10/september/51

2.2K 136 146
                                    

10 Eylül 1951


Dumbledore

Benim. Eski dostun, Gellert Grindelwald. Bu mektup sana ulaştığında duyacağın şaşkınlık inan ki benim şu an yazarken duyduğum şaşkınlığın yanında bir hiç kalacaktır. Yine de çok iyi bildiğin üzere yapacağımı yapacağım, söyleyeceklerimi söyleyeceğim.

Umarım bu mektup eline güzel bir zamanda ulaşır, özellikle İngiltere'nin baykuşlarından öğrendiğim onca palavradan sonra. Kuşlar Nurmengard Kulesi'nin etrafında kolayca uçamıyor. Yağmur, dağlardan sel gibi dökülüyor. Yerin altı metre altındayım ve, oh, gök gürlediğinde öyle büyük bir gümbürtü kopuyor ki tüm kale Cruciatus lanetinin altında kalmış gibi oluyor. Gecenin bir vaktinde karanlık gökyüzünün rengini verdiği koyu gri bulutların arasından göz kamaştırıcı yıldırımlar süzülüyor, fırtına dinmeye başladığında ise bulutların yavaşça dağılmasıyla kendini belli eden dolunayın parlak ışığı parmaklıkların arasından hücreye vuruyor. Gerçekten çok güzel. Tabii senin zevkine göre değil. Tahminimce senin için fazlasıyla barbarca.

Kuşkusuz şu an burnunun üzerinden hem mektuba hem de kirlenmiş baykuşa bakıyorsun. (Beyaz fare yemeyi seviyor.) Gerçekten çok mu şaşırdın, eski dostum? Yaşanan onca şeyden sonra sana yazacak cesareti bulduğuma çok mu şaşırdın? Bu sevgili, eski Gellert. Yani öyle denebilir. "Bagshot'ın Alman başbelası. Tüm gün boyunca tek başına bir hücrede yapacak daha iyi hiçbir şey olmadan oturuyor olmasına rağmen yine de beni rahat bırakmıyor."... Sürekli iltifatların yağdığı altınlarım griye dönüyor Albus, bir hayal etsene! Yine de söylemeliyim ki hücrenin duvar işçiliği çok zarif. Duvar ustalarını teşvik ettiğim için kendimle gurur duyuyorum, tabii lanetler teşvik etmekten sayılıyorsa, ve büyü izlerini granitin üzerinde dikenli sarmaşık gibi bıraktılar, gayet hoş. İroninin tadını çıkar, eski dostum. Kendi hapsimde tutsağım.

Hâlâ o okulda mısın? Öğretmekten zevk alıyorsundur, umarım. Bol bol okuyor musun? Ona iyi bakıyor musun? Baksan iyi edersin.

O deli kuşuna saygılarımı ilet. Umarım onu çok öldürmemişimdir.

Beni dinle. Ümit et. Hücremin duvarlarında yavaş yavaş küfler birikiyor. Gül bana, Albus. Her zaman ettiğin gibi benden nefret etmeye devam et. Keyfini çıkar.

thirty-five owls | grindeldore epistolary (çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin