0.3

735 71 38
                                    

Babacım; Min
neredesin sen?

Küçüğüm; Zorla
okula getirdin ya 
baba, tabii ki okuldayım.

Babacım; Okuldasın
yani?

Küçüğüm; Evet baba
okuldayım, güzelce işine odaklanabilirsin.
Beni merak etme.

Babacım; Pekala.

KüçüğümNeden
sordun babacım?

~~~

Jongdae'den bir süre cevap gelmediğinde anında geldikleri şirketi gözetleyen Jongin'e döndü. Minseok babasına yalan söylediği için endişeliydi, hem de Jongin'in aklına uyduğu için.

"Babam yalan söylemekten hoşlanmıyorum, hadi okula dönelim. Seninkinin çıkacağı yok zaten Nini." Dedi Minseok etrafına bakınarak, aklı telefonundaydı. Babasından cevap bekliyordu, durup dururken onu bu şekilde hiç kontrol etmezdi.

"Olmaz birazdan çıkması gerekiyor, tüm internet sitelerinde toplantısı olduğu yazıyor. Kiminle bilmiyorum ama öğreneceğim Minnie." Sızlanarak karşılık verdi Jongin. Son birkaç aydır televizyonda görüp tutulduğu Doh holding sahibi Do Kyungsoo'ya platonikti. Hatta Minseok'a göre Jongin'in sevgisi artık hastalık boyutundaydı. Kim televizyondan gördüğü birisine aşık olurdu ki?

"Delisin sen? Adamın senin varlığından haberi bile yok." Jongin'in kolunu çekiştirdi. Okula dönmek istiyordu, Jongdae'ye söylediği yalanın vicdan azabı onu yiyip bitiriyordu.

"Senin tuzun kuru tabii, Bay Kim her zaman senin yanında ve seni çok seviyor. Tam istediğin gibi, aşıksın ve karşılığını alıyorsun." Dedi Jongin derince iç çekerek. Minseok'un mutluluğunu kıskandığından değil, sadece Kyungsoo'yu istiyordu o kadar.

"Saçmalık, o benim babam. Ona aşık falan değilim, aptal Jongin."

"Hmm.. tabii sen onu patilerime anlat. O yüzden Suzy'yi kedi gibi kıskanıyorsun, elinde olsa eve sokmayacaksın kadını." Göz devirdi ve devam etti. "Bu zamana kadar tırmalamamış olman bir mucize." Arkadaşının duygularının farkındaydı.

"Kıskanmıyorum."

"Ya bırak, yeme beni."

"Sadece anne istemiyorum, hele ki o cadıyı hiç." Söylerken sesi titremişti ama aldırış etmedi.

Jongin'in umursamadan gözleri tekrar şirket kapısını bulduğunda Minseok dudak büzdü. Gerçekten dışardan böyle mi gözüküyordu?

"Her neyse, keşke hasta olmasaydı da Sehun'u alsaydım. O da senin Yixing amacana platonik, en azından beni anlardı." Omuz silkti. Sehun onunla uzun zamandır aynı durumdaydı. Tek fark Sehun az da olsa Yixing ile iletişime geçmişti. Şu an hasta olmayıp yanında olmasını dilerdi.

"İkinizde delisiniz. Gidiyorum ben, ne halin varsa gör Jongin. Madem beni istemiyorsun." Jongin onu takmazken sırtına bir tane geçirip arkasını dönmesiyle kendisinden katça büyük bir bedene çarptığını hissetti Minseok. Bu gömleği, bu kokuyu tanıyordu.

"Kim Minseok, yalan söylediğin için ceza alacaksın." Dedi heybetli beden. Sesi gürdü, bu sesi tanıyordu. Duymayı en sevdiği bu ses, şu an tek korkusuydu. Minseok korkuyla başını kaldırdı ve o tanıdık gözlere sabitledi bakışlarını. Babası çok kızgın görünüyordu. Kızgındı da, hem kaçmasına hem yalan söylemesine kızgındı.

"İkiniz de hemen arabaya, birazdan geleceğim." Korkutucu sesi iki küçüğü ürkütmüş ve tek kelime etmeden arabaya koşmalarına sebep olmuştu. Minseok bu yüzden babasıyla arasının açılmayacağını biliyordu ama Jongdae çok kızacaktı. Okulu ektiği için ayrı, bu kadar yol geldiği için ayrı ve yalan söylediği için ayrı. Jongdae'nin cezalarını kestirmek zor ve korkutucuydu. Arayabaya bindiğindeyse 'en azından şimdilik yanımda Jongin var' diye düşündü. Babası o varken çok kızmazdı değil mi?

~~~

Yaaaaa benim bu Minişe çok ihtiyacım varmışş ♡♡♡
chenminizm delirdimmmm😱

Sadece Beni Sev/chenminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin