3.2

501 50 38
                                    


"Evde olduğuna emin miyiz?" Dedi Kyungsoo, çilingir hala kapıyı açmaya çalışıyordu. Yixing ise adama daha çabuk olması için talimat veriyordu. Jongdae üç gündür şirkete, Yixing'e ve annesine uğramıştı. Minseok tatile gittiğinden beri o da ortada yoktu. Jongdae böyle bir şeyi ilk kez yaşıyordu, küçüğün ilk kez ondan ayrı kalmasına sebep olan bir arkadaşı vardı.Ayrıca bu arkadaş Jongdae'nin geçmişinden geliyordu. Sehun ve Jongin küçük olduklarından lafı geçsede Baekhyun'a geçmiyordu.

"Eminim, ilk kez Minseok'tan bu kadar ayrı kalıyor. Yani Minseok ondan ayrı kalıyor ama konumuz bu değil." Dedi elleri cebinde. "Biraz daha hızlı çalışır mısınız? Iceride her şeyle karşılaşabiliriz." Adam duyduğla daha hızlı çabaladı, gecenin bir yarısı tepesine dikilmiş bu manyaklardan Hemen kurtulmak istiyordu. Yixing herkesi telaşa veriyordu.

"Rahat bırak adamı da işini yapsın, alt tarafı tatile gittiler ne olabilir?" Kyungsoo alayla söylediğinde Yixing kahkaha attı.

"Ne mi olabilir? Jongdae'nin ondan ayrı olması demek, tüm anlamını yitirmiş olması demek." Söylediğiyle şaşkınca baktı Kyungsoo.

"Bizimkinin Çin'de tam bir asosyal olduğunu hatırla. Jongdae o geldikten sonra değişip hayat buldu." Hevesle söyledi, Bu sırada kapı açıldı ve çilingir geri çekildi. Daha tek kelime etmeden içeri dalıp arkadaşlarına seslendiren ama cevap gelmemişti. Bir kez daha seslendiklerinde yine bir cevap yoktu. Aşağı kat tertemiz ve bomboştu, yaşam belirtisi dair en ufak bir kırıntı yoktu. Yixing hızla üst kata yöneldi, nerede olabileceğini tahmin ediyordu. Kyungsoo da peşine takıldı ve Minseok'un odasına çıktılar. Jongdae üzerinde alakasız pijamalarla, hastaydı ve asla pijama takımlarını bile bozmadı, küçüğün yatağına uzanmış yastığına sarılarak uyuyordu. Kyungsoo şaşkınlıkla baktı karşısındaki adama, o ü ilk defa böyle görüyordu.

"Senin habersiz ortadan kaybolmaya ne hakkın var puşt herif?" Diye bağırdı Yixing ve Kyungsoo onu tutmadan içeri daldı. Jongdae duyduğu sesle korkarak uyansada sakinliğini koruyarak doğruldu ve tepesinde dikilen arkadaşlarına boş bakışlarla baktı.

"Neden bağırıp duruyorsun tepemde?" Sorduğunda cevabını hızla aldı.

"Neden Minseok seni terk etmiş gibi davranıyorsun?"

"Çünkü Baekhyun'u seçti." Dedi Jongdae omuz silkerek ve tekrar yastığa gömüldü. Kyungsoo hayretle Jongdae'yi izliyordu.

"Aptal aptal konuşma, sadece hep beraber tatile gittiler ve yarın dönüyorlar." Jongdae'yi yattığı yerden tekrar kaldırdı.

"Yixing haklı, yarın dönüyorlar işte. Abartıyorsun!" Göz devirdi Kyungsoo, verdiği tepki çok saçmaydı. Minseok tatile gitti diye hayata mı küsmüştü yani?

"Dönmesin istemiyorum." Kaşları çatıldı ve tekrar yatağa gömüldü. Bir bebek gibiydi ve oğluna trip atıyordu ama onun haberi bile yoktu.

"Ya tabii, o yüzden odasında uyuyorsun değil mi?" Dedi Yixing bıkkınca.

"Ya siz defolup gitsenize. Minseok'un umrunda bile değil. Telefonlarımı bile açmıyor artık." Sırtını arkadaşlarına döndü mızmızlanarak.

"Günde beş bin defa aradığın için olabilir mi?" Diye sordu Yixing tek kaşını havalandırıp.

"Aramıyorum." Sertçe çıkıştı Jongdae ve doğrulup onlara doğru bağdaş kurdu yatakta.

"Sevgilime güveniyorum Dae ve seni tanıyorum." Kollarını göğsünde bağladı.

"Jongin de aynı şeyi söyledi." Yixing'i destekledi Kyungsoo.

"Hay sevgilileriniz kadar başınıza taş düşsün." Göz devirdi. "Başına bir şey gelmesinden korktum.

"Yanında üç koca kişi var ve Baek var. Başına bir şey gelmeyeceğini biliyorsun. Böyle bir şey olsa, seni zaten ararlar değil mi?" Derince ofladı Yixing. Neden böyle davrandığını biliyordu da, dile getirse kıyamet kopacaktı onu da biliyordu.

"Üçünde güvenmiyorum, akılları beş karış havada, benim bebeğim işe saf." Arkadaşlarıyla inatlaştı.

"Dae sana bir şey soracağım." Diye araya girdi Kyungsoo, bakışların ikisi de aynı anda kendisine döndü.

"Dinliyorum."

"Sen Minseok'a karşı sadece babasal şeyler besledigine emin misin? Çocuk iki yanından ayrılınca kıskançlıktan kuduruyorsun?" Kyungsoo'nun sorusuyla Jongdae afalladığında, Yixing arkadaşını alkışlamaya başladı. Bunu tek düşünen kendisi olmadığı için keyiflendi. Jongdae ise kucağında Minseok'un yastığıyla hala aptal aptal bakınıp düşünüyordu.

"Ne alakası var saçmalama, Onu ben büyüttüm." Dedi bir süre sonra güldü ve geçiştirdi. "Kıskanmıyorum." Yerinden kalkıp,yastığı yatağa bıraktı. Kapıdan çıktı ve aşağı kata indi arkadaşları kendisini takip ederken.

"Kaç gündür evden çıkmıyorsun?" Diye sordu Kyungsoo, peşinden mutfağa girdiler.

"Kaç gündür yemek yemiyorsun?" Ekledi Yixing.

"Bak yiyorum." Elindeki üzüm kasesini salladı. Minseok en çok üzümü severdi, bir de keki. Jongdae'ye de üzümlü kekim babam derdi ama uzun süredir ağzından hiç duymamıştı. Hatırladığı Jongdae'i üzmüştü.

"Üzüm mü? Minseok'un çok sevdiği ama senin pek yemediğin?" Sorarcasına baktı.

"Yanılıyorsun yiyorum." Bir üzüm tanesini ağzına attı ve tezgaha yaslandı suratını ekşiterek. Kyungsoo işe emin ışıklarıyla kıkırdadı.

"Sen salaksın, herkesin gördüğünü bir sen kabullenmiyorsun." Dedi Yixing.

"Aynen öyle, artık eminim sen de kesin bir şeyler var." Kyungsoo gülerek söyledi. Bu durumla eğleniyordu, kabullensede bundan birkaç ay önce Jongin için tonla laf yemişti ondan.

"Siz defolup evinize gitsenize. Hadi hadi kış." Ikisinide şartlarından iteleyerek kapıya sürükledi ve kapının önüne koydu.

"Duygularından kaçamazsın Kim Jongdae." Kyungsoo bağırdı.

"Itiraf et Dae." Yixing de onu desteklediğinde suratlarına kapanan kapıyla kalakalmışlardı. Jongdae duygularından kaçıyor ve onları baba bahanesiyle hapsediyordu.

"Üzümlü kekin seni özledi ve bununla baş edemiyor bebeğim." Kapattığı kapının ardında kendi kendine söylendi ve tekrar üst kata çıktı. Küçüğün odasına bozulmadı gereken bir konu vardı ve arkadaşlarının söyledikleriyle zerre ilgilenmiyordu. Minseok onun sadece küçük bebeğiydi.

~~~

Kabul edene kadar sürün Kim Jongdae nihahahaahha 😈😈😈

Sadece Beni Sev/chenminKde žijí příběhy. Začni objevovat