34. BÖLÜM

4.4K 239 53
                                    

Masaya bırakılmış çay gibiyim, gittikçe soğuyorum hayattan.

💜💜💜💜💜

Hâlâ ona şaşkınlıkla bakıyorduk. Ama daha sonra silkelenip kendime gelmeyi başardım. Ardından hemen gözüme kestirdiğim bir sıraya oturdum. Bizimkilere baktığımda hâlâ oldukları yerden ona bakıyorlardı.

Hafif bir öksürükle bana dönmelerini sağladım. Ve onlarda yanıma doğru gelip boş olan yerlere oturdular. Kerem benim yanıma oturdu. Kafamı çevirip Bulut'a baktığımda bana bakıyordu anlamlandıramadığım bir ifadeyle. Sınıfın kapısı açılınca önüme döndüm hemen. Gelen öğretmendi. Bu dersimiz Matematik.

Öğretmen kendini tanıttıktan sonra dersi anlatmaya başladı. Ama ben kafamda ki düşüncelerle dersi dinleyemiyordum ki. Kahretsin yaaa! Üniversite sınavı için bu dersler çok önemli ama ben kafamı veremiyorum bile. Bu Bulut nereden çıktı şimdi? Of offf. Adamlarımızla birlikte her yerde onu arıyorduk. Ama o bir an da hiç beklemediğimiz bir şekilde karşımıza çıktı. Fakat intikamım çok acı olacak. Hem de çok. Orası kesin. Ona baktığımın bile farkında değildim. Kerem hafifçe kolumu dürtünce başımı ona çevirdim.

"Ne o, çok özledin galiba. Bi bakışlarını çekemedin ondan." dedi kaşları çatık bir şekilde. Sesinde birazcık alaycı bir ton da vardı. Ama ona ne yaa! Ne alaka şimdi bu çatık kaşları falan. Zaten sinirliyim. Ondan alacağım intikamı düşünüyorum.

"Asıl sen neden çattın kaşlarını öyle. Arkadaşız, ve beni korumak istemeni anlıyorum ama bu fazla değil mi sence de." dediğimde yüzünün asıldığını gördüm. Söylediğim şeyin pişmanlığıyla birlikte önüme döndüm.

"Adel, tahtada ki soruyu sen yapabilir misin?"

Öğretmeni başımla onaylayıp ayağa kalktım ve tahtada ki soruyu çok kısa bir süre de çözdüm. Ve yerime oturdum. Otururken Bulut'un bana gülümseyerek baktığını farketmiştim.  Öğretmen de bana gülümseyerek bakmaya başladı.

"Aferin kızım. Çözmen kısa sürdü." dedikten sonra dersi anlatmaya devam etti. Ben de kafamı derse odaklanmaya çalıştım.

***********

Ders bittiğinde bizimkilerle birlikte kalkıp yine Bulut'un bakışları altında sınıftan çıktık. Daha sonra da kantine doğru yürümeye başladık. Göz ucuyla Kerem'e baktığımda bana bakmıyordu bile. Genelde hep onu bana bakarken yakalıyordum oysaki.

Yüzü de hâlâ asıktı. Bana çok kırgın kesin. O sözün Kerem'i o kadar da etkileyebileceğini düşünmemiştim. Kantine girdiğimizde bütün gözler bize döndü. Sonuçta bizi tüm Türkiye tanıyor. Bakmaları anormal değil yani.

Herhangi bir masaya oturduk. Kuzey hepimize kahve alıp geldi.

"Kerem sen iyi misin?" diye sordu Hira.

"İyiyim." bakışları gibi sesi de donuktu. Benim de yüzüm gittikçe düştü birden. Diğerleri bakışlarımı görünce anlamışlar gibi fazla üstelemediler. Kendi aramızda hallederiz diye kesin.

İNTİKAM MELEĞİ (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin