6. BÖLÜM

10.9K 465 300
                                    

Hayatının gidişatından sürekli şikâyet ederken, şunu aklından çıkarma. Direksiyondaki sensin!

🥀🥀🥀🥀🥀🥀🥀

Sabah alarmın çalmasıyla yataktan kalkıp hazırlanmaya başladım. Ardından Kuzey, Hira ve Arel'le birlikte kahvaltı yaptıktan sonra evden çıktık. Uzun ısrarlar sonucu arabayı Arel kullandı. Çok ısrar edince kıramadım kardeşimi. Okulun önünde drift çekerek durduğunda hepimiz de indik.

Okulda ki bazı gözler bizdeydi. Ama bazıları da başka bir yere bakıyordu. Hepimiz birbirimize baktık. Anlamamıştık. Çünkü baktıkları tarafta büyük bir topluluk vardı ve bizi görenler o topluluğa acıyarak bakıyorlardı. Ben daha da fazla merak etmiştim. Ama hiç bir şey görünmüyordu. Hepimiz hızlı bir şekilde oraya gittiğimizde gördüğüm şeyle çok sinirlendim. Hem de aşırı derecede. 4 tane benim yaşlarımda genç erkekler - ki bu okulda değiller, Bulut'u aralarına almışlar ve geçmesine izin vermiyorlardı.

Aralarından biri alaycı bir sesle Bulut'a, "ne o ezik, bizden sıkılıp bu okula mı geldin." diyince anlamıştım Bulut'un geldiği okuldan olduklarını. Demek ki orada da ezikliyorlardı. Hiç kimse de bir şey yapmıyordu. Gerçi neden yapsınlar ki, bu okuldakiler de eziklemiyor mu zaten. Hep sinirlerim bozuldu. Selim'de izlediği yerden doğru sırıtıyordu bir de. Daha benim geldiğimi farketmemişti.

Arel hareketlenecekti ki onu kolundan tutup yavaşça oraya doğru ilerlemeye başladım. Diğer çocukta tam Bulut'a vuracakken, o kalkan elini yakalayıp geriye doğru sertçe büküp diğer elimle de ona yumruk atmam bir oldu. Diğer 3 çocukta şaşkınca bakakalmışlardı bana. Okuldakiler artık alışkın oldukları için pek şaşırmamışlardı.

"Ne hakla ona el kaldırırsın!!!" diye bağırıp Bulut'un yanına geçtim. Çocuk önce beni baştan aşağı süzdü. En son gözleri benimkiler de durdu. Ve Bulut'a dönüp, "ooo, kendine güzel bir kız mı buldun yoksa. Benim anlamadığım bu kız senin gibi bir eziğe nasıl baktı?" dedi alaycı bir ifadeyle, aynı zamanda sorarcasına. Bulut ona sinirli bir şekilde bakıyordu.

Ne kadar sinirlensem de, "herkes sen değil." dedim aynı alaycılıkla. Sinirlendiği belli oluyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. Demek oyun istiyorsun, peki, biz de oynarız. Aynı alaycılıkla konuştu.

"Emin misin?" dedi tek kaşını kaldırıp ve etrafına, bizi izleyenlere baktı. Tekrar bana dönüp, "şu an onun yanında sadece sen varsın. Bak, senden başka müdahale eden var mı?"

Hiç istifimi bozmadan sırıtmaya devam ettim. Sen öyle san. Ben hâlâ sırıtırken onlar da anlamaz gözlerle bakıyorlardı. Ve beklediğim de oldu. Bulut'un diğer tarafına da Arel geldi aynı zamanda konuşurken.

"O kadar emin olma derim."

Ondan sonra da Selim'in kız kardeşi Selin geldi ve Arel'in söylediğini onaylar nitelikte, "bence de." dedi. Göz ucuyla Selim'e baktığımda, kardeşine sinirli bir şekilde bakıyordu. Ben hâlâ bunların nasıl kardeş olduğunu anlamadım. Kardeşi melekken, kendisi tam bir- neyse. Selin'e baktım hafif bir tebessümle. Ondan sadece bir kaç saniye sonra da Hira geldi, onun arkasından da Kuzey. Ve ondan sonra da sürekli Arel'in yanında gördüğüm arkadaşı. O da iyi biriydi zaten.

Tekrar o çocuklara baktığımda yüzlerinin hali görülmeye değerdi. Tek kaşımı kaldırarak, " bir şey mi söylemiştin." dedim. Aralarından biri fazla sinirlenmişti benim bu alaycı halime. Ve üstüme doğru gelmeye başladı koşarak. Amacını anlamıştım. Tekme atmaktı. Zaten bana doğru koştuğundan belliydi. Ve tam da tahmin ettiğim gibi tam tekme atacakken çevik bir hareketle yana kayınca otomatikmen yere düşmüş oldu. Bana şaşkınlıkla bakıyorlardı. Bu kadar hazırlıklı davranmama şaşırmışlardı belli ki. Ama o yere düşünce bahçede ki herkes gülmeye başladı. O da fazla sinirlendiği için hızlı bir şekilde bana gelip tokat atmak için elini kaldırmıştı ki, benden önce Kuzey o eli yakalayıp;

İNTİKAM MELEĞİ (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin