bir parçası falan mıydı?

"Karşılığında bir iyilik isteyeceğim,"

Sorar gözlerle ona baktığımı fark ettiğinde güldü.

Kulağıma fısıldadığı şeyler hızla kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu.

"Sen ciddi misin?"

Güldü.

"Ne? İsteklerin sadece yazıdan mı ibaretti? Burdayım işte, karşında sana istediğin zaman dokunuşlarımı sunuyorum. Kendini şanslı hissetmelisin."

Bir süre cevap vermem için bekledi.

"Her şey karşılıklı sonuçta, değil mi?"

Seslice yutkundum.

"Kabul ediyorum."

+
Selaaam!
Yeni bi kurguyla geldim. Her ne kadar iki hikayeye de her gün bölüm atabileceğimden şüphelensemde bakalım, deneyeceğim.
Aslında bunun oldukça güzel ilerleyeceğini düşünüyorum ama biraz fazla smut olacak,sanırım...
Her neyse, okuduğunuz için teşekkürler seviliyorsunuz🖤

A favor // Z.MWhere stories live. Discover now