32. BÖLÜM

5.1K 259 26
                                    

Mevlana der ki;

"Sevdiğinin nazını değil, kahrını çekmektir sevda... Onunla bir ömür değil, onun için bir ömürdür sevda... Eline el değmesini değil, gölgesine gölge değmesini kıskanmaktır sevda... Yürürken dikenli yollardan darağacına, son dileğinde onu görebilmeyi istemektir sevda... Yani demem o ki; herkesin harcı değildir sevda..."

❤️❤️❤️❤️❤️❤️

ADEL MELEK'TEN DEVAM

Sabah gözlerimi açtığımda yataktan kalkıp banyoma girdim ve elimi yüzümü yıkadım. Odama geri döndüğümde de saate baktım. Daha 9'du.

Şimdi geri yatsam bir daha uyuyamayacağımı bildiğim için yavaş adımlarla odamdan çıktım. Önüme bakarak değil de, ayak uçlarıma bakarak yürüyordum uyku sersemine. Ama bir süre sonra bir bedene çarpmamla birlikte tam yere düşecekken o kişinin kollarının belime dolanmasıyla birlikte dengede durabilmiştim. Refleks olarak benim de ellerim çarptığım kişinin omzuna gitmişti.

Başımı kaldırdığımda bu kişinin Kerem olduğunu gördüm. O bana bakıyordu, ben ona... Ciddi anlamda çok yakındık. Vücutlarımız birbirine değiyordu hatta. Peki benim neden kalbim bu kadar hızlı atıyor? Sanki kalbimde kelebekler uçuşuyor. Gözlerimin içine neden böyle yoğun bakıyordu? Üstelik hafiften de gözlerini kapatıp kokumu da içine çektiğini farkettim.

Ama daha sonra ikimizinde kendine gelmesi gerektiğini farkedip ellerimi omuzlarından indirdim ve iki adım uzaklaştım ondan. O da yavaşça kollarını belimden çekti. Kendine gelmeye çalıştığı belliydi.

"Günaydın. İyi misin?" diye sorduğunda ben de, "iyiyim. Sana da günaydın." diye yanıt verdim. Ve ikimizde merdivenlere doğru yürümeye başladık.

Salona indiğimizde o sırada Serhat abim de eve giriyordu.

"Nereden geliyorsun?"

Abim bana bakıp kinayeli bir şekilde;

"Sana da günaydın Adel. Günaydın Kerem." dedi. Göz ucuyla Kerem'e baktığımda hafifçe sırıttığını gördüm. Ve abime, "günaydın." dedi.

"Günaydın abicim. Nereden geliyorsun?" diye sorumu tekrarladım.

"Herkes bi toplansın da, söyleyeceğim."

Mutfağa geçip kahvaltı hazırlamaya koyuldum. Arkamdan Kerem'de geldi ve bana yardım etmeye başladı. Böylelikle de en fazla yarım saatin sonunda birlikte kahvaltı hazırlama işimiz bitti. Arada küçük küçük yanlışlıkla olan yakınlaşmaları saymazsak hiç bir aksilik çıkmadan kahvaltı masasını da hazırlayıp, yaptıklarımızı masaya yerleştirdik. İşte herşey hazırdı.

Yarım saatin içinde de herkes tek tek uyanıp aşağı inmişti. Daha sonra da hepimiz masada ki yerlerimizi aldık. Kahvaltımızı yaparken Serhat abimin dikkat çekmek için yaptığı hafif, yalandan öksürükle birlikte hepimizin bakışları ona gitti.

"Bu sabah benim sahibi olduğum Dershane'ye gittim ve hepinizi oraya kaydettim."

Ona şaşkınlıkla bakarken ilk tepkisini Enes verdi.

"Nasıl?"

Serhat abim derin bir nefes aldıktan sonra tekrar konuştu.

"Biliyorsunuz ki, son yaşanan o kötü olaydan sonra Adel uzun bir süre aramızda olamadı." dediğinde herkesin gözleri bana dönünce yüzlerin de ki hüzünlü ifadede belli oluyordu. Aynı benim de olduğu gibi. Abim devam etti.

İNTİKAM MELEĞİ (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin