1.6

678 55 46
                                    

Yazlığa geldiklerinde Minseok şaşkınlıkla etrafına bakındı. Her yer fazla renkliydi ve eğlenceye kapılmış tonla insanla doluydu. Müzikler rahatsız edici şekilde yüksek sesliydi. Burası yüzlerce kez geldiği evdi ama sanki şimdi o çok sevdiği sesiz, sakin, sadece babasının kuytusuna ilişip dinlendiği yazlıktan eser yoktu. Çok kısa bir an burada olduğu için pişman olsada, etrafını tarayan gözlerinin gördükleriyle geldiği için şükretti. Etraf tonla güzel kızla ve oğlanlarla doluydu. Ayrıca Jongdae çok yakışıklı olmuştu, buradaki herkes onu yiyecekmiş gibi bakarken nasıl evde olmayı hayal edebilirdi ki? Hem şirkette çalışan kendisi gibi kediler de vardı. Jongdae bu konuda hassastı Minseok'dan dolayı ve onun gibi çoğu insanıda işe almıştı. Ya Minseok yerine bir başka kediyi isterse, küçük olan ne yapardı? Tabii Sehun'un bahsettiği şu Suzy olayı vardı birde. Ya gelip babasından af dileseydi, ya Jongdae'yi tekrar kaybetseydi? Aklından geçenlerle babasına daha çok sokuldu, sıkıca sardı belini. Jongdae sadece onun olsun istedi.

"Ne oldu bitanem?" Dedi Jongdae, yumuşacık bir sesle. Küçüğün huysuzlandığını fark etmişti.

"Çok kalabalık ve gürültülü." Dudaklarını büzerek söylediğinde, Jongdae gülümsedi. Bu şık görüntüsüyle bile bir bebekten farksızdı. Birkaç kişiye selam verip diğerlerinden ayrıldılar ve Minseok ile beraber evin şu an da en sakin köşesine ilerlediler.

"Gelmek için çok ısrar etmiştin ama." Dedi imayla. Evet etmişti ama hepsi arkadaşlarını ve kıskançlığının sonucuydu. Jongdae garsonlardan kendisi için alkollü, küçük için alkolsüz bir içecek alıp boştaki bir yere yerleşti ve Minseok'u yanına doğru çekti.

"Evet, bunu inkar etmiyorum ki babacım. Sadece böyle yerlerin benlik olmadığını fark ettim şu an." Sevimlice gülümsedi ve etrafına baktı. "Senin kollarında uyumak daha cazip." Tam bu sırada önlerinden geçip onları fark etmeyen, birisi kedi, iki kızın konuşmaları kaşlarını çatmasına sebep oldu.

"Bay Kim eğlenmeyi gerçekten çok iyi biliyor." Dedi kedi olan kız.

"Ayrıca çokta yakışıklı." Öbürü ise hayranlıkla söyledi.

"Aşırı iyi bir baba."

"Duyduğuma göre Suzy cadısıyla da ayrılmış." Diye konuşmaya devam ederken uzaklaştılar ama küçüğün sinirlerini çoktan bozmuşlardı. Jongdae ise bu tatlı haline sadece gülüyordu.

"Hem bak iyi ki gelmişim. Seni yiyecekler resmen ama Suzy konusuna çok katılıyorum." Dedi somurtarak. Jongdae onu kendisine çekti ve burnuna bir öpücük bıraktı.

"İyi bir baba kısmına katılmıyorsun yani?" Dedi Jongdae gülerek. Minseok ise burukça güldü. Katılıyordu ama babası olmasını istemiyordu ki. İçten içe bunu geçirirken mutlu görünmeye çalıştı küçük olan.

"Katılıyorum, sen harika bir babasın." Jongdae'ye sarıldı. Dudakları birbirine oldukça yakınken onu yine öpmek istedi Minseok. Hislerini kontrol edemiyordu artık. Onun dudaklarına temas etmek harika bir histi. Küçüğün hafifçe yaklaştığını hissettiğinde Jongdae gözlerini yumup onu durdurdu ve kalp atışları hızlandığında yutkundu.

"Burada olmaz bebeğim, yapma." Minseok'u kendisinden uzaklaştırıp içkisinden bir yudum aldı. Biraz önceki yakınlıkları bir anda buz kesmişti ve küçük hareketinden dolayı pişmandı. Hayatında ilk kez utanmıştı ve babasının yanından gitmek istiyordu.

"Özür dilerim baba, şey ben çocukları bulayım en iyisi. Sürekli benim yanımda kalmak zorunda değilsin, bu senin partin sonuçta." Dedi telaşla ve ayaklandığı sırada Jongdae onu bileğinden yakalayıp tekrar kuytusuna çekti. Minseok çok kırılgandı ve az önceki şey için istemeden anında gözleri dolmuştu. Küçük ağlamak üzereydi ve bu büyüğün kalbini parçalamaya yetmişti.

Sadece Beni Sev/chenminWhere stories live. Discover now