2.9

580 56 61
                                    

Jongdae masada derin derin nefesler alıyordu. Bunu konuşmalarına rağmen Minseok'un neden böyle bir tepki verdiğini anlamıyordu ve ilk defa çok kızgındı ona karşı. Hem yaptığı terbiyesizlik için, hem de kendisine güvenmediği için. Baekhyun'un kendisi için değerli bir arkadaş olduğunu güzel bir dille anlatmıştı, sadece biraz saygı istiyordu. Minseok ise huysuzdu, kediyken daha huysuzdu.

"Baek ben çok özür dilerim, normalde böyle yapmaz ama ne oldu anlamadım." Dedi Jongdae sakinleşmeye çalışarak.

"Sorun değil Dae." Baekhyun gülümsedi.

"Minseok çok sakindir normalde, yani okulda öyle. Acaba bir sıkıntısı mı var?"  Diye sordu Chanyeol. Bu zamana kadar ki en uslu, en çalışkan öğrencisiydi Minseok. "Sınava girecek olmasının stresi mi bastı bu aralar acaba?" Dedi ekleyerek. Baekhyun ise göz devirdi.

"Sınava girecek olması bu saygısızlığını affetirmez Chan." Jongdae'nin sert çıkışına alayla güldü Baekhyun.

"Abartıyorsun Jongdae, söylediği şeyler benimle ilgili ama senin kadar takılmıyorum." Dedi gülerek ve son lokmasını ağzına attı.

"Bu ceza alacağı gerçeğini değiştirmez." Otoriter tonu korkutucuydu. Minseok'a cezalar veren bir adam olmamıştı hiç, kna en son ceza verdiğinde kendisine asılan sekreterini tırmalamıştı. Tamam haklı sevepleri vardı ama yaptığı hoş değildi.

"Saçmalama, bunun için ceza verecek olamazsın?" Şaşkınlıkla sordu Baekhyun.

"Disiplin önemli Baek." Chanyeol araya girdiğinde Baekhyun'un kızgın bakışları onu buldu.

"Şuna gaz varip durma." Dedi sertçe. "Tamam kızmış olabilisin Dae ama ceza hak edecek bir durum yok ortada." Kahvesini bitirdi ve devam etti. "Hem aramızda konuşup bunu halledebiliriz." Dedi, kendinden emindi.

"Sanmıyorum, kediyken çok tehlikeli. Seni tırmalayabilir bile, bazen onu anlamakta zorlanıyorum." Saçlarını karıştırırken söyledi. Tırnaklarıyla Baekhyun'u parçalayabilirid bile. Şu an da kıskatı, kızgındı ve kediydi. Bunlar teklikenin üç tanımıydı ve hepsi şu an Minseok'ta toplanmıştı.

"Neden böyle davrandığı konusunda bir fikrin var mı?" Diye sordu Baekhyun merakla.

"Sanırım hayır, yani aslında var." Merakla baktı karşısındaki ikili ona. "Senin, beni ondan alacağını düşünüyor. Onu bırakacağıma dair saçma bir düşünceyi benimsemiş kafasında." Derin bir nefes aldı öfkeyle. Baekhyun ise yüksek sesli bir kahkaha attı. Cahnyeol'ün kaşlarının çatışdığınıysa o an fark etmedi. Belki de küçüğü o an anlamış hissediyordu Chanyeol. Onun babasını kıskandığı gibi Baekhyun'u kıslnamıştı. Bu saçmalıktı, onlar sadece ev arkadaşlarıydı.

"Seni mi?" Kahkahasının arasında söyledi. "Senden bir kere kurtuldum, bir daha asla başıma bela etmem." Dedi alayla. Dalga geçtiği her halinden belliydi, eğleniyordu.

"Her neyse çocuğa asla ceza vermiyorsun, yoksa başının etini yerim. Hem şimdi çıkıp onunla konuşacağım ve iki yetişkin olarak bunu aramızda halledeceğiz." Oturduğu yerden ayaklandı. Jongdae ise telaşla peşinden ayaklandı, küçüğün yapabileceklerinden korkuyordu.

"Bunu istemezsin."

"Sana sormadım, hemen otur yerine." Dedi Baekhyun sertçe. "Chan ve sen burada bekliyorsunuz, birazdan pamuk şekeriyle aşağıya geleceğiz." Gülümseyip koltuğa attığı çantasına ilerledi ve içinden küçük bir kutu çıkarttı.

"Yukarı çıkarsanız ölürsünüz, anlaşıldı mı?" Emir verir tonda söylediğinde, masada oturan iki adam da onunla baş edemeyeceklerini biliyorlardı. Pes etmişlerdi. Jongdae ise tüm uyarılarını yapmıştı nasıl olsa.

Sadece Beni Sev/chenminDonde viven las historias. Descúbrelo ahora