15/march/57

638 73 59
                                    

15 Mart 1957

Albus—

Demek kendine Alba Adası'nda küçük, bebek bir Karanlık Lord edindin. Martın on beşine dikkat etmeliymişsin* gibi duruyor o zaman.

Merak ediyorum—Voldemort'un peşinden de kendini adaletin koruyucusu ilan ederek gidecek misin yoksa on yıl boyunca, belki de daha fazla, yetkililer ve bakanlık ne olduğunu bile çözemeden ve hiçbir fikirleri olmadan araştırırken sen bildiğini yapıp, kendini güvene aldıktan sonra öylece oturup ilk ölenlerin haberlerini mi okuyacaksın? Eminim ki iki türlü de susmak bilmeyen vicdanınla bir köşede sızlayacaksındır. Ona bir limon şerbeti ver ve bizi bağışla.

Çocuğun çok fazla gücü var ve az miktarda hayal gücü. Sen ve ben, en azından, asla bu kadar monoton bir zihne sahip olmadık. Bu da muhteşem olmamızın nedenlerinden biri.

Gönderdiğin Muggle kitaplarını okudukça daha çok şaşkına düşmekteyim. Bunca zaman boyunca kültürel kibirlerine, edebiyata ve sanata, sosyal inceliklerine, büyüsüz bir dünyada sınırlı ve muhtemelen mantığa dayalı olan anlama biçimlerine yatırım yapmışlar. Yine de sihirsiz, amaç nedir ki? Kemana sahip bir büyücü gerçekliği değiştirebilir, ancak aynı şeye sahip bir Muggle yalnızca aynı notadan basit bir şekilde kendi türündekileri etkileyebilir. Ve iki Muggle virgüllerin anlamı değiştirip değiştirmediği hakkında tartışırken, iki büyücü bir büyünün yapısını düzenleyip tüm dünyayı değiştirebilir.

O kitapları gönderirken, Albus, bana vermek istediğin ders bu muydu? Onlara bu ufak dünyalarında acımam mı? Ne kadar etkisiz olduklarını görmem mi?

Kalbim—O—elimdeyken yeterince açıktı. Şimdi O'na sahip değilim, büyünün kesinliğine bile sahip değilim—

Nasıl?

Biri bu şekilde nasıl yaşar?

Penceremin manzarası son on iki yılda çok değişti, tabii her ne kadar bunu söyleyememek istesem de... Düşüncelerim süzülüp beni terk ediyor. Goblin demirinden yapılan bu tılsımlı duvarların varlığıyla gidecekleri hiçbir yer olmadığı düşüncesine kapılıyor içimden bir ses. Eskiden her zaman bir Düşünseli alacağımı söylerdin—

Benim Nurmengard'ım beni yıkmayacak, Albus, tıpkı seni yıkmayacağı gibi. Hadi, git ve o genç delikanlı Karanlık Lord'un ile uğraş. Ben sadece çürüyorum—gerçekten de yaşlı bir adam mıyım? Galiba öyleyim. Pekala, benim zamanımda bir ülkeyi fethetmek için karda ilerlerken tepenin iki yanından kuşatmak gerekirdi.

Saygılarımla,








*Beware the Ides of March, Shakespeare tarafından yazılan Julius Caeser'ın trajik hikayesinde ayakkabı boyacısının Julius Caeser'a binbir güçlükle kurduğu söz: "Martın ortasına dikkat et." Caesar'ın ihanete uğrayıp bıçaklanarak öldürüldüğü gündür.

thirty-five owls | grindeldore epistolary (çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin